Güneri Cıvaoğlu
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz, Avrupa'da...
Yardımcısı
Oğuz Özbilgin'e dün sabah
11.30'da
Cumhurbaşkanı Demirel, talimat verdi:
"Anavatan Genel Başkanı Sayın Mesut Yılmaz'a 55. Hükümet'i kurma görevini veren yazıyı hazırlayınız. İmzalayacağım.
Sayın Yılmaz'ı saat 17.00'de kabul edeceğimi kendilerine bildiriniz."
Gereği yapıldı.
Mesut Yılmaz daha
Çankaya yolundayken,
Anavatan karargahına
DYP'den telefonlar gelmeye başlamıştı bile.
Eğer
Çiller, hükümeti kurmakla görevlendirilseydi, tersyüz edilmiş
Refahyol'a oy vermeyeceğini zaten açıkça ortaya koymuş
5 DYP milletvekili değil...
Onların ötesinde,
"biz de ikinci Refahyol'a - hayır - diyoruz" mesajını veren
DYP'li milletvekilleri...
Bu mesajlar,
Mesut Yılmaz'ın hükümeti kurmak için güvenoyu şansının bulunduğunun daha ilk dakikalarda alınan işaretleridir.
Dahası...
Çiller'in kurmaylarından
"hükümeti DYP ile kurun" sinyalleri de
Yılmaz'ın
Çankaya'daki karargahına ulaşmıştır.
Elbette... Uçmamak gerek.
Ama güvenoyu için
DYP'den
- ek - destek konusunda tahminler,
Yılmaz'ın
Çankaya'ya çıkma saati yaklaşırken yoğunlaşan bu tür mesajlar nedeniyle, daha olumluya dönüşmüştü.
Yılmaz'ın
Köşk'e çağrılması üzerine
Çiller'in alelacele topladığı
Başkanlık Divanı ise, ilk şoku atlattıktan sonra
"Şimdi n'olacak?" sorusunun yanıtlarını arıyordu.
- İçimiz nasıl?
- Kaç fire veririz?
-
Yılmaz güvenoyu alabilir mi?
- Ve hemen kapının eşiğindeki güncel soru:
"Yılmaz ya bize gelir ve ortaklık önerirse ne yaparız?"
Öyle ya...
Daha 24 saat önce
Çiller'in bir televizyon söyleşisi şöyle anons ediliyordu:
"FLASH... FLASH... ÇİLLER, YILMAZ'A ORTAKLIK ÖNERDİ. - HÜKÜMETE ANAVATAN DA KATILSIN - DEDİ."
Şimdi...
Aynı çağrı, Yılmaz tarafından
DYP'ye yapıldığında sıkışmış durumdadır.
DYP'nin zorluğu elbette, sadece bu değildir.
Karargah, artık altını tutmakta hayli zorlanacaktır.
İrticaa omuz veren... oylarını
yüzde 12'ye kadar düşürmüş bulunan, üstelik iktidar gücünü ve kaynaklarını da yitiren
DYP için zor günler başlıyor.
Belki... hükümette yer alma önerisine içtenlikle ve olumlu yaklaşırsa, şansını tırmanışa geçirebilir.
Çankaya'nın,
Yılmaz'a yönelen tercihinin gerekçelerini yansıtayım:
Anayasa'nın
109. maddesi
Cumhurbaşkanı için
"hükümeti kurma görevini verirken, bir kayıt, tanım, kısıtlama, sınır, zorunluk öngörmüş değildir.
Cumhurbaşkanı'nın, milletvekillerinden birini görevlendireceğine" işaret etmekle yetinmiştir.
Ayrıca...
Üç liderin imzasıyla verilen
güvenoyu yazısı da
Demirel'i bağlamaz.
Çünkü... Anayasa'da böyle bir hüküm yoktur.
"Başbakanlığın parti liderlerinin imzalı yazısıyla devredileceği" gibi bir -
devre mülk başbakanlık - kurumu da yoktur.
Nitekim,
Erbakan da, bunu doğru bulduğunu,
hükümetinin istifa mektubunu verdikten sonra,
Çankaya'da gazetecilere ve televizyonculara açıklamıştır.
Öte yandan...
Erbakan, Demirel'e
"hükümetin - siyasal gerginlik - gerekçesiyle istifa ettiğini" söylemiştir.
Demirel'in
"aynı siyasi gerginliği sürdürmek için aynı kişilere hükümet kurma görevi vermesi" doğru olmazdı.
Nihayet...
İstifa ile
hukuki ömrü noktalanan bir hükümetin yerine, yenisi kurulmaktadır. Yeni hükümet kurulurken,
Erbakan "başbakanlıktan feragat ettiğini" söylediğine göre,
ikinci büyük partinin başkanına görev verilmesi demokrasinin geleneğidir.
Bütün bu nedenlerle,
Çiller'in
"hükümeti kurmak benim hakkımdı" yakınmalarının bir anlamı yoktur.
Tabii...
Görevin
Çiller'e de verilmesi mümkündü.
Ama sakıncaları çoktu.
Üstelik... Karar yetkisi tarafsız
Cumhurbaşkanına aittir.
7 Haziran'da görev
Erbakan'a verildiğinde, ona alkış tutanlar,
Demirel'in tarafsızlığını övenler, şimdi de
Çankaya'ya aynı saygıyı göstermek durumundadırlar.
Yılmaz'ın hükümeti kurmakla görevlendirilmesinde,
Türkiye'nin bunalımı aşması, sivil otoritenin kurulması, devletin kurumları arasında atılmış köprülerin onarılması, koordinasyonun sağlanması açısından şans olabilir.
Dileyelim ki; bu şansı kullanabilsin.
RP ve
DYP de,
Türkiye'nin partileridir...
Dileyelim ki; onlar da
11 ayda mutlak iktidar çoğunluğuna rağmen,
Türkiye'yi ve kendilerini sürükledikleri hazin durumdan bir ders çıkarabilsinler.
Demokraside çareler tükenmiyor.
Tükenmişler çare olmuyor.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr