Hiç sevmedim ve irkiltici buldum, ama madem gündeme düştü, yazıya “Drakon Yasaları” ile başlayayım.
“Kanla yazılmıştır” diye yakıştırmalar yapılan bu yasalar için “Ekşi Sözlük” internet sitesinde şöyle bir açıklama yapılmış:
..........................
İ.Ö. 600’lerde Attika toprakları az sayıda zengin aristokratın elinde toplanmıştı. Karşılarında çok kalabalık bir fakir halk belirmişti.
Zaruret içerisindeki fakir kitlelere önder olan birinin “tiran” olabilme ihtimalinden dolayı durum tehlike arz etmeye başlamıştı.
Atinalı aristokratlar bu tehlikeli gelişmelerin karşısına İ.Ö. 624’te de Drakon’a çok ağır bir ceza kanunu hazırlatmışlardır.
Bu kanunlarla aristokratları şiddetli cezalarla korumak amaçlanmıştı.
Verilecek cezalar çok ağırdır.
Bu nedenle Drakon için, “Kanunlarını kanla yazdı” yakıştırması bile yapılmıştır.
..........................
“Drakon Yasaları” referansı İngiliz “Guardian” gazetesinden...
“Guardian” bakın ne yazmış:
“Türk hükümeti, parlamento aracılığıyla sert internet kısıtlamaları uygulamasıyla Drakon Yasalarına benzer bir sansür uygulamakla suçlanıyor.
Yeni yasa Türkiye’de çarşamba akşamı öfkeyle karşılandı, muhalefet partileri hükümeti mahkemeleri es geçerek daha sıkı kontroller getirmekle suçladı.”
Elbette “internet yasakları” için yetkiyi TİB’e veren “torba yasa içindeki hüküm” böyle “kanla yazılmış yasa maddesi“ metaforu ölçüyü hayli aşan bir abartı.
“Belagat şehveti” ile yazılmış olmalı.
Ama...
Bir başka görüntü ise “Guardian” gibi saygın İngiliz gazetesine şu buram buram “sansür” kokan yasaklama maddesinin verdiği izlenimdir.
Bir şeyin “ne” olduğu kadar, hatta daha fazlası, “nasıl algılan-dığıdır.”
İktidar olaya böyle de bakmalı.
..................
Dün Avrupa’nın diğer saygın ve ağırlıklı medya kuruluşları da TBMM’den geçen “sansür” algısı yaratan hükmü eleştirdiler.
Örneğin...
Bir “yayıncılık mabedi” olan BBC‘deki -nispeten serin kanlı- analiz.
İtalyan Corriere della Sera “Türkiye’de internet susturuldu........... bu yasayla muhalif sesler susturulmaya çalışılıyor” yorumunu yapmış.
İtalyan La Stampa da aynı “İnternet susturuldu” görüşünde.
İtalyan Repubblica yayını hayli ağır:
“Türkiye’de internete darbeyle hükümetin denetimine yeni yetkiler verildi. Türkiye bu yasayla internet ve basın özgürlüğünde yasakçı Çin rejimi ile aynı seviyeye geriledi.”
(Çin rejimiyle kıyaslanmak, AB eşiğindeki Türkiye için iltifat değil.)
..........................
Batı’nın kurumlarından da “sert” eleştiriler var.
Gazetecileri Koruma Komitesi yeni düzenlemeyi “radikal sansür” olarak tanımladı.
AB Komisyonu‘nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle Türkçe attığı tweet’te “Türkiye’de, kabul edilecek internet yasası ciddi endişeler yaratıyor. Kamuoyunun ihtiyacı olan daha fazla şeffaflık ve bilgi, daha az kısıtlama” diye yazdı.
..........................
Avrupa’da ve Amerika’da, Türkiye demokrasisi için “otoriterleşme” kuşkuları, kaygıları konuşulurken, yayınlanırken, kayda geçerken bu hüküm talihsiz bir “ters adımdır.”
İnternet öyle teknolojik sıçramalar yaptı ki kapıları, pencereleri kitleseniz bacadan girer.
Bacayı, ocağı -hadi daha zamane olsun- şömineyi tıkasanız gene fayda etmez.
Bu kez kötü kokular rutubet gibi sızar.
Nereye kadar kapanmak, engellerle kuşatılmak?
Çin’den ötesi var mı?
Çin’de Dragon adlı canavar, Atina’da Drakon...
Ha o, ha bu...
İkisi de Türkiye’den uzak olsun.