Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

EKONOMİDEN “yanık kokuları” geliyor. Gidiş “hayra alamet” değil.
Gerçi...
Dünyada kaynama var.
Türkiye de “küresel negatif dönüşümden en fazla etkilenecek 5 ülkeden biri” olarak zaten gösterilmekteydi.
Ama...
“5’ten birincisi” olmak, başka etkenlerin varlığına da işarettir.
O negatif etkenler arasında “dünyada para bolluğuna göre dizayn edilmiş yüksek cari açık politikası, hazırlıksız yakalanmak, esnek olamamak, faiz konusunda zayıf refleks” sayılabilir.
Fakat...
Bunların yanı sıra iç siyasetteki fırtınalı ortam “başat” etkendir.
“Para kuş gibidir, en küçük dal sallantısında uçar gider” sözü bugünleri izah etmekte.
Özellikle “siyasi istikrar” ve “hukuk devleti” konusunda tereddütler, kuşkular, kaygılar kırılganlığı tetikleyen zaaflardır.
Ne yazık ki...
Bu nedenlerin hepsi de art arda Türkiye’nin gündemine gülleler gibi düştü.
Kara delikler açtı.
Böyle durumlarda “ortak aklı” devreye sokan sağduyulu, duyarlı söylem ve eylemler gereklidir.
Daha da geren, tansiyonu yükselten negatif iyonlar uçuşturan politikalardan özenle kaçınmak gerekirdi.
Tam tersine...
Güven artırıcı adımlar atılmalıydı.
.......................
17 Aralık sürecinin önü açılsaydı, “söz yargının” denilerek ortam sakinleştirilmiş olsaydı...
Binlerce tayinlerin fırtınası estirilmeseydi...
Yargıyı bir bakıma Adalet Bakanı’na bağlayacağı ve Anayasa’ya aykırılığı apaçık görülen bir yasa teklifine jet motoru monte edilmeseydi.
HSYK’yı muhalefetle uzlaşarak Anayasa değişikliği formülüyle yeniden düzeltme çabasına odaklanılsaydı keşke.
.......................
Ancak...
HSYK için Anayasa değişikliği çağrısıyla biraz “geç” de olsa bu “ortak akıl” yoluna adım atıldığı söylenebilir.
“Geç olan, hiç olmayandan iyidir...”

Haberin Devamı

CHP’YE ALTIN TEPSİDE

HSYK eğer “paralel yapılanmanın kalelerinden biri idiyse...”
17 Aralık’tan sonraki değişimlerle, atamalarla yargı, bu kez de iktidarın manyetik alan etkisine kaymışsa...
Durup düşünmek zamanıdır. CHP’nin ve Anayasal yargı bağımsızlığının gereği HSYK’nın bir Anayasa değişikliğiyle yeniden düzenlenmesi aklın yolu değil midir?
Hiçbir odağın, iktidarın etkisi altında kalmayacak, kurumsal özerkliği, bağımsızlığı, tarafsızlığı güvenirliğe kavuşmuş bir HSYK kurulmalıdır.
Böylece yargı da onun “tarafsız, bağımsız” DNA’larını yansıtacaktır.
Şu aksak görüntüyü sürdürerek iki tarafın kapışma ateşini harlandırmak ve yıpratmak bir politikadır.
Sureti haktan rolünü oynayıp tribünde kalmak kısa vadede iktidarı yıpratır ama çok geçmeden Türkiye’yi büyük bedeller ödemek zorunda bırakabilir.
Oysa...
HSYK’yı ve dolayısıyla yargıyı “tarafsız, bağımsız” diğer erklere karşı güvenli yapılanmaya kavuşturmak şansı CHP’nin önüne altın tepsiyle sunulmuş bulunuyor.
HSYK üyelerinden bir kısmının kendi aralarından seçildiği, diğerlerinin Meclis’te “4’te 3” ya da “5’te 4” gibi ancak partilerin uzlaşmasıyla oluşabilecek çoğunlukla seçildikleri bir HSYK şansı ıskalanmamalı.
AB 3 mektupla uyarmış.
Cumhurbaşkanı Gül bastırıyor.
İktidar milletvekillerinin HSYK teklifi buzluğa konmuş.
Hükümet, başta CHP olmak üzere muhalefete “buyurun bu düğümü birlikte çözelim” diye çağrı yapmak noktasına gelmiş.
Meclis Başkanı da bu zorunluğu vurgulamakta.
.......................
O halde CHP’nin elindeki kartlar kuvvetli.
Bu oyunda olmayacak da, ne zaman gücünü kanıtlayacak?