Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Altını çizerek, "şimdilik" kaydını koyalım ve ilk izlenimleri yansıtalım.
"Siyaset rüzgarları, Demirel'in Cumhurbaşkanlığı süresinin uzatılması ya da ikinci kez seçilmesi yönünde esiyor."
Önce Yılmaz'ın sonra Erbakan'ın söylemleri ilk işaretler.
Herhalde Ecevit'in DSP'si ve hükümetin diğer ortağı MHP de, Demirel'in karşısında yer almazlar.
Anayasa değişikliği için eksik kalabilecek 20 - 30 oy, Erbakan'ın pazar günü bir davetinde söylediği gibi FP'den sağlanabilir.
Dahası...
DYP'nin Demirel'e oy vermemesi de politikanın tabiatına aykırıdır.
Kendi kurucusuna ve doğal liderine DYP Meclis grubunun çoğunluğu - EVET - oyu verir.
Tabii burası Türkiye... Gene Demirel'e ait bir sözü tekrarlayalım:
"Politikada bir gün bile çok uzun süredir. Çok şey değişebilir."


Eşref saati

Öte yandan...
Gerçi Demirel, Meclis'te "Anayasa değişikliği ve yeniden seçim" için gerekli sayısal çoğunluğa yaklaşmış görünmekte ama Türkiye'de parmak sayısı sonuç için her zaman yeterli değildir.
Kamuoyu ve duyarlı çevrelerle olmak da sonucu belirleyen bileşenler arasında.
Kamuoyunu oluşturanlar tavırlarını bazı nedenlerle henüz net koymuş değiller.
Örneğin...
- Birer Demirel destekçisi değilseler de, başka seçenek ufukta görünmediği için bekliyorlar.
- Demirel'in görev süresinin uzatılması ya da yeniden seçimi için Anayasa değişikliği önerileri daha çok yeni...
- Dirsek temasları ile üzerinde uzlaşılacak bir aday saptamak, onun kazanma şansını araştırmak, duyarlı çevrelerde nabız tutmak zaman alacak.
Bu ve benzeri nedenlerle, tablonun netleşmesini beklemek gerekecek.
Eşref saati gelmiş değil.

Telkin yok

Duyarlı çevrelere gelince...
Bu konuda - çok aykırı bir aday ortaya sürülmedikçe - duyarlı çevrelerin doğrudan bir tavrı, bir telkini yok.
Demirel için de bir ağırlık konulmuş değil.
Ama...
Demirel'in yeniden seçilmesine de soğuk bakmazlar.
Özellikle 28 Şubat sürecinden bu yana, Demirel ile duyarlı çevreler arasında yakın bir diyalog oluştu.
Peki bir eski asker, saygın bir komutan olmaz mı?
Bunun sakıncaları görülmekte.
Örneğin...
110 milletvekilinin Meclis dışından eski bir komutanı önermesi siyasetin normal koşullarında pek doğal ve olası değil.
Parlamento'nun kendi içinden bir aday çıkaramamış gibi bir görüntü, ne içeriye ne dışarıya izah edilebilir.
Türkiye'nin demokrasi sicili - açık söyleyelim - yara alır.
Ayrıca...
Bu görüntü, TSK'yı da hak etmediği halde yıpratır.

Sivil seçenek

Öte yandan...
Parlamento, Demirel dışında, saygın ve etkin başka isimler çıkarırsa duyarlı çevrelerin ona da sıcak bakacağı izlenimleri var.
Söz gelişi...
Hikmet Uluğbay, son üzücü olaya gelinceye kadar bu konumdaydı.
Şimdilerde Dışişleri Bakanı İsmali Cem'in de tırmanışta olduğu gözleniyor.
Demokratik, laik, dürüst ve uygar kişiliğini Dışişleri Bakanlığı deneyimleriyle bütünleştirdi.
Saygın ve güvenilir bir "devlet adamı" profili çizdi.
Kamuoyu beğenisine sahip.
Duyarlı çevreler de Cem için olumlu değerlendirmelere sahipler.
Başta ABD olmak üzere, Avrupa ve Arap dünyasında iyi çevre yaptı.
Yeni bir isim.
Neden olmasın?
Belki zaman içinde böyle başka adaylar da ortaya çıkabilir.
Aksi halde...
Demirel'in görev süresinin 5 yıl daha uzatılması ya da bir dönemden fazla Cumhurbaşkanlığı yapılamayacağı yolundaki Anayasa değişikliği ile sorun çözülür.
Demirel, bu formüllerden hangisi hayata geçirilirse... 5 ya da 7 yıl daha görev yapar.
Eğer "gene mi Demirel?" deniyorsa, bunun sorumlusu yeni ve bu misyonun ağırlığını taşıyabilecek isimleri bulamayan ve seçemeyen siyaset yapısıdır.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr