Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


CNN’deki “Parametre” programını izliyordum.“Siyasi istikrar” skalasında 1 puan düşüşün “doğrudan” dış yatırımlarda 360 milyon dolar engel oluşturuyormuş.
Yani...
“360 milyon dolar daha az yabancı sermaye girişi” gibi yüksek maliyet.
“Gezi”den bu yana Türkiye siyasi türbülansta...
Kaç “siyasi istikrar puanı” kaybettiğini ve bunun faturasını -tam- bilemiyoruz.
Ancak...
Üretebileceği negatif psikoloji ve puanları domino etkisiyle daha da aşağıya çekme olasılığı nedeniyle -belki- bilmesek daha iyi.
.....................
Gezi sürecinde ve sonrasında Türkiye’nin dünyaya yansıması “otoriterleşen” devlet görüntüsüydü.
İktidar bile “bu mu diktatörlük” söylemiyle savunmaya geçmişti.
Ardından...
Suriye bağlamında “radikal İslam terör örgütüne destek veren” ya da öyle algılamalar üreten bir Türkiye imajı batı medyasında referans oluşturdu.
“Haydut” örgütlerle dirsek teması iddiaları hiç de olumlu değildi.
Bir gemide Yunanlıların yakaladığı silahlar...
Suriye’ye geçmek isterken yakalanan bir kamyondaki Konya yapımı füze başlıkları...
Ve...
Son olarak savcının emrine rağmen polisin araması engellenen tır...
17 Aralık’tan bu yana ise dış basında “yolsuzluklar fışkıran ülke” resmi çizilmekte.
Devleti yönetenlerin çocuklarının da bulaştıkları yolsuzluk iddialarıyla “yakınlarına çıkar sağlayan yönetim” anlamında “nepotizm” etiketlemesi yapılıyor.
Dahası havada uçuşan dosyaların önünü kesmek için yargının ve polisin hallaç pamuğu gibi atılmakta olduğu algısı yayılmakta.
......................
Böyle bir algı üreten ülkenin “siyasi istikrar katsayısı” kaç puan düşmüştür?
Her puanın karşılığı 360 milyon dolarsa ekonomi hangi kayıplara uğramıştır.
...............
Birkaç örnek vereyim...
İtibarlı batı gazetelerinden benzetmeleri geçiyorum.
Ama bakın Financial Times ne yazmış:
“Hukuk egemenliğinin sarsılmasıyla yabancı yatırımcıların cesareti kırılıyor.
Bu önemli çünkü Türkiye’nin büyük cari hesap açığının uzun dönemli yatırımla değil, sıcak parayla finanse ediliyor olması, ekonomiyi en küçük bir siyasi risk karşısında hassas hale getiriyor.”
Guardian’dan da birkaç satır:
“Yazık ki bugün Türkiye çok farklı bir tablo sergiliyor. Protesto ve skandallarla sarsılıyor, eğitimli gençleri hükümete yabancılaşmış durumda ve lideri ülkenin hastalıklarını, iyileştirmek bir yana, kavrayamamış gözüküyor. Artık ekonominin bozulmaya başladığına dair işaretler de var.”
The Times ise “Türkiye skandallarla sarsılıyor” başlığını atmış.
“Derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in yolsuzluk skandalının, ‘hükümetin gerekli politik önlemleri almasını engelleyebileceği’ uyarısını yapıyor.”
.......................
Dış politikada da Türkiye’nin komşuları ve özellikle ABD ile gerginleşen ilişkilerine işaret edilmekte.
Financial Times’ın şu satırı dikkat çekici:
“Türk hükümet yetkililerinin yolsuzluk soruşturması nedeniyle üstü kapalı olarak ABD’yi suçlaması nedeniyle Ankara-Washington ilişkileri zarar görmekte.”
......................
“Lobiler, İsrail yandaşı basın bize karşı” gibi önyargılı sert çıkışlarla kılıç sıyırmaya gerek yok.
Bakın The Times’ın başyazısı nasıl sona ermiş...
“Türkiye bizim dostumuz ve dostların Erdoğan’ın kulağına kendisinin bir fani olduğunu ................................... fısıldaması gerekiyor.”
Türkiye 3-5 ayda nasıl bu hale sürüklendi.
“İki el bir baş için” deyip iyi düşünmeliyiz.