Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çarşı’ya “darbe girişimi” iddiasıyla açılan dava içlere sindi mi?
Çok tartışma götürür.
Şu hukuk analizini sunuyorum:
.........................

DARBE ALETLERİ

Çarşı iddianamesinde 35 sanıktan üçü organizatör olarak görülüyor. Bulunan ve iddianameye geçen suç aletleri şunlar:
14 meşale, 14 sis bombası, bir adet gaz bombası, bir adet yarı otomatik tabanca, bir adet 7.65 tabanca ve mermileri, bir adet tabanca daha ve bir adet siyah renkli muşta, gaz maskeleri...
Sanıklar bunlarla hükümet darbesi yapacaklarmış.
Diyeceksiniz ki, neydi o kalabalıklar?..
İddianame, kitle eylemlerinin iyi niyetli başladığını, şiddetsiz protesto eylemlerinin demokratik olduğunu kabul ediyor. Bu masum kitle gösterilerini “marjinal gruplar”ın ve “marjinal örgütler”in yolundan çıkardığını söylüyor, örnek de veriyor: DHKP-C, MKP, MLKP gibi komünist örgütler...
Buraya kadar tamam. Fakat...

İDDİANAMEDE NE VARSA

Savcı, sanıkların bu illegal örgütlerle organik ilişki içinde olduklarına dair bir iddiada bile bulunmuyor.
Onun için hukuk, iddianamede sanıkların eylemleri neyse, değerlendirmenin de bu çerçevede yapılmasını gerektirir.
Mesela iddianamede “faiz lobisi” yok, spekülatör Soros yok.
İddianamedeki eylemler ve suç aletleri neyse, hukuken sadece bunlar açısından değerlendirme yapılabilir.
Hukuken iddianamedeki eylemlerin hepsini ispatlanmış saysak bile, bunlar “darbeye teşebbüs” suçu olmaz, başka suçları oluşturur.

HUKUKUN ÖLÇÜSÜ

Prof. İzzet Özgenç, bahsettiğim kitabında, “darbeye teşebbüs” suçunun oluşması için, kullanılan gücün, araçların, potansiyelin bir hükümeti devirmeye veya işlevini yapamaz hale getirmeye “elverişli” olması gerektiğini belirtir.
Amaç hükümetin düşmesini sağlamak olsa bile, “bu neticenin gerçekleşmesi bakımından somut bir tehlike arz etmeyen eylemler, başka bir suçu oluştursa bile” darbeye teşebbüs suçunu oluşturmaz.
Hukukun ölçüsü budur. Yargıtay kararları da böyledir. Büyük bir askeri birliğe kumanda ediyorsanız ve darbe için “icra hareketleri”ni başlatmışsanız, tamam, “darbeye teşebbüs” suçudur. Yaygın bir terör örgütünün eylemlerini hiyerarşik mekanizma içinde yapıyorsanız, tamam, anayasal düzeni devirmeye teşebbüs suçudur.

HÜKÜMET NE DİYECEK?

Çarşı’nın eylemlerinde, ve genelde Gezi protestolarında, delil durumuna göre, Toplantı ve Gösteri, Ateşli Silahlar gibi kanunları ihlal, polisin görevini engelleme, tahrip türü suçlar olabilir ama TCK’nın 312. maddesindeki darbeye teşebbüs suçu olamaz!
Mahkeme neye karar verir, ülkedeki adli sorunlardan dolayı kesin bir şey diyemem ama , AYM ve AİHM gibi nihai merciler bunu “ölçüsüz” bulacak, “darbeye teşebbüs değildir” diyeceklerdir. Böyle demezlerse ben de bu sütunda “hukuk okumamışım” diye yazarım! (Burası Türkiye. Böylesine kesin bakamıyorum. Ama yazıdaki gerekçeye sağlam bakan her hukukçu imza atabilir. G.C.)
Netice: Savcılarımız siyasi söylemlere kulaklarını tıkamalı, sadece hukuku esas alarak iddianameler hazırlamalıdır, adalete sarsılmış olan güvenin daha da sarsılmaması için.
............................
Yukarıdaki satırlar Taha Akyol’un dünkü Hürriyet’teki köşe yazısından...
“Siyaset” değil, “hukuk” penceresinden bakıştır.
Güzel, ciddi ve sağduyulu bir analiz.
Taha Akyol’un da darbelere karşı olduğu herkesin paylaştığı bir gerçektir.