Top döndü dolaştı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önüne düştü.
Cumhurbaşkanları ne yapabilir?
Bu sorunun cevabı Cumhurbaşkanı’nın kim olduğuna göre farklıdır.
Eski cumhurbaşkanlarından merhum Fahri Korutürk kendi döneminde yaşanmakta olan siyasi kriz sırasında derinliği olan bir analiz yapmış ve şöyle demişti:
Atatürk gibi cumhuriyetin kurucusu değilim.
İsmet Paşa gibi kurtuluş savaşı komutanı ve Türkiye’yi çok partili düzene geçiren demokrasi mimarı da değilim.
Sadece emekli oramiral, eski büyükelçi ve kontejan senatörü geçmişimle cumhurbaşkanı oldum.
Bir parti lideri de değilim ki toplumda ve Meclis’te tabanım olsun.
Benden cumhurbaşkanı ağırlığımı koymamı isteyenler bunları görmeliler.
Ben Anayasa ve yasalar çerçevesinde devletin kurumlarının uyum içinde olmalarını sağlamaya çalışırım.
Hukuk ötesinde “ağırlık” beklenmemeli.
.........................
Merhum Korutürk çok önemli yüksek devlet görevlerini başarıyla yapmış, şerefli ve dürüst bir kişilik olarak saygınlığa sahipti.
Söylemi “siyasi ağırlık analizi” gerçeğini “tevazu” merceğiyle yansıtıyordu.
Ama...
Yaklaşımı yanlış değildi.
Hiç değilse...
Siyasi örgüt, seçmen, milletvekili tabanı olan bir cumhurbaşkanı daha güçlü “siyasal referansa” sahiptir.
Elbette teori böyledir ama Çankaya’ya çıktıktan sonra o liderler bile dayanaklarının azaldığını, etkilerinin düşüşe geçtiğini kısa sürede hissederler.
Özal, Mesut Yılmaz’ın, Demirel, Tansu Çiller’in başbakanlıkları sırasında yalnızlık duymuşlardır.
Fakat...
Gene de toplumda milyonları kapsayan taraftar tabanları hep sürmüştür.
................
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül iktidardaki AK Parti’nin kurucularından biridir.
Partinin ilk iki isminden biridir.
İktidarın ilk başbakanıdır.
Cumhurbaşkanlığına askeri vesayete “dik” durabilerek, siyasi mücadeleyle gelmiştir.
AK Parti seçmeninde geniş bir tabanı vardır.
AK Parti Meclis grubunda da sevilir sayılır.
Ayrıca...
Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’ne çıkması halinde AK Parti liderliğine ve başbakanlığa en yakın adaydır.
Milletvekili seçiminde AK Parti aday listeleri onun kaleminin son işaretleriyle belirlenecektir.
Gül, Çankaya Köşkü’ne çıktığından bu yana saygınlık skalasındaki yerini daha da yükseltmiştir.
Partisinden ters düşmemekle, cumhurbaşkanı tarafsızlığı arasındaki duyarlı çizgiyi genellikle ve olabildiğince sürdürmüştür.
Bütün bu özellikleri nedeniyle krizlerde devreye koyabileceği “ağırlığa” sahiptir.
Ondan beklenenleri verebilecek potansiyelinin olduğu da söylenebilir.
Bu “netameli” süreçte “kriz yönetimi” performansı siyasi geleceğine de artılar getirebilir.
Gül’ün doğasında olan “ince ayar” şu süreçte çok önemli.
Züccaciye dükkanı gibi sırça saray 2014 Türkiye’sinde, kırıp dökmeden, güç dengelerini birbirine kırdırmadan, kör dövüşlerinin ateşini düşürerek, hukuk çerçevesinde sağduyuyla yol haritası oluşturmak gibi çok zorlu bir misyon zorunluğu var.
.......................
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da sağduyu ve bilgelik yansıtan bir çözüm paketiyle devreye girdi.
Cumhurbaşkanı Gül için yararlanabileceği bu formüller demeti, fırtınalar sürerken açılmış bir gök kuşağı.
Aklıselimin ışık renkleri, hala pozitif düşünenlerin bulunduğunu gösteriyor, umut veriyor.