Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


"Silgi kullanmadan resim çizme sanatına hayat deniliyor."(1)
Dünyada yankılar yapacak bir film için İstanbul'da yoğun çalışmalar sürmekte.
1942 yılında, içindeki 800 Musevi ile birlikte Boğaziçi'nin hemen çıkışında batırılan Struma vapurundaki dram, beyazperdeye yansıtılacak.
Silgi kullanmadan çizilen 800 yaşamın öyküsü şöyle...
1941 yılında Romanya Yahudileri için yaşam birden kararmış.
Nazi gölgesi altında mallarına el konuluyor, çalışma kamplarına gönderiliyorlar.
Bir bölümü erken davranır.
Romanya'yı terk etmeye karar verirler.
Önlerinde iki seçenek vardır.
Birincisi Rusya'ya kaçmak.
İkincisi, deniz yoluyla, Türkiye üzerinden Filistin'e ulaşmak.

Ölüme bilet 1000 dolar

Daha önce Rusya'dan Bolşevik İhtilali nedeniyle kaçmış olanlar için Rusya'ya yeniden dönüş olası değildir.
800 Musevi, erkek, kadın, çocuk, adam başı 1000'er dolar ödeyerek Struma adlı bir vapura doluşurlar.
Boğaz'ı geçip, İstanbul'a gelirler.
Artık...
Naziler tarafından toplama kamplarına gönderilmek ve sabun olmak dehşeti geride kalmıştır.
Umutları, birkaç hafta sonra "vaadedilmiş topraklara varmaktır."
Ne yazık ki...
Filistin topraklarını kontrol altında tutan İngilizler, geminin Filistin'e doğru yola çıkarılması için Türkiye'ye yeşil ışık yakmazlar.
Struma, İstanbul'da uzun süre bekletilir.
Türkiye'nin de Bulgaristan'a kadar gelip, 90 derecelik açıyla yukarıya sapan Nazi güçleri ile bir çatışma nedeni yaratmamaya özen gösterdiği dönemdir.
Struma'dakiler Türkiye tarafından mülteci olarak kabul edilmezler.

Koç'un eli

Bu arada Vehbi Koç'un temsil ettiği uluslararası bir petrol şirketinden mesaj gelir.
Vehbi Bey, "Struma'da bulunan o şirketin Romanya Temsilcisi, eşi ve 2 çocuğunu kurtarabilir mi?"
Struma'da mürettebat dahil, tek kişinin bile karaya ayak basması yasaktır.
Ama...
Vehbi Bey, İsmet Paşa ile konuşur.
Dört kişilik aile gemiden çıkartılır.
Daha sonra...
İngiltere'den, Filistin'e kabul mesajı gelmediği için motorları bozuk Struma, halatlarla çekilerek İstanbul Boğazı'ndan Karadeniz'e çıkarılır. Kaderine bırakılır.
Birkaç gün sonra Struma, içindeki yolcularıyla birlikte batar.
İddia, "bir Alman denizaltısı tarafından torpillendiğidir."
Sadece bir kişi yüzerek kurtulur.



Soykırım ekseninde


Struma'nın filmi, Titanik'ten çok daha fazla ses getirecektir.
Çünkü...
Struma, milyonlarca Musevi'nin yok edildiği, ırkçılığın simgelerinden biri olan insanlık dramıdır.
Bu dram, Musevi örgütleri tarafından soykırım çizgisinde yorumlanarak sunulacak.
Vapurdan kurtarılacak özel eşyalar ABD ve İsrail'deki soykırım müzelerinde yer alacak.
Struma'da yaşamını yitirenlerin kemikleri İsrail'e götürülmek isteniyor.

Türkiye'nin yeri

Struma'ya dalış projesini gerçekleştirecek ekipten Greg Buxton, dedesinin mezarına dalmış olacak.
Dedesi Gregory Buscpan, Rus Devrimi sırasında ılımlı Krenski Hükümeti'nin Ekonomi Bakanı'ymış.
Devrimden sonra da Romanya Kralı'na danışmanlık yapmış bir Musevi...
O da Struma'daymış.
Struma, tarihle bir hesaplaşma.
Bütün dünyayı etkileyecek.
Türkiye, bu öykünün neresinde olacağını şimdiden saptamalı.
............
(1): Bu söylemi ve başlığı HAYAT TRENİ filmini anlatırken kullanmıştım.
Film, Naziler'den trenle kaçan Museviler'in öyküsünü yansıtıyordu.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr