Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Sormuşlar:
"Başarının sırrı nedir?"
Cevap:
"Doğru karar."
Gene sormuşlar:
"Peki doğru karar nasıl alınır?"
Cevap:
"Deneyimle."
Bir kez daha sormuşlar:
"Deneyim nasıl kazanılır?"
Cevap:
"Yanlış kararlarla."

Kriz sıcağı

Kanun hükmünde kararname için Çankaya ile hükümet arasındaki gerilim, bu söylemin ışığında düşünülmeli.
Cumhurbaşkanlığı ile hükümet arasında kamuoyu önünde açık bir görüş ayrılığı oluştu.
Başbakan Ecevit'in ve yardımcılarının "Çankaya'ya gönderdiğimiz kanun hükmünde kararname Anayasa'ya aykırı değildir. Bu konuda Danıştay'ın da kararı var" söylemine karşın, Cumhurbaşkanı Sezer, netameli kararnameyi "Anayasa'ya aykırılık gerekçesiyle" geri gönderdi.
Bu durumda hükümet ne yapacak?
Kararnameyi tekrar, aynen Çankaya'ya gönderse imzalanmayacağı açık.
Birkaç değişiklikle yeniden gönderse, zaten Cumhurbaşkanı "kanun hükmünde kararname ile olmaz, kanun çıkarın" diye geri göndermiş... Gene imzalamayacak.
Bu arada Danıştay Başkanı, Cumhurbaşkanı'"başkanlık sistemi yetkilerini kullanmakla" suçlamış... İpler büsbütün gerilmiş.
Hükümet kanun çıkarmaya yönelse, Meclis kapalı.
Meclis açıldığında da, devlet kadrolarından "sağcı" ayıklayacak bir kanuna, sağcı partilerin ağırlıkta olduğu oylama aritmetiğinde çoğunluk bulmak neredeyse olanaksız.
Hükümetin belki ensesinde, belki önünde MGK kararı var.
Devlet kadrolarına on yıllardır doldurulmuş, mürteci, ırkçı, bölücü, her türden terörist...
Hükümet ne yapacak?

Motorları soğutmak

Kriz yönetiminde "bir konuda çözüm görünmüyorsa, çözümü ertelemek" genel ilkedir.
Öyle görünüyor ki, liderler dünkü toplantıda "zamanı zamana bırakmayı" yeğlediler.
Motorları soğutuyorlar.
Bugün toplanacak Bakanlar Kurulu'nda bir kez daha görüşmeye açacaklar.
Kanun hükmündeki kararnameyi, üç liderin kişisel iradesine bağlı değil, hükümeti oluşturan bütün bakanların tavrı haline getirecekler.
Böylece...
Sıcağı sıcağına tepkilerle değil, akılcı değerlendirmelerle bir formül oluşturmak isteniyor.
Ama nasıl bir formül?

Yargı yeri

Cumhurbaşkanı Sezer'in gerekçesindeki mantık şöyle:
1- Kanun hükmündeki kararnamede düzenlenen disiplin suçları, Anayasa'nın 38. maddesine girmektedir.
Anayasa, hukuki cezalar ve disiplin cezaları diye bir ayırım yapmamıştır.
Anayasa'nın 91. maddesine
göre, bu konularda kanun hükmünde kararname çıkarılamaz.
2- 4 Nisan 1991 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı da, bu görüşü doğrulamaktadır.
3- Anayasa'nın 153. maddesi gereğince, Anayasa Mahkemesi kararları, yasama, yürütme ve yargı organları, (Cumhurbaşkanlığı dahil) yönetim için bağlayıcıdır.
Buna karşılık...
Hükümet ise Danıştay'ın kararına ve Danıştay Başkanı'nın söylemine dayanıyor.
Yani, "disiplin hukukunun, idarenin iç işlemleriyle ilgili olduğu ve bu yöndeki düzenlemelerin kanun hükmünde kararname ile yapılabileceği" hükmüne...
Ayrıca...
Sezer'in kendini bağlı hissettiği Anayasa Mahkemesi kararının, sadece o kararla sınırlı olduğu görüşünde.
Peki yargı yeri neresi?
Çankaya mı... Anayasa Mahkemesi mi? Yoksa Danıştay mı?
"Doğru karar nerede?"
Çankaya'da mı, hükümette mi?
Doğru karara ulaşmak için deneyim, kimin ya da nerenin yanlış kararlarıyla oluşacak?



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr