Bugün Başı örtülü genç kız, okuduğu fakültenin kapısına geldiğinde, polis -büyük olasılıkla kadın polis- tarafından çevrilecek."Başını yukarı kaldır, çenenin altını göster." Bakacak. Eğer başörtüsü çene altından bağlıysa, "Geç..."Peki bağlı değil de iğneyle tutturulmuşsa "Yassak!" Hadi... Genç kız oracıkta iğneyi çıkarıp çene altından bir düğüm atacak ve geçecek... Türbanlı bir genç kız gelirse ne olacak?Çene altından göstermelik düğüm varsa geçecek. Ya da... Boynunun da sarılı olduğu gerekçesiyle durdurulacak.O da "Boğazım ağrıyor, onun için sardım" derse n'olacak? Doktor raporu mu istenecek?Cumhuriyet tarihinde herhalde böylesine bir "hukuk komedisi" yazılmış değildir. Hem komik, hem de uygulanma şansı yok.Son açıköğretim sınavlarını hatırlayın.Başı örtülü sınavlara girmek yasak ama girdiler. Hem de çarşaflılar bile vardı aralarında. Yöneticiler, engel olamadılar. Sadece zabıt tuttular.Kimse onları takmadı.Zaten Milli Eğitim Bakanı Çelik, bütün bunlardan sonra; "Açıköğretimde başörtüsü yasağı olmamalı" dediğine göre, tutulan zabıtlarla kim neresini isterse silsin.Attıktan sonra sifonu çekmeyi unutmasın.Anayasa'nın 42. ve 10. maddelerine, YÖK'ün ek 17. maddesine 3 "cümlecik(!!)" Meclis'ten geçer ve Anayasa Mahkemesi'ni de aşarak yürürlüğe girerse, gene olacak budur.Başörtüsünün çene altından bağlanması lafta kalır. Başını kim nasıl örterse örtsün, içeri girer.İlk uygulamaları da şimdiden görür gibiyim.Üniversite kapılarında televizyonların onlarca yayın araçları... Yüzlerce kamera canlı yayında...Kadın polislerin çene altında düğüm arayışları... Türkiye'deki ekranlara yansıtılıyor. Tabii... Yabancı medya da orada. Onlar da kız öğrencilerin boyunlarının muayeneden geçirilişini kameraya alıyorlar. Röportajlar yapıyorlar.Ve AB'ye tam üyelik iddiasındaki Türkiye'den bu "komediyi" dünyaya yayıyorlar. Böyle saçmalık olmaz.Zaten bu saçmalığa imza atanlar "çene altında düğüm" için "U" dönüşüne geçtiler bile... Kızmayın, gülümseyin... "Çene altından bağlı başörtüsü" gibi bir tanıma ancak gülünür. "Pilav üstü kuru" gibi bir tanım. Şöyle bir söylemdir gidiyor... "Ben Anadolu çocuğuyum.""Ben Anadolu'mun müziğini severim.""Anadolu insanını anlayın.""Anadolu'nun kültür mozaiği..."Şimdi de "Anadolu kadını gibi başörtüsünü çene altından bağlamak" ifadesi...Ey Türkiye'min insanı... Sadece Anadolu'su değil, Trakya'sı da var bu ülkenin... Trakya da vatan toprağı...Trakya insanı askerlik yapıyor, vergi ödüyor, şehit veriyor.Trakya'nın da müziği güzeldir, kültürü derindir, insanı merttir.Trakya kadının da çenesinin altından düğümlenen başörtüsü vardır.Tüm Anadolu'ya ve Trakya'ya selam olsun. TRAKYA'YI UNUTMAYIN Kanyon'da hareketli merdivende çıkıyorum.İnişteki hareketli merdivende türbanlı 2 genç kız...Önümdeki basamaklarda kızlı erkekli bir grup...Türbanlıları yadırgadılar. Aralarında konuşuyorlar:"Çoğaldılar. Burada ne işleri var? Gitsinler .......... alışveriş merkezine... "Adını verdikleri AVM, daha çok varoşun muhafazakâr muhitinin gittiklerinden biri.Türkiye, hızla bir ayrışıma doğru gidiyor.Üzücü bir durum.Bunda örtünmeyi bir "mesaj" haline getiren tarzın etkisi yadsınamaz.Öte yandan... Türkiye'deki değişimi izleyemeyen, gerçeklerden kopmuş, markalar samanyolunda yaşayan bir genç nesil.Bunlar laisizmi de temsil edemezler.Türkiye'nin, "makulü normalde arayan" ve de hepimizi kucaklayacak düşünce açılımlarını üreten beyinlere ihtiyacı var.Kamplaşma, kutuplaşma değil.Herkes kendi AVM'sine de değil.Tüm görüşlerin kucaklaştığı fikir AVM'si olmalı Türkiye... gunericivaoglu@milliyet.com.tr HERKES KENDİ AVM'SİNE