Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İşte kültür farkı...
Irak halkı, hala kanlı diktatör Saddam'ı başında taşıyor.
Yugoslav halkı ise diğer kanlı diktatör Miloşeviç'i çökertmekte.
Saddam, mermer başkanlık saraylarında, oğluna bile geleceğin diktatörlük statüsünü sağlarken Miloşeviç, Birleşik Muhalefet Hareketi'nin lideriKostunica'nın başını çektiği halk hareketi ile tarihin çöp sepetine fırlatılmakta.
Parlamentoyu halk ele geçirdi.
Radyo ve televizyon binasını da...
Polis, halkın yanında.
BBC'ye göre, askerler miğferlerini atıp demokrasi selinin yanında yer alıyor.
Bu durumda, Miloşeviç, ya ilkel milliyetçiliğe bağladığı kandırılmış yığınlarla iç savaş girişimi yapabilir... Ya da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Luanda ve Burundi'nin yanı sıra, Balkanlar için de kurduğu Özel Savaş Suçluları Mahkemesi'nde yargılanma kaderine katlanır.
Haklılar ve demokrasi kazanacaktır.

Doğrular ve yanlışlar

Türkiye'ye dönelim...
Kanun Gücünde Kararnameler, çağımızın "Better Governance" "iyi idare" arayış ve yönelişinin yapı taşları arasındadır.
ABD seçimler kampanyasında, bu konu tartışılmakta.
G8'lerin 82 maddelik Okinova Belgesi'ne ve New York'taki Millenium Belgesi'ne de "Better Governance" deyimi girdi.
"Yöneten devlet" ilkesinin daha etkin uygulanabilmesi için formüllerden biri de yönetimlere Kanun Gücünde Kararname yetkisi vermek.
Önce, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in iki KHK'yı geri göndermesi...
Dün de Anayasa Mahkemesi'nin, bir dizi KHK'ya dayanak olan Yetki Yasası'nı iptal kararı, ilk bakışta "onlarda KHK'lar 'IN', bizde 'OUT' mu?" kuşkusunu vermekte.
Bu, sadece dış görüntüdür.
"Yönetemeyen devlet", Türkiye'nin de sorunudur.
Bir yandan...
Kendi içinde aykırılıklarla uyum özürlü, çok ortaklı hükümetler...
Öte yandan...
Muhalefetin, bir yasanın Meclis'ten çıkmasını kilitleyebileceği tüzük boşlukları...
"Yöneten devlet", kuşatma altındadır.
O halde...
Türkiye, KHK'ları ve bunların hukuksal dayanakları olan Yetki Yasaları'nı tedavülden kaldıracak değildir.

Otomatik iptal

Fakat...
Zamanla çizgisinden, özünden saptırıldı.
Örneğin...
KHK'ların yürürlüğe girişlerinden bir süre sonra Meclis'te oylanması zorunluğu vardır.
Ama...
Süre belirtilmediği için özellikle 1983'ten sonraki yıllarda, - genellikle - bu yapılmadı.
Dahası...
Anayasa, "konuların belirli olmasını" öngördüğü halde, KHK'lar için genel Yetki Yasaları'nı, hükümetler, adeta sınırsız denebilecek kadar geniş kapsamda çıkartmaya başladılar.
Hükümetlerin böylece "Yasama yetkisini gasp" kuşkuları oluştu.
Belki de o nedenle, Anayasa Mahkemesi, özellikle Özal döneminde, Yetki Yasaları'nın hemen hemen tamamı için iptal kararı vermekteydi.

Amacını aşmak

İptal edilen son Yetki Yasası için de aynı saptama geçerlidir.
Gerçi, henüz kararın gerekçesi yazılmış ve açıklanmış değil.
Ama...
Aldığım bilgilere göre, iptal nedeni gene aynı.
"Bu yetki yasasının el atmadığı alan yok.
Türkiye, bir tek Yetki Yasası ve ona bağlı KHK'larla, neredeyse yeniden yapılandırılıyor."
Anayasa "belirli konular" deyimini benimseyerek, sınırlar konulması koşulunu getirmiş.
Anayasa Mahkemesi sınırları belirsiz yetki yasasını düzeltirken haksız mı?
Ama Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasa'da olmayan "ivedilik" ve "zorunlu haller" gibi hükümete ait olan takdir yetkilerini sahiplenmesi de doğru değil.


Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr