Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Sevmediğim şöyle bir söylem vardır: "Kötü haber, gazeteci için iyi haberdir."
Azerbaycan seçimlerinden sonra birkaç gösteri, çatışma kötü haberlerdi.
TV ekranlarını ve gazete sütunlarını süsleyerek iyi habere dönüştüler.
Oysa...
Sandıklar kapanmadan 6 saat önce "seçime fesat karıştı" diye gösteriler başlamışsa... Daha seçimlerden 48 saat önce Azadlık Meydanı'nda seçim sonuçlarını protesto çağrısı yapılmışsa... Gösterilerde kullanılmak için bir gün önceden Azadlık Meydanı'nın yanındaki parkta taşlar yığılmışsa... Bütün bunlar cadı kazanı kaynatmanın işaretleridir.
20 dolaylarında yaralı, bazı dükkanların, hatta konutların camlarının kırılması, araçların tahribi, önceden planlı, hatta programlı bir hazırlığın kanıtları gibi görülebilir.

Göstericilerin kökleri, Elçibey'in, Azerbaycan'ı yönettiği yıllara kadar iniyor.
O dönemde radikal milliyetçi çeteler Azerbaycan'a dehşet yaşatıyordu. Evlere girer "çıkın, burası bizim" deyip sahiplerini kovarlardı. Mülklerine el koyar satarlardı.
İhaleleri onların istedikleri alırdı.
Her sektörden haraç almaktı işleri.
"Hukuk Devleti" değil "Çeteler Devleti" gibiydi Azerbaycan.
Elçibey, iyi niyetli, fakat, bu çeteler karşısında zayıftı.
Şimdi hadise çıkaranlar da, Elçibey'in zamanında Meclis Başkanı olan İsa Kamber'i destekleyenler...
İsa Kamber, Müsavat Partisi'nin Genel Başkanı ve bu seçimde cumhurbaşkanı adayı.
Seçilemeyeceği belliydi.
Üçüncü kez başkanlık seçimini kaybediyor.
Artık bir daha aday gösterilemeyeceğini biliyor. "Seçimlere fesat karıştığı" iddiasıyla durumunu kurtarmak istiyor.
Peşine takabildiği protestocu sayısı ancak 2 - 3 bin kişi.
Türkiye açısından da bakalım.
İsa Kamber, daha önce Bakü - Ceyhan Hattı'na karşı çıkmıştı. Azerbaycan petrolünün, İran üzerinden körfeze akmasını savunmuştu.
Zaten gösteriyi yapanların çoğunluğu da, Güney Azerbaycan diye adlandırılan İran'dan gelmiş Azeriler.
Bizim MHP'nin çoktan dışladığı Susurluk takımı - menfaat değilse - neden bu kafayı destekler?
Neresi Milliyetçilik?

İki gündür burada "istikrar, seçimin omurgası" diye yazıyorum.
Nabız tuttuğum Azerbaycan halkı, "sokaktaki adamla, sokaktaki kadınla" "istikrar" diyordu.
Oyunu "istikrar"a verdi.
Yüzde 70 dolaylarında oy...
Halk, Elçibey'in yönetim yıllarını, kabus gibi hatırlıyor.
Ülkeyi "Çeteler Devleti"nden, "Hukuk Devleti"ne dönüştüren otorite, Haydar Aliyev oldu.
Onun Sovyetler Birliği Politbüro üyeliğine kadar uzanan deneyimleri ve kişisel otoritesi, Azerbaycan'ı devlet haline getirdi.
Oğlu İlham Aliyev, bu biyografinin siyasal rantını almakta.
İlham Aliyev'in başarı grafiğini ise zaman çizecek.
Ancak, daha seçim günü ve sonrasındaki hadiseler, diğer adaylardan en fazla oyu alan İsa Kamber'in, macera seçeneği olduğunu gösterdi.

AGİT de "resmi" yayınında bazı rezervler koydu ama "şeffaflığı" vurguladı.
Olsa olsa belki Türkiye'de de görülen seçmen listeleri sorunu vardı.
Seçmen listeleri askıya çıkmış. 15 gün süreyle itirazlara ve düzeltimlere açıkmış. Listelerde adına bakmayanlar, itiraz etmeyenler bizde olduğu gibi burada da oy kullanamadılar.
Seçimleri AB kaşıyor.
ABD ise, daha olumlu bakıyor.
AB ve özellikle Almanya, Azerbaycan'ın da dahil olduğu şu coğrafyada istikrarı hesaplarına uygun bulmuyor. Enerji kaynağı olmayan Almanya, enerji kaynaklarında daha ağırlıklı olan ABD'ye karşı.
Oyun büyük...
Türkiye'nin yararı ise altını çizerek vurguluyorum... Irak'ta, Azerbaycan'da, Gürcistan'da... Terör ve çalkantı ihraç etmeyen yöre ülkelerinde istikrar...