Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

ELİF Şafak yeni kitabı Firarperest’le gene en çok satanlar listesinde... “Firarperest’e kaç anlam yükledin” diye soruyorum:
“Ben edebiyatın da firarperest olduğunu düşünüyorum, sanatın da... Tekrarlara dayalı bir hayatınız oluyor. Ve edebiyat da, sanat da onun altından edebiyat dehlizleri açıyor. Biz oralardan kaçıyor, oralardan özgür kılmaya çalışıyoruz ruhumuzu.”
Şafak 3 yılda bir yaşadığı yeri değiştiriyor. Uzun süre aynı yerde kalamıyor. “Firar etmek” düşüncesi ağır basıyor ve başka yere hatta başka ülkeye taşınıyor.
Firarperest’te romancı Elif Şafak’ın dışında bir Elif görüyoruz. Elif’in gazete yazılarından oluşuyor.
Örneğin, “kıskançlığını” anlatan satırları bir sürpriz.
Güzel, genç, kültürlü, zeki, başarılı ve ünlü bu sanatçının “kıskanç” olabileceği akla gelir miydi?
Yeni yazmakta olduğu kitabının kahramanı erkek. Şimdi erkeklerle empati üzerine çalışıyor.
Elif Şafak’ın ilginç çalışma tarzı var.
Pastanede, ekmek fırınında, mutfakta yazı yazmayı seviyor.
Yazarken kendine zarar veriyor. Tırnaklarını koparıyor, saçlarını çekiyor, saç dipleri yara oluyor.
İlginçtir Elif Şafak metal ve rock gibi “sert” müzik dinleyerek yazıyor... Kulağa gümbür gümbür gelen bu tür müzik, enerji ve hız veriyormuş.

Çalışmak da ibadettir
En çok dinlenenler arasında olan Mustafa Ceceli, henüz 23 yaşındayken hacca gitmiş. İçki içmiyor, sigara kullanmıyor.
Sezen Aksu’yla ilginç bir ezan anısı var. Anlatıyor:
Stüdyoda çalışıyoruz. Tam şarkının en can alıcı noktasında, kesilmemesi gereken yerinde ezan okunuyor. Ben düğmeye bastım. Durdurdum. Sezen Hanım o sırada söz yazmakta. “Neden durdurdun” dedi. “Ezan okunuyor” dedim. “Çalışmak da ibadet duymadın mı bunu” dedi. Çalışmaya tekrar devam ettik.
Mustafa Ceceli’nin albümleri çok satıyor, şarkıları beğeniliyor.
Müzik onun için çocukluğundan beri bir sığınak.
Günün 7-8 saatini enstrüman başında ya da bilgisayarda düzenleme yaparak geçiriyor.
Elif Şafak’ın aksine üretimlerini huzurlu, sakin ortamlarda yapıyor.

Haberin Devamı

Elif Şafak formülü

NİRVANA YANIYOR BÜYÜSÜ
Fazıl Say 3-5 yıl önce konserinde “açık bırakılmış telefonu çalan” bir hanımı azarlamıştı.
Ses tonu, kelimeleri tartışıldı ama artık konserlerde herkesin cep telefonunu kapatması için “caydırma miladı” oldu.
Fazıl Say’ın konserlerinde “alkış” ayarı da var.
Çaldığı parça bitip izleyiciyi selamladıktan sonra “düzensiz alkışlar” sağanağa, kıyamete bile dönüşse ve 5 kere sahneye yeniden gelmek zorunda kalsa da piyanonun başına oturup çalmıyor.
Çünkü... “Bis (tekrar)” alkışı yüksek sesli ve coşkulu olmanın ötesinde mutlaka tempolu da olmalı.
Tüm salon aynı tempoyla alkışlamalı.
Şu son konserinde de Fazıl Say 5 kez sahneye çağırıldı ama her defasında selam verip kulise döndü. Ne zaman ki o alkış tufanı tempolu alkışa dönüştü işte o zaman “bis” için piyanonun başına geçti. Dünya prömiyerine ne yazık ki “son gün aksilikleri” nedeniyle gidememiştim.
Fazıl Say’ın “Nirvana Yanıyor (Nirvana Burning)” yapıtının İstanbul’da ilk seslendirilişini bu kez kaçırmadım.
Fazıl Say, Lütfi Kırdar Salonu’ndakileri büyüledi. Piyano tuşlarıyla, Fazıl’ın parmakları arasındaki sevişme doyumsuz ve hep sürecek bir aşkı yansıtıyor. Fazıl Say’dan önce, konserin birinci bölümünde Patricia Kopatchinsaja kemanıyla -gene- nefes kestirdi. Onlara Sascha Goetzel yönetiminde BİSO (Borusan İstanbul Filormani Orkestrası) eşlik etti.

Haberin Devamı

Elif Şafak formülü

İŞTE O GECE
Babası da ressamdı.
Picasso’nun ve Chagall’ın arkadaşıydı.
5-6 yaşlarında resme başladı.
Yaşamını yağlı boya, fırça, palet, tuval ve şövaleye adadı. 70 yaşındayken bir sabah erken saatlerde uyandı, galeri sahibi olan karısını da uyandırdı.
Ona “artık resim yapmayacağım, fotoğrafa geçiyorum” dedi. Karısı “delirmiş olmalı, 70’inden sonra fotoğraf sanatçısını olacak” diye düşünmüş. O ise “Picasso bana ‘Kendini tekrarlıyorsan bittin’ demektir” demişti. Serge Mendjisky bugün 84 yaşında ve dünyanın en iyi ve özgün fotoğraf ustaları arasında.
Bir yerin yüzlerce ve belki de binlerce fotoğrafını çekiyor, bunları ince şeritler halinde kesiyor.
O şeritleri de parçalara bölüyor ve sonra o şeritleri tuvale öylesine ilginç ve özgün bakışla yapıştırıyor ki ortaya çok farklı ve çekici fotoğraflar çıkıyor.
New York, Moskova, Paris onun bu tür çalışmalarıyla bambaşka görünümler kazanmış. Yapıtları Bali müzayede’de sergileniyor.

Elif Şafak formülü