Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ekonomik program Kemal Derviş tarafından "resmen" açıklanıyor.
"Resmen" deyimini kullanıyorum.
Çünkü... Neredeyse tamamı sızdı bile.
Bütçe, enflasyon, büyüme, ihracat, ithalat, turizm geliri hedefleri biliniyor.
Ama... Programın omurgası bankacılık sistemi.
Kasım krizi, 5 büyük özel bankadan birinin ödemelerinde tıkanması ve bankalar sisteminin kilitlenmesiyle patlamıştı.
Şubat'ta ise Sezer - Ecevit tartışmasıyla oluşan siyasal kriz, 2 büyük devlet bankası yüzünden ekonomik krize dönüşmüştü.
O bankalar Timur'un filleri gibiydiler.
Hergün, ayakta kalabilmek için piyasadan çektikleri 4 milyar doları bu kez geriye ödeyememişlerdi. Zincirleme etkiyle bankalar sisteminin kitlenmesine neden olmuşlardı.
Dolar başını alıp gitmiş, günlük faizler yüzde 5000'lere dayanmıştı.

İşte Derviş'in açıklayacağı yeni ekonomik program, "Timur'un doymak bilmeyen filleri" gibi bu iki bankaya 12 milyar dolar pompalanmasını öngörüyor.
Böylece hergün, soluk soluğa 4 milyar dolar bulmak için faizleri yukarı çekmeleri önlenmiş olacak.
El konulmuş bankalara da değinelim.
Bu bankaların ayakta durmak için gene yüksek faizle bankacılık sisteminden para çekmeleri bir zorunluk.
Onlara ise Hazine kağıdı veriliyor.
Batık bankalar, Hazine kağıtlarını Merkez Bankası'nda paraya çevirecekler. Rahatlayacaklar.
Böylece... Artık çok yüksek faizlerle para aramak zorunda kalmayacaklar.
Faizleri ve tabii enflasyonu da yukarı çekemeyecekler.
Hepsi için son çözüm, satma - kapatma, birleştirme ve binin üzerinde şubenin tasfiyesi, emekli süresi dolmuş memurların emekliye ayrılması...
Programın bir diğer boyutu, özel bankaların da dolaylı yollarla sağlama alınması.

Peki bunları yapmak için 40 gün beklemek şart mıydı?
Bir bakıma değildi.
Ama... Bu uygulamaların gerektirdiği yasaların Meclis'ten çıkması için, önce "başka yol olmadığı" gerçeğinin kafalara dank etmesi zaman aldı.
Çünkü... Timur'un fillerinin sırtında keyif çatan kimi siyasetçiler, bu önlemlere direniyorlardı.
Gecikmenin bir diğer faturasını daha okuyalım.
Yeni programla dışarıdan 12 milyar dolar bekleniyor.
Eğer direnişler, politik ayak oyunlarıyla gecikme olmasaydı, Merkez Bankası rezervleriyle zaten o 12 milyar doları rahatça karşılayabilirdi.
Çünkü... Son 1 ayda buharlaşan para, 12 milyar dolar...

Buharlaşmanın nedeni sadece "gecikme" değil.
Belirsizlik ve kuşku da bir diğer etken.
"TL ve dolar mevduat hesaplarından, özel ve tüzel kişilerin tüm taşınır ve taşınmazlarından varlık vergisi alınacağı" söylentileri, hatta bakan imaları, güvensizliği derinleştirmişti.
Kasa satışları patlama yapmıştı.
Tasarruflar, evdeki kasalara konuldu.
Kasa alamayanlar ise tasarruflarını yastık, yatak altına kaydırdı...

Pazartesi günü "turnusol" kağıdıdır.
Eğer Derviş'in açıklaması olumlu bir rüzgar estirirse, hafta başında döviz kurları ve faizler düşer. Borsa yükselir.
Bu çizgi Salı, Çarşamba da devam ederse, Türkiye bunalımın eşiğini aşmış olur.
Daha sonra bunu kendiliğinden döviz girişleri izler.
Ve hiçkimse kuşku duymasın ki, kasalardaki özel hesaplardaki, yastık altındaki paralar da yeniden bankalar sistemine döner.
Hem de o hedeflenen 12 milyar dolar, IMF'den, Dünya Bankası'ndan gelmeden önce...
Dileyelim ki öyle olsun.
Cuma gününün göstergeleri, daha şimdiden umut verici...