Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Milliyet Business ve Ernst&Young tarafından Kerim Taner adlı gencin "Yılın Girişimcisi" seçildiği ve Türkiyeyi temsilen Monakodaki uluslararası yarışmaya gönderileceği açıklanmıştı.Jüri masasındaydım. Sahneye çağrılan genç adam, başarının, gençliğin simgesi gibiydi.Birkaç dost masasına uğradım.Bazı bekâr genç kadınlara "Öncelik al. Daha çok yeni özgürlüğüne kavuştu, o şimdi taze bekâr" fısıltılarına tanık oldum. O masalarda erkekler 10 yıllardır geriye itilen tarım kesiminden yeni yeni yıldızlar oluştuğunu konuşuyorlardı. "Yılın Girişimcisi" genç adam, sadece Türkiyede değil, Venezüellada, Brezilyada da kiraz bahçelerine sahipti.Almanyada kiraz ağaçlarının genleriyle oynayan bir teknolojiyi uyguluyordu.Yüksek ağaçlara, merdivenlerle kiraz toplanırken o Alman teknolojisiyle aynı kiraz verimini sağlayan ama toplarken merdiven gerektirmeyen, emek maliyetini düşüren bir yöntem uyguluyordu.Bir ara konuştuğumuzda başka ilginç bilgiler de verdi."İngilterede de kiraz bahçeleri aldım. İngilizler dünyanın en milliyetçi ulusu. Kendi kirazlarının mevsiminde başka ülkelerin kirazlarını almıyorlar. İngiliz kirazlarının çekirdeklerini 2 derecede tutan ve raflarda 15-20 gün kalmasını sağlayan bir soğutma ve dayanıklılık ambalaj sistemi uyguluyorum..."Kısacası...Kerim Taner adlı genç, babasının Anadoludaki küçücük bir kiraz bahçesinden birkaç yıl içinde "küresel kiraz kralı" statüsüne geçmiş. Bizler bunları konuşuyorduk ama karşı cins de onun "taze bekâr olduğunu, eşinden yeni ayrıldığını..." Kerim Tanerin bu algılanışı, bana Sait Faik Abasıyanıkın dizelerini anımsattı:"Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem/nasıl etsem nasıl yapsam da/ meydanlarda bağırsam/ sokak başlarında sazımı çalsam/ anlatsam şu kiraz mevsiminin para kazanmak mevsimi değil/ sevişme vakti olduğunu..."Erkekler, kirazdan küresel başarıyı ve kazancı konuşurken, kadınların -belki de çoğunluğu- kiraz zamanı ve cinselliği konuşuyorlardı. Genç Kerim Taner, Yılın Girişimcisi ödülünü iki eliyle kavrayıp başının üzerinde tıpkı Büyük İskenderin zafer sahnesindeki gibi tutarken, acaba masalarda konuşulanları biliyor muydu?Belki de evet.Ama...Herhalde önceliği başarıydı.Çünkü -genellikle- erkekte lokomotif, "güç" sahibi olmaktır."Güç" en etkili afrodizyak.Cinselliği çeken bir manyetik alan. Onun için kiraz mevsimi yok, Türkiyeden Güney Amerikaya, Almanyadan İngiltereye kadar kiraz mevsimleri ve onunla gelen "başarı" var. Bu lokomotifin arkasına vagonlar kendiliğinden takılır. Erkekler lokomotifi konuşur... Yorulur... Cinsellik ise konforlu vagonlarda yolculuk eder. Dünyanın kanunu bu. En azından genelde.................Biz gene de "erkek muhabbeti" yapalım. Tarım yeniden yükselişte...Finalist 5 aday içinde bir diğeri de, son yıllarda kültürel balık üretimine soyunan ve müthiş bir başarı grafiği yakalayan Orhan Kılıçtı. Bodrumdaki balık çiftliklerinin soğutma ve ambalaj tesislerinin kurucusu Orhan Kılıç da yarışı, burun farkıyla götürenlerden. İhracatta büyük atılım yapmış. Yunanistandan başlayarak ses dalgaları gibi Avrupaya yayılıyor...............Başarının nasıl da sunulmaya istekli olduğunu bilseler, girişimciler çok daha cesur olurlardı................O gece açıklanan bir araştırmaya göre, Türkiye, Avrupanın en yüksek girişimci ruhuna sahip ülkesi.Hatta...ABnin ötesinde, ABD oranının bile üstünde.Bu ruhu, böylesine engellemek için ancak çimento oranı en yüksek Ankara bürokrasisi olmak gerek. g.civaoglu@milliyet.com.tr Bir gerçekçi söylem; "Erkekler, kadınların kafalarından geçenleri bilseler çok daha cesur olurlardı. Yapacakları öneriyi ertelemezlerdi..." Milliyetin "Yılın Girişimcileri" gecesinde kulak misafiri olduğum fısıltılar bana bu söylemi anımsattı.