Güneri CİVAOĞLU
Bodrum'da bir gece...
Ağustos böcekleri cayır cayır ötüyorlar.
Oysa...
Güneş doğduğu anda ötmeye başlar, battığı anda susarlardı.
150 yıldır aynı
Bodrum konaklarında ömür sürmüş,
Kocadon'lardan sonuncusu
Ahmet gülerek izah etti:
"Binlerce Watt'lık lambalar yanıyor. Ortalık gündüz gibi. Her yerden müzik sesi geliyor. Cırcır böcekleri zamanı şaşırdılar. Geceyi gündüz sanıp ötüyorlar."
Geçenlerde okudum...
Güvercinlerin gagalarında yön bulmalarını sağlayan manyetik bir doku varmış.
O nedenle hiç yanılmadan hedefe kilitlenerek uçarlarmış.
Ancak...
Cep telefonları, öylesine güçlü dalgalarla, gökteki dengeleri bozmuşlar ki... Güvercinlerin gagalarındaki bu özel manyetik alan artık yetersiz kalmaya başlamış. Güvercinler, yönlerini şaşırıyorlar, hedefe uçamıyorlarmış.
Cep telefonları, uçakların bile bilgisayar uçuş programını şaşırttığına göre, avuç kadar güvercinleri yanıltması doğal.
Doğanın bile böylesine yapay etkenlerle şaşırtıldığı ortamda, insanoğlu da doğruları ve eğrileri sezmekte giderek daha çok güçlük çekiyor.
Özellikle...
Siyasi polemiklerin aynalarında çarpıtılmış ve yeterince işlenmemiş, ham bilgi ve haber bombardmanı altında, zamanı da, mekanı da, rotayı da şaşırabiliyoruz.
Cırcır böcekleri ve güvercinlerle benzer
suskunluk yazgısını paylaşıyoruz.
Türkiye, son bir kaç aydır, kesintisiz
8 yıllık eğitim gündeminin ipoteği altındaydı.
Şimdi
"ekonominin kesintisiz 20 yıllık enflasyonun tahribatı sürecek mi" sorusuna eğilme zamanıdır.
Ekonominin dümenindeki
Güneş Taner gazeteye gelmişti. Kendisiyle söyleştik.
O'na, sokaktaki vatandaşın düşüncelerini yansıttım.
Büyük çoğunluk, giden hükümete olan tepkisi nedeniyle, bu hükümete geniş destek kredisi açmış.
Ama...
Kuşkulular... Çekinerek soruyorlardı:
"Ötekilerin gittiği iyi oldu. Bunları gönülden destekliyoruz. Ama sadece zam yapıyorlar. Böyle giderse, hava aleyhlerine dönmez mi? Gene Refah'la DYP iktidar olur mu?"
Güneş Taner bundan önce de,
Özal'ın son başbakanlık yıllarında ekonominin patronuydu.
"Enflasyonu düşürmek, benim kişisel meselem. Kişisel iddiam. Eğer yıl sonuna kadar yüzde 50'ye düşüremezsem, istifa ederim" diyordu.
Sonuç...
Yüzde
51'e düşürdü.
Gene istifa etti. Kabul edilmedi.
Bu kez, hadise, ne kişisel sorundur, ne kişisel iddiadır... ne de tribünlere kişisel gösteri.
Taner'i... hatta
Yılmaz'ı,
Ecevit'i,
Cindoruk'u...
Anavatan'ı,
DSP'yi ve
Demokrat Türkiye Partisi'ni çok aşmaktadır.
Hadise, çok daha büyüktür. Laik - demokrat, batıya dönük liberal siyasetin ve liberal ekonominin kaderidir.
Eğer bu kader iyi çizilirse, hür düşünce ve hür inançla bütünleşerek
Türkiye'yi çağdaşlığa taşır.
Yoksa...
Neler olabileceğini görmek için, her hafta yaşadığımız
Cuma provaları yeterli işarettir.
Taner'i beğenen ya da karşısında olan, tavırlarını, havasını yadırgayan ya da
"doğru bildiği yolda yürüyor" diye destekleyen vardır.
Bütün bunlar, ayrı... Gerçek olan,
RP kafasına karşı mücadelenin başarı şansının temelde ekonomiye bağlı olduğudur. Ekonominin kaptan köşkünde de
Taner'in bulunduğudur.
Taner "Bundan önceki iktidarın sürekli ertelediği zamları yaparak, ancak, rötarı yakaladım" diye son zamları izah etti.
Enflasyonda yüzde
30 katkısı olan, yaş meyve - sebzeden tutunuz, bankaların mevduat karşılıklarının hazine tarafından faizle değerlendirilmesine,
Ziraat Bankası gibi bankaların ucuz kaynak yaratmasına, özelleştirmeye kadar uzanan çeşitli önlemleri sıraladı.
Ayrıca...
IMF'nin siyasi kararlarında etkili olan
İkinci Başkan Fischer'in bir de mektubunu gösterdi.
IMF'nin,
Türkiye ekonomisine, dünya finans devleri için yeşil ışık yakması ve
Türkiye'nin,
Avrupa ve
Amerikan pazarlarına gerek bono satarken, gerek oralardan ucuz kredi bulurken rahatlaması mümkün.
Eğer...
Seçim ekonomisi izlenmezse, gelecek yıl enflasyonunun, dünya normallerine doğru inişe geçmesi beklenebilir.
Belki... Bizler de, cırcır böceği ya da güvercin sendromundan kurtulma umudunda olabiliriz.
.............
NOT: Bütün banka mevduatları devlet garantisi altında. Ancak bu karardan önce, üç özel banka kapatılmış ve mevduat sahipleri, sigorta kapsamına giren küçük bir bölüm hariç, varlıklarını yitirmişlerdi.
Felç ve kalp krizi geçirenleri, depresyon halinde olanları biliyorum.
İntihar teşebbüsünde bulunanlar bile oldu.
Yürek parçalayıcı bir durumdur.
Ayrıca...
Farklı muamele nedeniyle, adaletsizdir.
Güneş Taner'den öğrendiğime göre, bu durumda olan mevduat sahiplerinin durumlarını kurtaracak ve zararlarını karşılayacak bir formül uygulanacak. O üç banka tedavi altına alınıyor.
Önce
Ex-im Bank mevduat sahipleriyle başlanıyor.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr