TELEKOM, bu gidişle korkarız ki evde kalmış yaşlı kızlara dönecek.
Giderek alıcı bulamama tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.
TELEKOM'un özelleştirme macerası ilk patladığında pazar değeri 30 milyar dolar dolaylarındaydı.
Dünya pazarlarında rakibi çok azdı.
Ayrıca...
Zaman içinde TELEKOM özelleştirme satışlarının ülke ekonomilerine ballı börek olduğu anlaşıldı.
Hepsi görücüye çıktı.
Öte yandan...
"Mobil telefon" diye adlandırılan iç rakipler de yoktu.
Yani...
TURKCELL, TELSİM, şimdi de ARIA.
Bütün Cumhuriyet tarihinde TELEKOM, yani PTT'nin "T" si 17 milyon hatlı abone yapabilmişti.
TURKCELLve TELSİM ise 5 yılda 18 milyar abone ile solladı geçti.
Bu iki ana nedenle TELEKOM değeri neredeyse 3'te 1 oranında düştü.
Gecikmenin Türkiye'ye faturası, TELEKOM şimdi satılsa bile 20 milyar dolardır.
Genelkurmay adına Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'a bırakılan TELEKOM bağlamındaki görüşler, elbette ciddidir.
Ama Türkiye'nin yazgısı hep yanlış anlaşılmaktır.
Dünya piyasalarında "Ordu, Türkiye'de TELEKOM'un özelleştirilmesine karşı" diye hava estirilmesi olasılığına dikkat...
Ordu'nun Türkiye'deki özel ağırlığı bilindiği için yarınlarda TELEKOM ihalesi için finans çevrelerinde tereddütler oluşur.
Uyarılara gelince...
Bunlar, "hisselerin çoğunluğunun yerli ortaklarda olması... "Stratejik ve güvenlik..." kaygıları olarak özetlenebilir.
Aslında...
Kavramlar birbirinden ayrı değil.
Yapılan çalışma, bütün bu sakıncalarla, kaygılarla hedefleri akılcı çizgide birleştirmeyi amaçlamakta.
Örneğin bütün dünyada bu sorunlar "Golden Share" diye bilinen "Altın Hisse" ile çözülmekte.
Sadece bir tek Altın Hisse bile devletin elinde tutulursa ve bu "imtiyazlı hisse"ye stratejik ve ülke güvenliği alanlarında onay yetkisi verilirse, sorun aşılabilir.
Kemal Derviş'in New York'taki "TELEKOM hisselerinin yüzde 99'u özelleştirilecek" söylemi, herhalde bu formüle dayalı.
Ana sözleşmeye konulan bu madde ile yönetim ve hisse çoğunluğu ister yabancı ister yerli - ne oranda olursa olsun - imtiyazlı hissenin yani altın hissenin ipoteği altındadır.
TÜPRAŞ, THY özelleştirme çalışmalarında da bu koşul yer almıştır.
Dünyadaki uygulama da genelde böyle.
Ama...
Komutanların duyarlığı anlaşılmalı.
Bu hukuk formülü onlara iyi anlatılmalı.
Belki onların "ek" kaygıları da vardır.
Genelkurmay'ın dikkat çektiği "uyduların TÜRKSAT'la birlikte satılmaması" istemine gelince...
Bu ayrım zaten yapılmıştı.
Son TELEKOM ihalesi şartnamesinde uydular satış kapsamı dışındaydı.
Ancak bunun yeni TELEKOM Kanun Tasarısı'nda açıkça belirtilmesi gerekir.
Ulaştırma Bakanı Öksüz'ün duyarlı bulduğu noktalara gelince...
- Anayasa'daki "kamu hizmetinin özel sektöre devri kanunla düzenlenir" hükmü gereği kanun çıkıyor.
Özelleştirme oranı, bu yasada yer alacak.
Yeni yasa, mobil telefonlar için lisans vermeyi bir üst kurula bırakmakta.
Tıpkı Bankalar Üst Kurulu, RTÜK gibi bu üst kurul da çok yararlı olacaktır.
Siyasi bir makam olan Ulaştırma Bakanlığı yetkisinden çıkarılması doğrudur.
Bunların ötesinde...
TELEKOM, yüzde 99'uyla dahi özelleştirmeye açılsa, ihalede artık "iyi alıcı bulabilir mi?"
Kuşkulu.
Gene de...
TELEKOM, artık Türkiye'nin ekonomik programının, yeniden yapılanmasının ve siyasi iktidar kararlılığının bir ciddiyet simgesi haline gelmiştir.
Sınırların ötesinde Türkiye'ye katkıda bulunacak olanlar bu yasayı gözlemekteler.
Alıcı olmasa da, TELEKOM'u görücüye hazır hale getirmeliyiz.
