Uluslararası Siyasi Psikoloji Derneği'nin
Oxford'daki yıllık toplantısına bir bildiri sunuldu.
Konusu
"Siyasette Düşmana İhtiyaç"...Bu araştırmaya göre; İster hükümet, ister parti, ister lider... Gücünü sürdürmek için
"dost" ve
"düşman" diye bir sınıflandırma yapmak durumundadır.
"Dost" sınıfı, toplumsal kültürün
"iyi" olarak değerlendirdiği nitelikleri kapsar;
Dürüstlük, temizlik gibi...
"Düşman" sınıfına ise, bu sayılan niteliklerin tam karşıtları yüklenir;
Ahlaksızlık, kirlilik gibi...
Daha önce
İsrail ile
Filistin temsilcileri arasında, bir
İskandinav balıkçı köyünde yıllarca süren gizli barış görüşmelerinde
Beyaz Saray adına siyasi psikolog olarak bulunan Prof.Vamık Volkan, "POLİTİK PSİKOLOJİ" adlı kitabında bu konuyu anlatıyor.
İyilik, dürüstlük, şeffaflık büyük kitlelerde safları sıklaştırıyor. Bunlara sahip çıkan siyasetler,
"ortak düşman" olan
kirlilik ve
ahlak yozlaşmasına karşı, kendi eksenlerinde
"ortak tavır" yaratıyor.
İşte...
Ekonomik sıkıntılar nedeniyle burnundan soluyan
Türkiye'de, kamuoyu araştırmalarına göre muhalefet puanlarının artmayışının ve iktidar partilerinden kopmayışın şifresi...
Enflasyonu düşürmeye kilitli hükümet, bir süre ekonomide acı ilaçtan başka birşey veremese de,
temiz toplumun umut tomurcuklarını yeşertmekte.
"Hukuk devletinin baronlar önünde eğilmediğini" göstermekte.
Tablo
Şu tablonun ilk rakamları,
PİAR Araştırma Kurumu'nun Başkanı Bülent Tanla'dan.
"Türkiye'de 8.5 milyon kişi ödeme aczi nedeniyle icraya verilmiş durumda.Bunların yüzde 41'i esnaf...
Yüzde 43'ü tarım kesiminden...
Yüzde 12'si kooperatiflerden...
Geri kalanı çeşitli meslekler."
Türkiye'de yeni doğmuş bebeler ya da rüştünü ispat etmemiş olanlar dahil, her
8 kişiden biri icrada ise;
toplumda düdüklü tencerenin kapağı atmak üzere demektir.
Rakamları sürdürelim.
En yoksul yüzde 1'in eline, ayda
32 milyon lira geçiyor.
2 milyon asgari ücretli, ayda
84.5 milyon lirayla kendini ve ailesini geçindirmeye çalışıyor.
12 milyonluk bir kesim olan tarımda, bebeler dahil aile bireyinin günlük ortalama geliri 1 doların altında. Dünya standartlarına göre bu
"açlık sınırı".
Buhar supapları
Peki...
Düdüklü tencere neden patlamıyor?Yazının başına dönelim.
Çünkü...
İnsanlarımız, bir yandan enflasyonun düşmekte olduğunu... Ama ondan daha önemlisi, bu hükümetin
bölücü terörü, çeteleri, vurguncuları, hortumcularıçökertme çabalarını görmekte.
Kendileri sıkıntı çekerken
öteki Türkiye'deki güç odaklarının sarsılmakta olduğunu da...
Böylece moral tatmin bulmakta.
Düdüklü tencerenin öfke yüklü buharları,
"işte nihayet hukuk devleti"duygularının
"güvenlik supabı"ndan boşalmakta.
Toplumun nabzını tutan
PİAR araştırmalarının alan sonuçları, henüz tam olarak gelmiş değil.
Ama...
Bülent Tanla, "25 yıllık deneyimlerime ve sezilerime göre; İçişleri Bakanı Saadettin Tantan ve Bankalar Üst Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel'in puanları çok yüksek çıkacak" diyor.
Bunu
Deniz Baykal'ın danışmanının, bir CHP'linin söylemesi önemli.
Siyaset şapkasını bir yana bırakıp,
teknokrat kimliğiyle
hukuk antibiyotiğinin toplumdaki etkisini vurguluyor.
Ancak...
Oluşan bu kamuoyu rüzgarını, yapısal ve hukuksal değişimlere dönüştürmek, kurumsallaştırmak da gerek.
Vamık Volkan, "Politik Psikoloji", Ankara Üniv. Rektörlük Yayınları, sayfa 8, (Nuray Edelman, "Düşmana İhtiyaç")Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr