Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bu ayın içinde dünya - bir olasılıkla - ilk KOPYA BEBEK ile tanışacak. Adı... Eve... (Havva)
Sperme gerek duyulmaksızın annenin deri hücresinden elde edilen kök hücreyle oluşturulmuş.
Doğum zamanı geldiğinde sezaryenle alınmış.
Bütün bu süreç gizli tutulan bir coğrafyada gerçekleşmiş. Eve, bilinmeyen bir yerde bakımda... Bu birkaç haftalık bebek, yepyeni bir insan türü.
Yepyeni erkek - kadın ilişkileri, yeni bir uygarlık ve yeni toplumlar çağını başlatabilir.
Elbette...
Bebeğin kamuoyuna tanıtılması ve iddiaların kanıtlanması koşuluyla...
Ve ardından tıpkı, karanlık çağda din baskısıyla bilgelerin ve kitapların yakıldığı, onların cadı ya da şeytan ilan edildikleri gibi, bu yeni çağı açacak olanların da üzerine din ve tutuculuk kara bir bulut olarak çökmemeli.

Olay şu:
İnsanoğlunun uzaydan gelenler tarafından 25 bin yıl önce laboratuvarlarda üretildiğini inanan bir tarikat var. Adı Tanrı’nın ışığı anlamına gelen Rael.
Tarikat adına, sözcü Brigitte Boisselier, Eve’in doğduğu ve dört kopya bebeğin daha doğmak üzere olduklarını açıkladı.
Bu ayın ortalarında Amerikan ABC televizyonunun bilim muhabiri Michael Guillen bir bilim heyetiyle birlikte Eve’in DNA hücrelerinin, annesiyle aynı olup olmadığını araştıracak ve kamuoyuna açıklayacak. Guillen başarılı TV gazeteciliğinin yanı sıra Sonsuzluk İçin Köprü: Matematiğin İnsancıl Yönü ve Dünyayı Değiştirecek 5 Eşitlik: Matematiğin Şiiri gibi ilgi gören kitapların da yazarı.
N.Y.T ve Washington Post’ta yazıyor.
Klonlamayla ilgili ciddi çalışmalar yapan bazı kuruluşlar ve bilim adamları Eve’in doğumu iddialarına tepki gösterdiler.
Bunun doğru olmadığını iddia ettiler.
Ancak...
Her şey şu önümüzdeki birkaç hafta içinde belli olacak.
Ne var ki... Sonuç ne olursa olsun bu yol artık bir kere açıldı.
İnsanoğlu artık döllenmeye gerek olmaksızın kök hücreden kopya canlı üretmeyi başardı.
Artık insan kopyalamanın eşiğindeyiz.
Ancak kırmızı ışıklar yakılmakta.
İnsan üretmeye karşı yasalar çıkarılıyor.

Bu yasaklara karşı Brigitte Boisselier şöyle tepki koyuyor:
"Hayat vermeye çalışan bizlere canavar diyorlar.
Asıl canavarlar milyarlarca doları savaş çıkarmak, öldürmek için harcayanlardır. Üstelik onlar hayat vermemizi yasalarla önlemek istiyorlar."
İntihar eden kızını kopyalatmak isteyen Jaime Wallace (52) şöyle diyor:
"Kopyalatarak, sevdiklerinizi bebek olarak yeniden dünyaya getirmek, Allah’a karşı çıkmak değildir. Biz Allah’a ve bilime birlikte inanıyoruz.
Kopyalamayla Allah bize ikinci şansı veriyor."
Fakat onun bu ikinci şansı kullanıp kullanamayacağı belirsiz.
Çünkü ABD’de insan kopyalanmasını yasaklayacak federal kanun çıkmak üzere.
Ancak tedavi amaçlı kök hücre üretimine onay veriliyor.

Biz Eve’e Havva diyelim. Havva ya da geleceğin Havva’sı, minicik bedeniyle yeni bir çağ başlatacak.
Ama tehlikeleri de görmeliyiz.
Örneğin...
Üzerinde deney yapılan kopyalanmış hayvanların bir kısmında çok hızlı yaşlanma görüldü. Bir kısmında anemi ve obezite gibi hastalıklara rastlandı.
Sinirsel ve beyinsel durumlarını bilemiyoruz.
Peki, yasak mı konulsun?
Yasakçı kafa her alanda zararlıdır.
Kopyalama için sadece birkaçını sıraladığım sağlık sakıncaları, eğer kopyalama çalışmaları yasaklanır ve yeraltında sürerse - ki öyle olacaktır - çok daha büyük sorunlar yaratır. Bilimsel ve meşru çalışmaların denetim altında sürdürülmesi gerekir.
Geleceğe biraz gülümseyelim...
Eşler, çocuklar, sevgililer, anne - babalar için, kopya bebek olarak doğduklarında (döndüklerinde) kavramlarımız karışacak.
Onlara birer bebekten öte ne kimlikler yükleyeceğiz?
İlk kimliklerini mi?
Fanteziler bir yana, bütün sağlık sorunlarının kök hücre devrimiyle tedavisi önüne engeller kesinlikle konulmamalı.