Derviş’in siyasete semahı umut verdi.
Güven için işte son test. Derviş, Ecevit’e fark attı. Liderler zirvesinden sonra Ecevit "çekilmeyeceğim" mesajını verdi, ekonomi inişe geçti. Dün sabah Derviş, bankacılarla toplantı yaptı.
Siyasi çözüm için aktif olacağım. Siyaset beni çekiyor. 3 - 5 haftada siyasi çözüm oluşur" dedi. Dolar düştü, borsa yükselişe geçti.
Kim isteniyor?.. Kim daha güven verici?... Apaçık ortada.
Toplumda "yeniye" ve "yıpranmamışa" özlemi var.
Ama her "yeni"ye değil.
Örneğin, DSP Grup Başkanvekili Emrehan Halıcı...
Dün Ecevitler’in konutuna gittikten sonra Halıcı yaptığı açıklamayla Derviş’in oluşturduğu bir avuç gökyüzünü de kararttı.
Hükümetin nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunun kanıtını verdi adeta.
"Ecevitler’e hücumlara karşı başta Hüsamettin Özkan olmak üzere sessiz kalan DSP’lilere teessüf" hükümetin koordinasyonuna saldırıdır.
Hüsamettin Özkan’ı istifaya zorlamaktır. Özkan böylece safdışı edilirse, yerine Ecevitler’in parlayan yeni yıldızı (!), Rahşan Ecevit’in mutemedi Emrehan Halıcı’nın atanacağı senaryosu sezilmekte.
Halıcı’yı tanımam.
Yeteneklerini bilmem.
Ama şu duyarlı süreçte koordinasyonun, hükümette "birinci öncelik" olduğu tartışmasız gerçektir. Rahşan Hanım’ın kapris operasyonunda başrol çok yanlış.
Özkan, bu hükümeti bir arada tutmakta ve işlerin yürümesinde gölgedeki güçtü.
Konuları da, siyasetin karar odaklarının psikolojilerini de bilmektedir.
İyi ve pozitif müzakereci olduğunu değişik çevrelerden dinledim.
O safdışı bırakılırsa, boşluk oluşur.
Hele yerine, hükümet dosyalarının kapaklarını bile açmamış biri gelirse!
Kraliçenin silahşörleri, kraliçeyi korurken, devleti ve ulusu yaralamamalı.
Ecevit, raporlu olduğu süreçte neden vekalet vermiyor?
Yoksa, hükümet protokolünde, Başbakan’a ancak Bahçeli’nin vekalet edebileceği hükmü nedeniyle mi?
Oysa... Rahşan Ecevit’in Bahçeli’ye duyguları malum... O vekalete Or - An’dan vize çıkmaz.
Diğer formül, protokol engeli gereği vekalet verilmeden, fiili olarak DSP’li bir Başbakan Yardımcısı’nın Ecevit adına başbakanlık işlerini yürütmesi... Yani hükümetin kuruluşundan bu yana Özkan’ın sessiz sedasız ama olabildiğince başarı çizgisinde yaptığı şey.
Şimdi, anlaşılan o rol Emrehan Halıcı’ya emanet edilmek isteniyor.
Böylece kendisine yakın bir başbakan yardımcısı aracılığıyla Rahşan Hanım etkin olacak.
Dilim varmıyor ama, harem yöntemleriyle bir yere varılmaz.
Yüzde 2’ye düşmüş oy oranında DSP, Halıcı’yla mı kurtulacak, derin ve serin sulara yeniden kavuşacak?
Aslında, siyasi belirsizlikte çözümün Özkan’la böyle devam edilebileceği sanılmamalı.
Zaten Özkan da o iddiada değil.
Türkiye’nin ihtiyacı, şu kısa süreçte ekonomiye güven verecek, AB’ye tam üyelik görüşmelerini başlatma koşullarını gerçekleştirecek ve yapılacak ilk seçimde de sol, merkez ve ılımlı sağ oyları toparlayacak birinin hükümetin başına getirilmesidir.
Bütün kamuoyu araştırmaları o adamın Dışişleri Bakanı Cem olduğunu göstermekte.
Cem’in yanında Derviş’in de yer alması, bazı değerli sosyal demokrat ve liberal isimlerin, yeni kadroların katılmalarıyla geniş bir çekim alanı oluşabilir.
CHP ile birlikte platform olasılığı gözden uzak tutulmamalı.
Derviş’e dikkat. Boş konuşan adam değildir. "Cumhurbaşkanı ve bazı devlet kademeleriyle konuştuktan sonra siyasette aktif olmak kararı" sözcükleri rastlantı değil.
Son söz... En karanlık saatler, gün ışımasına en yakın olanlardır.
