Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


AB Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Vural'ın dünkü liderler toplantısına sunulan Ulusal Program Taslağı, "A" planıydı.
Ama... Diplomasi geleneklerimizin gereği, alevli konularda alternatif olarak masaya konmak üzere "B", "C" ve "D" planları daima hazırdır.
Önce, geleneğin yakın tarihten bir örneğini sunayım...
Kardak krizi sırasında dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Kardak Kayalıkları'ndaki Yunan bağrağı ve Yunan askerleri için "o bayrak inecek, o asker gidecek" diyordu.
"Kuvvet kullanılmasını" istiyordu.
Toplantılara katılan dönemin Müsteşar Yardımcısı İnal Batu, bir formül ortaya attı.
"Bizim Deniz Kuvvetleri'nin komandoları da hemen yanındaki kayalıklara çıkabilirdi. Türk bayrağını dikerlerdi. Böylece, çatışma olmadan iddiamızı sürdürürdük."
Bu formül, Türkiye - Yunanistan sıcak çatışmasını eşikten döndürmüştü.
İşte bir "B" planı.

AB Katılım Ortaklığı Belgesi'nin Türkiye için öngördüğü siyasi kriterlerden herbiri "sıcak" noktalar.
Örneğin...
- Anadilde (Kürtçe) TV - radyo ve eğitim...
- İrticaya karşı TCK'daki son kale olduğu öne sürülen 312. maddenin değişmesi...
- Siyasal islamın ve etnik söylemlerin önünü açacağı kuşkuları veren genişlikte ifade özgürlükleri güvencesi...
- Kıbrıs'ta çözüm ve Yunanistan ile ilişkiler...
- İdam cezalarının kaldırılması...
Ateşteki bu kestaneleri çıplak elle almak, kolay değil.
Özellikle, bir yandan MHP'nin o konulara soğuk bakışı... Öte yandan TSK'daki rahatsızlıkların dile getirilişi, üçlü koalisyon hükümetinin AB'ye açılımını zorluyor.
O halde... Seçenek oluşturan "B", "C" ya da "D" alternatif formülleri devreye konulabilirdi.
Bu sadece AB Genel Sekreterliği'nin değil, koalisyon ortaklarının da yedek dosyalarından biri.

Sıcak konulardan önde geleni, "Anadilde (Kürtçe) TV - radyo ve eğitim konusu..."
"B"
planı; Fransa'da da uygulanan bir sistem.
Türkçe'den farklı dillerde yayın yapan televizyon ve radyo istasyonlarının programlarına bir kaç saat Türkçe eğitim programları konulması.
Bu formülün de böyle bir aşamada kabul edileceği zayıf görülüyordu.
"C" planı; "RTÜK kanununun değiştirileceği" gibi "yuvarlak" bir ifadeyle açıklama yapılması...
RTÜK, Türkçe'den başka dilde yayını engelleyen tek yasa.
Ama... Açıklamada "hangi dilde yayın yapılacağını düzenleyen maddeye gönderme yapılmazsa", bu konu, sözlü anlatımlarla AB'ye izah edilebilirdi.
MHP'nin tabanı, rahatlatılabilirdi.
TSK'yı da tedirgin edecek bir "angajman" oluşturmayabilirdi.
İdam cezasının kalkması dahil, her duyarlı konu için seçenekler hazırlanmıştı.
Ama... Dünkü liderler toplantısında, bunları aşan bir "tavır formülü" benimsendi.

Bir toptan tavır, AB'nin öngördüğü takvimdeki kısa, orta ve uzun vadelerdeki hedeflerin bazılarına, Ulusal Program'da yer değiştirtmekti.
Ayrıca... Bu toplantıda liderlerin kesinlikle Ulusal Program Taslağı'nı açıklamaları bir zorunluk muydu?
Hayır...
Bu da deyim yerindeyse "G" seçeneğiydi.
Yani... Liderler, Ulusal Program Taslağı'nın açıklamasını şubat sonuna bırakabilirlerdi.
Hatta açıklamada olduğu gibi Mart ayına...
Çünkü... 4 Aralık'ta, Türkiye'nin AB'ye Katılım Ortaklığı Belgesi siyasal onay aldı.
Ancak... Şubat ortalarında Avrupa Parlamentosu'nda bu konu oylanacak.
Liderler, başka bir gerekçeyle de olsa, Ulusal Program Taslağı'nı Şubat sonuna erteler ve AB doruklarına ikili görüşmelerle "Avrupa Parlamentosu'nun tavrının da gözlenmek istendiğini" söyleyebilirlerdi.
Dünkü açıklama, "G" planı olarak görülebilir.