Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

SABAH gazetesinde 11 yıl yazdım. Zafer Mutlu, gazetenin genel yayın yönetmeniydi.
Büyük ve iddialı bir gazetenin başında olmak, sanılandan çok daha zorlu iştir.
Zafer, en yoğun, en sorunlu süreçlerde bile günde iki kez mutlaka kızlarını telefonla arar, onlarla konuşurdu.
Ne yazık ki, kızlarından birini bir deniz kazasında yitirdi.
Bu büyük acıyı yüreğinde tüm ağırlığıyla taşırken, yitirdiği kızı adına bir vakıf kurdu; “Zeynep Mutlu Vakfı...”
Bu vakıf, okullar kurarak üst düzey eğitim veriyor 10 yıldır.
Yıkılan binalardan biri için de yürek yarası satırları yansıtayım...
Trafik kazasında yitirdiğimiz değerli dost Ercan Arıklı’nın evi de vakfa bağışlanmıştı.
O evin satış geliri, okulun yapımında destek oldu.
En yakın arkadaşın -belki de- tek gayrimenkulünün bu duyarlılığa eklemlenmesi de önemlidir.

Ellerini ovuşturanlar

YANİ ... Bir ticari girişim söz konusu değil. Vakıf gelirleri, vakıf senedi sahiplerine ve kurucularına ait değildir.
Tamamının gene vakıf için kullanılması yasal zorunluluktur.
Özelden genele geçelim.
İstanbul’da yüz binlerce kaçak bina ve bunlar için yıkım kararı varken, onlara dokunmayıp, eğitim yılının başlama eşiğinde bu vakfın okullarını yıkmak ve böylece yüzlerce öğrenci ve velilerini zor durumda bırakmak olayın diğer dramı.
Yüz binlerce binaya dokunulmadığı gibi, bu okulların yıkımı için de eğitim yılının sonuna kadar süre tanınabilir, vakfın alternatif oluşturmasına imkân tanınabilirdi.
Her kaçak yapı, mahkeme kararının hemen ertesinde, daha mürekkebi kurumadan yıkılıyor mu?

İlginç takvim
YIKIM kararı, geçen cuma akşamı tebliğ ediliyor.
Ertesi gün tatil.
Ne valilik, kaymakamlık çalışıyor... Ne de yıkımı durdurabilecek bir tedbir kararı için açık mahkeme...
Kısacası... İnce ayarlı bir plan yapılmış.
Süratle uygulamaya konulmuş. Pazartesi itirazın çok geç sayılabilmesi için, pazarı pazartesiye bağlayan sabah 5.30’da 500 kişilik yıkım ekibi ve onların makineleri çalışmaya başlamışlar.
Birkaç saat içinde de işlemi bitirmişler.
Sabah 9’da başvuru saati geldiğinde artık çok geçti.
Şimdi vakıf, bir başka binada öğrencilerine eğitimi başlatacağını açıklıyor.
Yıllardır yıkılmayı bekleyen 24 bin kaçak bina dururken, mahkemeden daha yeni yıkım kararı alınan bu okullara dozer sürmek neden?
Sorunun cevabı; “Vakfın kurucusu Zafer Mutlu’nun sahibi olduğu VATAN gazetesindeki bazı yayınların şimşekleri çektiği” yolunda iddialar mı?
Elbette 10 yıl süren yargı sürecinden sonra bu yıkım aşamasına gelinmiş.
Ama... “Okul yıkmak” yanlışını ortadan kaldırmıyor.
Sahi... Dine dayalı siyasetin vakıflarına ait bir okul ya da bir imam hatip lisesi yıkılabilir miydi?..
Bir tek örneği var mı?

Haberin Devamı

Dozerli eğitim

MÜSENNA’nın Fransa turnesi Sable-sur-Sarthe Festivali’yle başlıyor.

AYNADAKİ YAZI
BUNCA gerginlik arasında bir de iyi haber... Bakalım bizim medya bunu nasıl gösterecek?
Barok döneminde Osmanlı saray müziği Avrupa asillerinin ilgisini çekiyordu.
Ama... Gene de Topkapı Sarayı’nda sultana hizmet veren, asıl adı Albert Bobowski olan Polonyalı müzisyen Ali Ufki’nin saray müziğini, Batı notasıyla kaleme aldığından haberleri yoktu.
Bu değerli el yazmaları, 350 yıl sonra Fransa’da barok müzik repertuvarıyla -2. kez- icra ediliyor.
Müsenna kreasyonu, müzikolog ve soprano Çimen Seymen tarafından tasarlanmış.
Müsenna; “aynaya yansıyan satırların tersten yazılması...”
Barok dönemi müziğiyle saray müziğinin karşılaşması için ilginç bir başlık.
Bugün Fransa’da Sable-sur-Sarthe kentinde yapılacak bu gösteriye Fransa Başbakanı François Fillon ve Fransa Kültür Bakanı Frederic Mitterand da katılacak.
O dönemin müzik enstrümanları yüz yıllarca sonra Türkiye’de tek tek yeniden tasarlandı, yaratıldı ve yapıldı.
Fransa’da Türk Sezonu kapsamında böyle çok ilginç bir dizi etkinlik var.
Türkiye’de yaşayanların dahi bilmedikleri bu kültür arkeolojisi ya da safarisi için İKSV’ye ve onların önünü açan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a teşekkürler...