Hatta işyerlerine bile uğramazlar. Aydan aya bankamatikten maaş çekerler.Onlara bankamatik memur denir.Utanmaz, sıkılmazlar.Onları, devlet kadrolarına yıllar boyunca gelip giden başbakanlar, bakanlar, belediye başkanları, politika kodamanları yığmışlardır. Onlar da utanmaz, sıkılmaz bu yaptıklarından.Onlara da bu yaptıklarının hesabı sorulmaz.Sanki her gelen iktidarın "bankamatik memur kontenjanı" varmış gibi, bu asalaklar için devlet soygunu sürer.Destek alımıyla, tütün balyalarının depolarda çürümeye bırakıldıkları gibi, bankamatik memurlar da bürokraside fermantasyona bırakılır.Zamanı dolduğunda bankamatik emekli olurlar. Cürüm!.. Eski Başbakan "naylon kadro" ile 7 memur çalıştırdığı için 18 ay hapis ve 10 yıl siyasetten men cezası yedi. Türkiyede 10 binlerce bankamatik memur var. Hiçbir iş yapmazlar. Yazının başına dönelim.Naylon kadro ile 7 memurun çalışmasına göz yumduğu için 18 ay hapis ve 10 yıl siyaset yasağı cezası alan politikacı, Fransanın eski başbakanı Alain Juppedir.Bordeaux Valisi ve iktidardaki Ulusal Halk Hareketi Genel Başkanı Juppe, Fransanın en etkin ve saygın politikacılarından biridir.Jacques Chiracın "mahkumiyet kararından" sonra, onu tanımlayışı ile ülkenin en parlak, en dürüst, en yetenekli devlet adamları arasında en öndedir."Chiractan sonra, cumhurbaşkanı seçilmek için en kuvvetli adaydı.Şimdi ise, beklenti, bir üst mahkemeye "mahkumiyet kararının bozulması için" başvuru yapmış olmakla beraber, Juppenin önce genel başkanlığı, sonra da - belki - tümüyle "politikayı bırakacağını" açıklaması...Evet...Juppenin başı siyaset giyotininin altında. 1 numaraydı Mahkeme kararı çok açık:Juppenin kişisel bir kazanımı, maddi çıkarı, yararı olmamış.Sadece parti kadrosunda çalıştırdıklarından birkaçı, "bankamatik memur" görünmüşler.İddia..."Juppenin bu durumu bildiği halde göz yummuş olduğu"Bizde ise böyle şeyler öylesine "olağan ki"...Ama, AB kriterlerinde bu bir ağır suç.Baş Yargıç, mahkemenin kararını tebliğ ederken Alain Juppeye ağır konuştu:"Fransa halkını aldattınız... Fransa halkının güvenine layık değilsiniz."TBMMde kişisel çıkar sağlamak zanlısı seçilmişlerin dosyaları, dokunulmazlık nedeniyle bekletilirken, Juppenin hiçbir çıkar sağlamadığı 7 naylon memur nedeniyle yargılanması, 18 ay hapis cezası alması, 10 yıl siyaset yasağı düşündürücüdür.Yakın geleceği görmeliyiz. Yazılı ve yazılı olmayan siyasal etik kurallarıyla bu "ceza", AB üyeliği için bir kriter daha ortaya koymakta. Yarınlarda, bu kriter de Türkiyenin önüne sürülecektir.. Kişisel menfaat yok Fransa siyasetinden sadece bir yıldız kaymasıyla, bu süreç noktalanmış olmayacak.7 naylon memur dava dosyasında, dönemin Paris Belediye Başkanı olarak Jacques Chirac da var.Ancak Cumhurbaşkanı "sorumsuzluğu" ve "dokunulmazlığı" gereği, bir süre yargı kapsamının dışında kalacak.2007 yılında, yeniden cumhurbaşkanı seçilemezse, sıra ona gelecek.2007 seçim kampanyasını, rakipleri, "Chirac hesap vermeli" ekseninde yürütecekler.......Sonuç:AB üyesi olacak Türkiye için bu olanlar, Sanskritçe ya da çivi yazısı metinler kadar yabancı ve anlaşılmaz görünse de, artık, AB yazıtlarını çözmeye, okumaya, içselleştirmeye başlamalıyız.Politikada Etik Yasasının çıkarılması ve Dokunulmazlığın da sadece siyasi faaliyetlerle sınırlanması, ilk aşamalardır."Dokunmayın bu seçilmişlereVarsın yazık olsun seçmenlere" kafası ile ABye varılmaz.Demokrasinin yol haritasında o kafayla yol alınmaz......Not: 3 gün süreyle bu köşede tatil var.Haftaya bıraktığımız yerden...G.C. g.civaoglu@milliyet.com.tr Dorukta çığ...