CHP kalelerine AKP kancası
Yerel seçimler, Türkiye'de siyasetin MR çekimi olacak.
AKP, "agresif..."
Bir yandan CHP'nin kalelerine saldırıyor; İzmir, Kadıköy, Çankaya, Şişli, Beşiktaş, Bakırköy ve nüfusu küçük, simgesel değeri önemli Bodrum. Örneğin... Bodrum'un en eski ve güçlü ailesi Kocadonların Mehmet'i...
Ortakent'in DYP'den seçilen başarılı Belediye Başkanı Mehmet Kocadon'un babası ve tüm aile CHP'lidir.
Böyle bir ailenin başarılı ve sevilen oğlunu açık ara CHP'li olan Bodrum'da CHP, neden aday göstermesin? AKP kancayı attı, benden söylemesi...
Bu arada Başbakan Erdoğan, geride kalan yaz, birkaç kez Bodrum'daydı.
Ünlü ve önemli yabancı isimler onun Bodrum'da konukları oldu.
Şimdi Bodrum'a gelen yol dağlar kırılarak, boşluklar doldurularak genişletiliyor.
Bodrum'un su ve altyapı hizmetleri için yatırım güvenceleri veriliyor.
Bütün bunlara rağmen bir CHP adayının yerel seçimi kazanma olasılığı gene de yüksek ama "sürpriz" olmaması için aday seçimine özen gösterilmeli.
Bakırköy için Tarık Akan iyi bir seçenek ama Ateş Ünal Erzen'in nesi var?
Her iki halde de CHP, Bakırköy'ü alır.
Kadıköy, artık daha genç, daha karizması olan bir adayı gerektiriyor.
Beşiktaş'ta İsmail Ünal herhalde banko olmalı.
Ankara için Murat Karayalçın kendini kanıtlamış bir belediye başkanıdır.
Dürüst, ilkeli, laik ve aynı zamanda büyük projeler üretip gerçekleştiren adamdır.
Bugün hâlâ onun döneminde düşünülmüş projeler gündemde.
Atatürkçü kesim onun etrafında kenetlenirse saçma sapan ihtiraslarla solun "oyları bölmek" hastalığı nüksetmezse, Melih Gökçek'i sollar geçer.
Büyükşehir Belediye Başkanı seçimi çevre belediyelerin adaylarıyla bir bütün oluşturmalı.
Büyükşehir'in adayı Murat Karayalçın iken, Çankaya adayı zurnanın "zart" sesi verdiği delik olmamalı.
Çankaya AKP'ye kaptırılmamalı.
Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Çankaya'nın özel önemi vardır.
İki problemli yer var.
Bunlardan biri Şişli. Mustafa Sarıgül, Şişli ile bütünleşmiştir. Şişli'de bir yanlışlık büyük risktir.
İkinci problem; Eskişehir.
DSP'li Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen önce rektörü olduğu Anadolu Üniversitesi'nde, sonra Belediye Başkanlığı sürecinde Eskişehir'de iki mucize yarattı.
AKP, Eskişehir'e yükleniyor.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın yerel seçimler misyonu "AKP'nin Eskişehir'i alması."
Eskişehir'de laik oyların bölünme olasılığı AKP karargâhında eller keyifle ovuşturularak bekleniyor.
Deniz Baykal, küresel ekonomik krizin rüzgârını da yakalayarak CHP'nin yelkenlerini doldurmuş görünüyor. CHP'nin oyları yükselişte.
CHP, büyük oynayarak "İstanbul'u da almaya" odaklanabilse...
..........................
Güneydoğu'ya gelince...
Bir kez daha vurguluyorum ki, o yörede seçmen olsam oyumu AKP adayına veririm.
Çünkü... DTP Türkiye partisi değil de bir bölgenin, tümüyle Türkiye insanının değil, sadece Kürt kökenli yurttaşların, hatta ne yazık ki, örgütün partisi gibi politika yapıyor.
Yörede madem CHP yok... MHP'nin esamisi okunmuyor... O halde Türkiye'nin bütünlüğü için oylar elbette AKP'ye...
TAYYİP'İN ‘SİNİRLİ’ LAMBASI
Vatan gazetesinin kamuoyu araştırmasına göre, "AKP'nin oyları düşüşte."
Bu düşüş nedeniyle mi AKP'nin lambası asabi?
Yoksa lamba asabi sinyaller verdiği için mi yaydığı negatif enerji, AKP'yi inişe geçirdi?
Bu bağlamda kadim dostum Müjdat Gezen ile telefonda laflarken, tiyatrosundaki "Tayyip'in Sinirli Lambası" adlı oyunu da konuştuk.
Oyunu izlerken hem güldük, hem düşündük.
Nükteleri yazarsam tadı kaçar.
Kendiniz görün.
Ancak... Salonun tıklım tıklım dolu olduğunu belirteyim. "Kapalı gişe" oyun göstergedir.
Toplumun ruh halini yansıtır.
Demek tepki birikimleri kabarmış, seyirci siyasal dokundurmalara hazır.
İktidarların "tepki alma" ve "inişe geçme" sürecinde siyasal taşlama sahne gösterileri çoğalır.
Merhum Muammer Karaca'nın dönemin Başbakanı Adnan Menderes'i taşlayan "Ednan Bey Duymasın" adlı oyunu nasıl da her gece salonu dolduruyordu.
AKP'nin etrafında pervanelerin döndüğü "sihirli lambası" bakınız 6 yıl sonra "sinirli lamba" olmuş.
DÜZELTME
5 Kasım 2008 tarihli yazımda AKP iktidarı öncesi koalisyon hükümeti için sehven CHP-ANAP-MHP ifadesi yer aldı...
TV çekimi ile gazete yazımın örtüştüğü günler bazen böyle olmadık yanlışlar yapabiliyoruz. Aslı elbette DSP-ANAP-MHP ortak hükümeti olacaktı. Ecevit'i daha CHP Genel Sekreterliği yıllarından tanıyan ve DSP'nin kuruluş sancıları sürecinde bu yeni parti için OR-AN'daki evinde konuşan bir gazeteciyim. Ama gene de böyle bir sözcük kazası yaptım.
Düzeltiyorum. G.C.
