Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İktidarla Cemaat arasındaki “dershaneler” fırtınası dindi. 2 yıllık bir süreye yayıldı.
2015’te Cumhurbaşkanı seçimi var.
Başbakan Erdoğan, Çankaya Köşkü’ne çıkarsa zaten bu 2 yıllık süreç dolmamış olacak.
2015 yazından sonrasına da “Allah kerim...”
Ya bir “uzatma” daha ya da “rafa kaldırma...”
Belki de durumu kurtaracak bir makyaj.
An itibariyle dershaneler için 2 yıl kazanılmış, Başbakan Erdoğan da “geri vitese” geçmemiş oluyor.
Aslında olay patladığında tek bir yazı yazdım ve o satırlarımda da “kısa sürede fırtınanın dineceğini, göz gözü görmez havanın aydınlanmaya geçeceğini, suların çekileceğini” öngördüm.
“Suhulet orta çizgisinde” buluşulacağına işaret ettim.
Bir daha da o konuda -havada belgeler, suçlamalar uçuşurken bile- tek satır yazmadım.
Nedenleri de güncelliğini hala sürdüren o tek yazıda...
Bazı bölümlerini aynen yansıtıyorum:

HOCAEFENDİ’NİN ‘ORAGE’ SÖYLEMİ
İktidarla “Cemaat” arasında serin rüzgarlar zaten esmeye başlamıştı.
Birden fırtınaya, “doluya” dönüştü.
Bunu Fethullah Gülen Hocaefendi “orage” kelimesiyle açıkladı.
Girin “Google”a çakan şimşeklerle “orage” fotoğraflarını görürsünüz.
Bunlardan birini yansıtıyorum.
“Cemaat”in sözcüsü kabul edilen Zaman gazetesi manşeti“orage” patlaması gibiydi:
“Eğitimde darbe...”
Dahası...
“12 Mart, 12 Eylül ihtilallerinde bile böylesinin yapılmadığını” yazıyor.
Fethullah Gülen Hocaefendi “kafalara ceviz gibi doluların yağdığını” söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nda hazırlandığı iddiasıyla yayınlanan belge bu kopan kıyametin “meteoroloji raporu...”
Cemaat dershanelerinin hedef alındığı söylemleriyle ortalık karıştı.
“İktidarla, Cemaat” arasında köprüler atıldı mı?
En azından “çökmeler” olduğu apaçık ortada.
Çatışma, beraberinde ittifakları da getiriyor gibi...
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin hapisteki komutanlar için “yaşlı başlı adamların hapiste olmaları içimi acıtıyor” söylemi bunun bir işareti gibi algılanabilir.
Hocaefendi daha da öteye geçiyor.
“Komutan-ların önlerinde topuk çakıp selama geçmelerinin” kimilerine verdiği “tatmin” duygusunu dile getirerek “onlara ceza veren yargı kararlarının bizden kaynaklandığı fısıltıları var” mesajıyla “bunun doğru olmadığı” çakarıyla “tehlikeli kayalıklar” uyarısında bulunuyor.
..........................
“Orage” patlar.
Ortalığı altüst eder.
Sonrası doğa kendi ritmine döner.
Fırtınanın ardından, göz gözü görmez hava aydınlanmaya geçer. Sular çekilir.
..........................
Gene öyle mi olacak?
Mümkün...
Sanıyorum ortalık önce durulacak, ardından yatışacak.
Aralarında yaygın geçirgenlik olan iktidar ve Cemaat tabanları keskin ayrışmayı kabul etmezler.
Karşılıklı adımların atılması ve “suhulet” orta çizgisinde buluşulması dünya görüşlerinin tabiatı gereğidir.
Taraflar -belki- birer güç göstermek tavrı aldılar ama “sürgit” devam etmesi daha uzak ihtimal.
..........................
Bugünkü iktidarın büyükleri, Fethullah Gülen Hocaefendi Cemaati’nden değiller.
Ama...
Cemaatle uyum hatta dirsek teması içinde oldular yıllardır.
Tabanlar da geçirgen olduğu için aralarında keskin ayırım yoktu.
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ağırlığının saygı gördüğü bir uzun yürüyüş yan yana yapıldı.
Şimdi gelinen noktada bir “ayrışma” ya da “kopma” olacağını iddia etmek ihtiyatsızlıktır.
Fakat Başbakan Erdoğan’ın da “iktidar tecezzi kabul etmez” kuralından, kendi tabiatının da gereği daha derin etkilenmekte olduğunu düşünüyorum.
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ise -bildiğim kadarıyla- “siyasi iktidar” ihtirası zaten yok.
Evrensel düşünüp -kendi açısından- İslam’ı çağdaşlaştıran bir yeniden yapılanma ve zihniyet reformunu hayata geçirmek için yıllardır taş taş üstüne koyuyor.
Aslında...
“Kişilik tonları” öne çıkmazsa teorik olarak bu iki oluşum renkleri aynıdır.
........................
Sonuç...
Benim dünya görüşüm, 51 yıldır bilinir.
Satırlarımla ortaya koymak istediğim ise bir “durum analizidir.”
........................
Gerçi okyanus ötesinden doğrudan bir cevap -henüz- gelmedi ama Cemaat’in ağırlıklı ismi Hüseyin Gülerce’nin, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a ilk tavrı için “pozitif” denebilir.