Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MUSTAFA için tahliye kararı akşamın geç saatlerinde -nihayet- açıklandı. Daha önce yazıp noktayı koyduğum yazıyı aşağıda sunuyorum. Tahliye için düşüncelerim o satırlara yansımakta.
..............
Gazeteci/Milletvekili Mustafa Balbay Anayasa Mahkemesi kararına rağmen 5 gündür hâlâ cezaevinde.
Anayasa Mahkemesi “uzun tutukluluk hali” ve “milletvekilliği görevini yapamamak” nedenleriyle Balbay’ın mağduriyetini açıkladı.
Toplantılarını günlerdir sürdüren 13’üncü ağır ceza mahkemesi neyi bekliyor olabilir?
Anayasa Mahkemesi kararının “gerekçesini” mi?
Balbay’ın tahliye edilmesinden sonra da bu gerekçe gelebilir, mahkeme heyeti tarafından incelenir.
Ayrıca...
Hükmün ifadesinde zaten gerekçeler okunmakta.
Birincisi...
“Uzun tutukluluk hali...”
Bunun ayrıca yoruma ihtiyacı var mı?
5 yılı geçmiş, tam 1740 gün.
Diğer hükmün diğer ifadesi de başlı başına gerekçe:
“Milletvekilliği görevini yerine getirememek...”
Sadece bu hüküm bile tahliye kararını gerektirmez mi?
Yargıya bütün saygımla hukuk penceremden baktığımda gördüklerimi yansıtan -naçizane- ifadem budur.

AİHM PENCERESİNDEN

CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen eski AİHM yargıcıdır.
Onun merceklerinden görüntüyü de yansıtayım...
Türmen de yukarıda sıraladığım iki “gerekçeyi” dile getiriyor.
Burada bir ince ayara da dikkat çekmekte.
Silivri’de görevli gazeteci arkadaşlarımız 13’üncü Ağır Ceza’nın “yetkisizlik” beyanıyla kararı Yargıtay’a bırakabileceğini ifade etmekteler.
Bunun nedeni Mustafa Balbay için mahkemenin “mahkumiyet” kararı vermiş olması ve artık dosya Yargıtay’da olduğuna göre “tahliye veya tutukluluğun devamı” kararını verme yetkisinin de yüksek mahkemeye ait bulunduğu diye izah ediliyor.
Rıza Türmen ise “dava dosyasının Yargıtay’a gittiğini ama mahkemenin gerekçeli kararı gönderme-diği için davadan elini çekmiş sayılma-yacağı” görüşünde.
Ayrıca...
Türmen şu durumun altını çizmekte:
“Anayasa Mahkemesi kararına göre Balbay’ın milletvekilliği yapamamasından doğan mağduriyetin, onun hükümlü ya da tutuklu olmasıyla ilişkisi yoktur.”
Yani...
Tutukluluk hüküm verilene kadar geçen süredir.
Hüküm kesinleştikten sonra tutukluluk biter, hükümlülük başlar.
“Hükümlülük birinci derece mahkemenin (13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi) kararından sonra mı başlar, yoksa Yargıtay’da kesinleştikten sonra mı?”
Sorusu önemlidir ama Rıza Türmen’e göre bu olay için sorun oluşturmaz.
Çünkü...
13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli karar vermiş değil.
Davadan el çekmiş olmuyor.
Rıza Türmen “Anayasa Mahkemesi kararının diğer hükmü nedeniyle bu tartışmanın pratikte geçerliğinin kalmayacağı” görüşünde.
Çünkü Anayasa Mahkemesi Balbay’ın milletvekilliği yapamamasından doğan mağduriyeti de hükme bağlamış.
Türmen “bu mağduriyet her türlü tartışmanın dışında sadece -tahliye- ile durdurulabilir” diyor.
Bir de ilave görüş.
Mağdurun lehine olan hukuk önceliklidir.
Yargıyı etkilemek gibi algılanmasın.
Bütün bunlar günlerdir, saatlerdir TV ekranlarında konuşulmakta.
Gazetelere servis edilmekte.
Sadece adaletin tecellisine mütevazı bir katkı çabasıdır.