Şu günlerde ilginç bir yazı okumuştum. Bir dizi soru alt alta sıralanmıştı.
“Kim istemez” diye başlayan yazıdan aklımda kalanları sıralayayım:
- Kadınlara pozitif ayrıcalığı...
- Çocukların korunmasını...
- Memurlara toplu sözleşme hakkı verilmesini...
- Hâkim kararı olmaksızın yurtdışı çıkma yasağı konulmaması...
- Kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı...
- Yaşlılar ve engellilerin özel statüyle korunmaları...
.................
Pakette bulunan daha bir dizi hüküm...
Ve şöyle bir soru:
“Bunları referanduma sunmaya ne gerek var?
Kim HAYIR der ki?”
Getirin Meclis’e, oybirliğiyle çıksın.
Hepsi...
İşte CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın önerisi de bu.
“HSYK, Anayasa Mahkemesi ve parti kapatmayla ilgili 3 madde dışında tüm önerilerinize EVET oyu verelim, referanduma gitmeden Meclis’te hepimizin oylarıyla kabul edilsin.”
Bundan daha iyi öneri ne olabilir?
Tam bir demokratik uzlaşma ve pozitif katkı örneği.
Ama...
AKP “HAYIR, paketi bölmeyiz” diyor.
Neden?
Çünkü “CHP’nin bu yaptığı Şark kurnazlığıymış.”
Asıl Şark kurnazlığı, paketi bu hiç kimsenin itirazı olmayan cicili bicili hükümlerle sarmalamak ve onların içinde HSYK, Anayasa Mahkemesi ve parti kapatma hükümlerini geçirmektir...
Hani “Bu bir haptır” söyleminde olduğu gibi.
Hapı şekerle sarar yutturursun.
Bir sürü madde için de kaynatıp oylatmak.
Öte yandan, birbirleriyle yakın ilgisi olan 3 maddeyi referanduma götürmek Venedik kriterleriyle de örtüşüyor.
ŞAFAĞIN GÖZÜ
St. Petersburg Balesi ve Mariinsky Tiyatrosu’nun yıldızlarından “MATA HARİ” balesi İstanbul’da...
Mata Hari, Cava dilinde “şafağın gözü” anlamına geliyor.
Margeretha Geertruida Zelle tarihin en ünlü kadın casusu.
Ve Uzakdoğu’da geçirdiği yıllardan sonra Mata Hari ismini kullanıyordu.
TİM Maslak Show Center’da 3 gece bu gösteri sahnede olacak.
Çok iyi bir yönetmen ve çok iyi dansçılar.
Bu gece başlıyor.
Çarlık Rusya’sının gururu
St. Petersburg Balesi Çarlık Rusya’sının gururuydu.
Dünyanın en iyi baletlerinden biri olan efsane Nureyev, St. Petersburg Akademisi’nde yetişmişti.
Şöhretinin doruklarındayken Sovyetler Birliği’nden kaçmış, Fransa’ya sığınmıştı.
Fransız Opera ve Balesi’nin başına getirilmişti.
Türkiye’ye birkaç kez yaz tatiline geldiğinde, birlikte mavi yolculuklar yapmıştık.
Akşamüstleri tekneleri birbirine bordalar, ellerimizde rakı kadehleri, hep birlikte güneşin batışını seyreder, müzik dinlerdik.
Bazen Nureyev keyiflenir, tekneden tekneye adeta uçarak dans ederdi.
Ona “Komünist rejim nasıl oldu da St. Petersburg Akademisi’ni tarumar etmedi, Moskova’da çok daha iddialı bir akademi oluşturmadı?” diye sormuştum.
Cevabı şöyle olmuştu:
“Elbette bu söylediğini yapmaya kalkıştı komünistler. Eğitim programlarımızı hatta hocalarımızı bile aldılar. İyi dansçılar yetiştiriyorlar ama St. Petersburg hâlâ en iyisi.”
Şarap ve bale
Sonra şarap metaforuyla açıklamıştı:
Amerikalılar da Fransızlar gibi iyi şarap yapmak istediler.
California’da, Bordeaux iklimine en yakın olan bir yöreyi üretim alanı olarak seçtiler.
Fransa’nın Bordeaux bölgesinden asmalar getirip diktiler.
Bordeaux şarap uzmanlarını, Bordeaux şarap fıçılarını da getirdiler.
Hatta gemiler dolusu Bordeaux toprağı bile taşıdılar.
Sonunda iyi şaraplar yapabildiler ama Bordeaux şaraplarının düzeyini yakalayamadılar.
Bizim St. Petersburg Balesi de Bordeaux şarapları gibidir.
Taklit edilebilir ama en iyisi orijinalidir.