Diyalog kopmamalı

Dün Suriye füzeleri sınırda devriye uçuşları yapan Türk F-16’larını taciz etti.

1 buçuk dakika boyunca füzeler F16’lara kilitlendi.

Daha önce de Rusya’nın savaş jetleri Türkiye’nin devriyedeki F-16’larına kilitlenmişti.

Rus jetleri Türkiye hava sahasına girmişti.

.......................

Türkiye Dışişleri’nin, NATO’nun, ABD Savunma Bakanlığı’nın uyarılarına rağmen“tacizler” sürüyor.

Özellikle “kilitlenme”önemlidir.

Çok tehlikeli sonuçlar üretebilir. Hatırlayın...

Bir Türk savaş jeti Akdeniz’in uluslararası hava sahasında düşürülmüştü.

Bir süre “faili meçhul” kalmışsa da sonraları “füzenin -Rusların Suriye kıyısındaki üssü- Lazkiye’de demirli bir savaş gemisinden ateşlendiği”-neredeyse kesin olarak- tespit edilmişti.

Hatta...

O sabıkalı Rus gemisinin adı bile telaffuz edilmişti.

Fakat fazla uzun edilmemişti.

.......................

Bu kez durum farklı.

Türkiye hava sahası ve savaş jetleri her gün üst üste taciz ediliyor.

Türkiye NATO ve ABD uyarılarına ve Rusya’nın “sehven (yanlışlıkla)” açıklamalarına rağmen “tacizler” tekrarlanıyor.

.......................

Umut ederiz ki bu“zehirli tırmanış” sürmez.

Öyle olması da “ortak aklın yolu...”

Türkiye ve Rusya son 10 yıllarda hayli yakınlaştı.

Ticari ve ekonomik alanlarda önemli ilerlemeler oldu.

En basitinden “Rusya’nın enerji hatları” Türkiye için çok duyarlı.

Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacının yüzde 60’ı Rusya’dan sağlanıyor.

Konut ısınmasından, enerji santrallerinden bir kısmının çalışmasına ve sanayinin enerji ihtiyaçlarına kadar Rusya’nın katkısı büyük. Rusya, Türkiye ihracatı ve turizm gelirleri için de “joker kartı” gibi. Rusya’nın ve -Suriye’deki omuzdaşı- İran’ın Türkiye’de yüzlerce projeleri bulunuyor. Bunların üzerleri kolay kolay çizilemez.

Sadece Akkuyu Nükleer Santrali bile 22 milyar dolarlık yatırım hacmiyle Rusya’nın Türkiye’deki dev yatırımı.

Şimdilik rafa kaldırılmış olsa bile “Rus doğal gazının Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine pazarlanması”amaçlı “Türk Akımı” projesi iki ülke çıkar ortaklığının simgesi.

.......................

Gerçi...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün uçakta gazetecilere -oldukça- “sert” sayılabilecek söylemleri oldu.

Örneğin “Akkuyu Santrali’nin başkaları tarafından da yapılabileceğini” söyledi ama bunlar “kesin kararları” değil “böyle olumsuzlukların yaşanmaması gerektiğinin” temennileridir.

Zaten Rusya da“sözel” olarak“ılımlı”çizgide kalmaya özen gösteriyor.

ABD ve NATO ise “bekle gör” konumunda.

“Türkiye’ye dokunmadan Suriye’de aldığım rol şimdilik bizi rahatsız etmiyor, tam tersine, -bize yararı olur mu- diye gelişmeleri izliyoruz”gibi bir hal dili kullanıyor.

.......................

Asıl olumsuzluk “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin’le konuştuk, bir daha konuştuk, gene konuşmakla ne sağlanacak?” diye özetlenebilecek uçak mesajıdır.

Oysa...

Bu “netameli” süreçte “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişisel dostluğu olan Rusya Başkanı Putin’le diyalog kanallarının açık kalması”önemlidir.