Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

DÜN öğle saatlerinden itibaren en yaygın konuşulan, tartışılan konu ne dolar, ne Suriye, ne Mısır’dı.
Fenerbahçe için UEFA cezasının CAS’ta onaylanması gündemin açık ara birinci maddesine oturmuştu.
O topa giriyorum.
.........................
Bir Galatasaraylı, Fenerbahçe’nin şu durumuna üzülür mü?
“Üzülmeyenler hatta sevinenler az değildir” dersem, gerçeği söylemiş olurum.
Ben ise kalpten söylüyorum “üzgünüm...”
Biliyorum, Fenerbahçelilere “bir Galatasaraylının üzülmemesi değil üzülmesi” daha acı gelir.
Ama...
Ruh halim bu.
Üstelik bizim sarı-kırmızılı mahalleden de bana kızacaklar olacaktır.
“Beter olsunlar” dememi bekleyenler vardır.

GİTMEK Mİ ZOR, KALMAK MI?

NEYSE...
Olaya gelelim.
“Şike” iddiasının ilk patladığı günlerden bu yana Fenerbahçe camiasında “Aziz Yıldırım’ın kalması mı, gitmesi mi gerektiği” tartışılıyor.
İlk zamanlarda “kalmasını” isteyenler çoğunluktaydı.
Şimdi azınlığa geçtiklerini gözlemliyorum.
Büyük fotoğrafa bakalım: Aziz Yıldırım’ın futbol başarısı tartışma götürür.
Ama...
Kulübe hizmetleri, özellikle alt yapı kazandırımları büyüktür.
Diğer kulüplere de en azından birer çağdaş stat yaptırmanın öncüsü olmuştur.
Seyirci kapasitesi düşük modern donanımdan yoksun, köhne stadyumlardan Türkiye’nin kurtulmasına ilk örneği vermiştir.
Kişilik profili çizimlerine hiç girmiyorum.
Fakat...
Aziz Yıldırım’ın “gitmesi” yanlış olurdu.
Ya “kalması?”
O da camiadaki diğer yarının içine sinmiyordu.
Her şeye rağmen başta Ali Koç olmak üzere yönetim vefalı ve sağlam durdu.
İkilem çözülemeden bugünlere gelindi.
Ve şimdi...
“CAS”ın kararından sonra “çözüm” kendiliğinden oluştu.
UEFA’nın Fenerbahçe’ye verdiği “Avrupa kupalarından 2 yıl men” cezasını “CAS”ın onaylama kararıyla birlikte -yanılmıyorsam- Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe Başkanlığı’nı sürdürebilmesi, artık spor hukuku açısından mümkün değil.
O nedenle Fenerbahçe yönetimi toplandı.
Şu satırların yazıldığı saatlerden sonra büyük ihtimalle “olağanüstü kongre kararı” alacak ve açıklayacak.
Aziz Yıldırım’ın da başkanlığa aday olacağını sanmıyorum.
Bu “Başkan Yıldırım’ı kırmadan” kendiliğinden gelişen bir çözüm.
Keşke böyle şeyler yaşanmasaydı.

EKSİLERDEN ARTI ÜRETMEK

OLAYI bir başka pencereden bakarak da görmeye çalışalım.
Aziz Yıldırım ve bazı yöneticiler için dava Yargıtay aşamasında.
Bunun yorumuna girmem.
Ancak, salt “UEFA ve CAS” kararları üzerinde konuşmak mümkün.
Fenerbahçe için “UEFA ve CAS” süreci, aslında Türkiye’deki bütün futbol kulüpleri için “ibret” algısı olmalıdır.
Hepsine “caydırıcı” bir etkisi var.
Yarın toplanacak UEFA’nın alması beklenen karara da birkaç satır...
“Avrupa kupalarından 2 yıl mahrumiyetin uygulaması nasıl olacak?”
İki ihtimal var.
Birinci ihtimal 2013-2014 sezonun cezanın ilk yılı sayılması ve 2014-2015 sezonunda da mahrumiyet cezasıyla 2 yılın tamamlanacak olması.
Diğeri ise bu yıl zaten UEFA Avrupa Kupası’ndan mahrum olma riskini kabul ederek CAS’a gitti, o halde yasak 2014-2015 ve 2015-2016 yıllarını kapsayacaktır gibi bir -bana göre hukuken arızalı- karar olabilir.
Ne olursa olsun Fenerbahçe’yi yeşil sahalarda ateşleyecek psikolojik katsayıdır.
.......................
Not: Fenerbahçe’den yapılan açıklamaya göre “kulüp CAS kararı aleyhine Federal Mahkeme’ye başvuracak.”
Bütün hukuk yollarından sonuç almaya çalışmak “aksüt” gibi helaldir.
Evrensel ceza hukukuyla mahkumiyet yokken spor hukukundan mahkumiyet adalette soru işaretleri çiziyor.