Standard & Poors adlı reyting kuruluşunun Türkiye ekonomisi için notu B - 'ye düştü.
Piyasalardaki bir gün öncesinin olumlu işaretleri de yön değiştirdi.
Dolar ve faizler - hafif de olsa - gene yükselişe geçti... Borsa tekledi.
Genelde Standard & Poors'un notları nedir?
Gözden geçirelim...
En iyi not "AAA + ..."
Sonra şöyle sıralınıyor.
"AAA... AAA - ..."
Ardından "AA + ... AA... AA - ...
A + ... A... A - ..."
Aynı sıralama B harfi için de geçerli.
Türkiye'nin notu, B kulvarının en kötüsü olan "B - "ye düştü.
Yani "eşik"te.
Sonrası C'li notlardır ki, "junk bond" yani "çöplük bonoları" denilen kağıtlar için kullanılır.
Yani... Çok yüksek riski olan, o nedenle de hiper faiz veren macera kağıtları.
Bu tür kağıtlarla spekülasyon yapan Amerikalı bir borsacı, yatırımcıyı aldattığı ve büyük kayıplara neden olduğu gerekçesiyle 3 yıl hapis yattı.
Şimdilerde günahlarını bağışlatmak istercesine, prostat kanseriyle ilgili bir vakfın başında kendini sağlık hizmetlerine vermiş durumda.
Ama... İyilik meleği kanatlarıyla değil, çöplük bonolarıyla kazıkladığı için şeytan boynuzlarıyla anımsanıyor.
Ekonomik programın açıklanışının hemen ardından ilk Pazartesi, piyasalarda nispi rahatlama yaşanırken, Standard & Poors'un Türkiye notunu düşürmesi, "talihsiz" bir zamanlamadır.
Bu notu birkaç gün önce açıklasaydı... Programın yayınlanmasıyla birlikte oluşan ılımlı ortam, dinamitlenmezdi.
Türkiye, Kasım ve Şubat'ta üstüste iki krize girince, bu reyting kurumu "yakın markaja" geçti.
Uluslararası piyasalara gemici feneri gibi sürekli işaret çakması gerek.
Sırada Moody's ve Japonlar'ın J.C.R. reyting kurumları var.
Onlar da not verecekler.
Türkiye, bu kuruluşlara yapacakları incelemeler ve açıklamalar için yüklü paralar ödemekte.
Yani... Şu en kritik durumunda Türkiye'ye takılan çelmenin faturası da gene Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi'nden ödeniyor.
Ama yadırganmasın.
Çünkü... Türkiye'nin dış borçlanmalar bağlamında uluslarası piyasalara çıkması, IMKB'ye yabancı sermayenin girmesi veya Türkiye'ye açılacak krediler için uluslararası reyting kuruluşlarının notlarına ihtiyaç var.
Çetin Altan'ın "Türk'ün Türk'e propagandası" söylemi, genelde kendimizi tatmin geleneğinin - haklı - eleştirisidir.
Ama... Bazen yararlı da olabiliyor.
Örneğin Türkiye içindeki araştırmalar "Türkiye insanının bu programa ve Kemal Derviş'e güvendiğini" ortaya koymaktadır.
Strateji Mori'nin son kamuoyu araştırması "Kemal Derviş'in çalışmalarını onaylayanların yüzde 60 olduğunu" gösteriyor.
"Kemal Derviş'in açıkladığı ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanç da yüzde 49..."
Görülüyor ki, Kemal Derviş'in ismi ekseninde bir güven ortamı oluşmuş.
Dün Standard & Poors'un açıklamasına karşın, dolar ve faizde yükseliş ılımlıydı.
Derviş ve onun programına duyulan inanç ile siyasi destek, Türkiye'deki olumlu rüzgarını sürdürürse, özel kasalarda, yastık ve yatak altlarında saklanan paralar yeniden bankalara dönecektir.
Yurtdışında çalışanlar, tıpkı deprem sırasında olduğu gibi Türkiye'ye rekor düzeyde döviz göndermekteler.
Böylece... IMF, Dünya Bankası ve G - 7'lerden beklenen 12 milyar doların çok üstünde girişler olabilir.
Yani "Türk'ün Türk'e propagandası" ve "Türk'ün Türk'e faydası", öyle bir dopingtir ki... Değişecek olumlu veriler, Standard & Poors'un notunu yükselttirebilir.