Beklenmedik bir gelişme olmazsa HSYK’yı “tarafsız ve bağımsız” yeni bir yapılanmaya dönüştürecek Anayasa değişikliği artık rafta.
AK Parti’nin üzerinde fırtınalar kopan “yeni HSYK kanun teklifini önümüzdeki hafta genel kurula indireceği” açıklandı bile.
Bu haliyle teklifin “Anayasa’daki kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırılığı, yargı üzerinde yürütme gölgesi, Adalet Bakanı’nın dominant olacağı dizayn” apaçık ortada.
Engellemeler yapılacaksa bile çoğunluktaki iktidar partisinin oylarıyla Meclis’te kabul edilir.
Saygın hukukçuların görüşü “böyle bir yasa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilir.”
Ancak...
Pratikte “atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacaktır...”
Çünkü...
Teklif bu haliyle kanunlaştığı takdirde, HSYK’daki “genel sekreter yardımcılarından çaycılara kadar bütün memurların” görevleri kendiliğinden sona ermiş sayılacaktır.
Adalet Bakanı’nın ayrıca onları görevden alması gerekmeyeceği için, ortada bir “idari işlem” olmayacak, bu nedenle Danıştay’a başvurarak, “yürütmeyi durdurma” ve “idari işlemi iptal” kararı almak hakları bulunmayacaktır.
Anayasa Mahkemesi’nin yasayı iptal kararı alınacaksa da, “geriye yürümeyeceği” için durum “haydi geçmiş olsun...”
........................
Bir ümit “Cumhurbaşkanı’nın yasayı imzalamayarak geri göndermesidir.”
Gözlük camlarım buğulu, o aşamada Cumhurbaşkanı Gül’ün ne yapacağını göremiyorum.
Gerçi...
Gül “HSYK’yı düzenleyecek yeni kanunun Avrupa Konseyi Venedik Komisyon kriterlerine uygun olması gerektiğini” söylemiştir ama o tavrı “veto” ihtimalini vurgulamaktan çok “bu işi muhalefetle anlaşarak Anayasa değişikliğiyle yapın” diye bir uyarı izlenimini veriyor.
“Böylece beni de zorlamamış olursunuz” mesajı seziliyor.
........................
Önümüzdeki hafta Meclis’e indirilerek kanunlaşması iktidar tarafından amaçlanan teklifte bazı değişiklikler yapılması ve Gül’ün onaylayacağı hale getirilmesi ihtimalini bir kenara yazın.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ “komisyonda ve genel kurulda bazı değişiklikler yapılarak teklif daha da olgunlaşabilir” söylemiyle bunun işaretini verdi.
Nasıl ve hangi değişiklikler?
Yüzeysel ve kısa zamanda akacak makyaj mı?
Göreceğiz...
Ama...
Dün Meclis Başkanı Cemil Çiçek önemli şeyler söyledi:
“Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda iktidar ve muhalefetin üzerinde birleştiği düzenlemeler var. Birkaç ufak dokunuşla Meclis’e Anayasa değişikliği olarak sunulabilir.
Köklü ve sağlam bir yeniden yapılanma böyle olur...”
........................
Nedir o iktidarla muhalefetin yeni HSYK için -büyük ölçüde- uzlaştıkları düzenleme?
Kısaca şöyle:
HSYK, Hakimler ve Savcılar için iki kurula ayrılıyor.
Üye seçimleri için hakimler 6, savcılar 6, Danıştay 6, Yargıtay 6 aday gösteriyor.
Meclis 5’te 3 çoğunlukla bunlar arasından kurulların üyelerini seçiyor.
Barolardan, YÖK’ten ve idareden de üye seçimleri -farklı sayılarda- ama aynı yöntemle oluyor.
“5’te 3 değil, 3’te 2 çoğunlukla olmalı” diye CHP’nin itirazı da not edilmiş.
Halledilmeyecek sorun değil.
........................
Uzlaşma Komisyonu’nda AK Parti’nin de katılımıyla “teftiş kurulu, doğrudan hakimler kuruluna bağlanır” hükmü kabul edilmiş.
Şimdiki AK Parti teklifinde “teftiş kurulunu doğrudan Adalet Bakanı’na bağlayan” hüküm yerine Uzlaşma Komisyonu’nda ortak kabul gören düzenlemenin alması tutarlılık gereğidir.
Adalet Bakanı’nın fonksiyonu tartışılırken çalışmalar noktalanmıştı.
Ancak...
“Bakan HSYK’ya üye olsun (Başkan) fakat disiplin konusunda oy kullanmasın” görüşünde bir uzlaşma sağlanmış gibiydi. (CHP, “hiç üye olmasın” diyordu.)
........................
Sonuç...
AK Parti teklifi, uzlaşma komisyonunda “teftiş kurulu” ve “Adalet Bakanı fonksiyonu” hükümleriyle getirilirse, HSYK memurlarına Danıştay yolunu açık bırakan bir değişiklik yapılırsa “yetmez ama evet” iklimini -belki de- oluşturabilir.