Bugün pazar.
"Psikolojik zayıflama" yöntemini yazacaktım.
Doğuştan sahip olduğumuz bu doğal yeteneği, sosyal etkilerle kaybediyoruz.
Yeniden kazanmak için değerli bir psikoloji kitabından satırları ve deneyimleri yansıtacaktım.
Fakat... Hesapta olmayan bir başka - yemek - yazısı zorunluğu doğdu.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ani bir kararla, 48 saat önceden haber vererek, TBMM'deki bütün partilerin - bilge - adamlarından oluşan DİYALOG GRUBU'nu Çankaya Köşkü'nde öğle yemeğine çağırdı.
Cumhurbaşkanlığı geleneğinde, 48 saat önceden haber verilerek böyle önemli yemek davetleri yoktur.
Daha doğrusu böyle durumlar çok enderdir.
Çankaya'dan davet geldiğinde DİYALOG GRUBU'ndakiler, "herhalde Sayın Demirel Yılmaz - Baykal uzlaşması bağlamında kamuoyuna duyurmak istediği mesajlar verecek" yorumunu yaptılar.
Gerçekten...
Demirel, bazı mesajlar verdi.
Ama, öte yandan da...
Bütün partilerin sağduyulu parlamenterlerini temsil eden grubu dinledi.
Bir bakıma TBMM'nin liderler tarafından baskı altında tutulan vicdan sesini saptamaya çalıştı.
Bu gece, TRT 1'de Kurtul Altuğ'la söyleşecek.
Anlaşılan...
Kafasındakileri DİYALOG GRUBU'yla yoğurduktan sonra, asıl mesajlarını kamuoyuna seslendirecek.
Demirel'in DİYALOG GRUBU'yla yemeğinde söylediklerini, satırbaşlarıyla yansıtalım...
"- Türkiye'nin bugünkü sorunu, hükümet düşürmek ve seçime gitmek değildir.
- Seçime bunalımdan çıkmak, istikrarlı hükümet kurmak, yeni bir Meclis yapısı oluşturmak vs.. gibi sebeplerle gidilir.
Şu seçim sistemiyle bunlardan hangisi düzelecektir ki?
- Seçimin altyapısı yeni yasalarla oluşturulmadan, seçimi çözüm olarak göremeyiz.
Özellikle...
Seçim Yasası, yeniden yapılmalıdır.
DAR BÖLGE sistemi üzerinde düşünmeliyiz. İstanbul'un 50 milletvekili var. Hiçbiri kendi seçildiği yörenin, yerel sorunlarıyla ilgili değil. Bazıları orada tanınmıyor bile.
DAR BÖLGE sistemi, milletvekili ile seçim yöresi arasında daha sıkı bir örgü yaratır.
Ayrıca, milletvekili de daha kişilikli ve güçlü olur. Yöresinden kuvvet alır.
- İttifak düşünülebilir.
Fransa Başbakanı, bana, 'ittifak sistemi olmasaydı, bugün başbakanlık koltuğunda oturamazdım' dedi.
Ne var ki...
Bize bakıyorum.
Hangi parti, hangisiyle ittifak kurabilecek ki?"
Demirel, bu düşüncelerini sıraladıktan sonra, altını birkaç kez çizercesine aynı mesajı tekrarlıyor:
"Meclis'i çalıştırmalıyız...
Türkiye'nin bugünkü sorunu, bekleyen temel yasaların çıkarılmasıdır...
Reformların yapılmasıdır...
Enflasyonun düşürülmesine devam etmektir...
Özelleştirme için gerekli 'Uluslararası Tahkim Kurulu' gibi kurumları düzenleyen ve muhalefetin de benimsediği yasaların çıkmasıdır.
Kısacası...
Bir ay... İki ay... Üç aylık sorunlarımız var.
Bütün siyasi partiler bunların çıkması için destek vermeli.
Muhalefet liderleriyle de bunu konuşacağım.
Desteklerini isteyeceğim."
Demirel'in verdiği mesajın anlamı belli.
Demirel, bir zamanlar en bunalımlı günlerde Merhum İsmet Paşa'nın "Meclis'i mutlaka açık tutmalıyız" sözünü "Meclis'i çalıştırmalıyız" söylemiyle - adeta - tekrarlıyor.
"Demokrasinin çarklarının çalıştığını... Hem de iyi çalıştığını göstermek" istiyor.
Muhalefeti de buna katkıda bulundurma çabasında.
Kamuoyu araştırmalarındaki "siyasetçi itibarındaki aşınma" bulgularını, yeniden yükselişe geçirmek istiyor.
Gri bulutları dağatacak bir rüzgar estirmek çabası seziliyor.
Bu arada...
DİYALOG GRUBU'nun da bir önerisi oluyor.
Meclis Başkanlığı'nda bulunan "Siyasi Ahlak Yasası'nın çıkarılmasını" istiyorlar. Bir öneri oluyor:
"Dokunulmazlığın kaldırılması, Soruşturma Komisyonlarının kurulmasının ötesinde, milletvekillerini mesleki olarak izleyecek bir Siyasi Ahlak Komisyonu kurulması, öngörülmekte.
Onların malvarlıklarını, yaptıkları harcamaları incelemek...
Örnek davranış içinde olmalarını sağlamak üzere, bu Siyasi Etik Komisyonu, Fransa, İngiltere, İtalya gibi ülkelerde var.
Türkiye'de de olmalı."
DİYALOG GRUBU ayrıca, "listelerin hazırlanmasında vs.parlamenterlere güç ve kişilik desteği olabilecek Siyasi Partiler Yasası değişiklik önerileri" yapıyor.
.......
Siyaset yıpranan, kirlenen kabuğunu, değiştirme sürecinde...
Şimdi olmasa bile uzak sayılmayacak bir tarihte.
Yazara E-Posta: G.Civaoglu@milliyet.com.tr