İçte ve dışta

El konulan bankalar sorunu, şimdi de siyaset platformunda.
Bugün, TBMM, genel görüşme için bir öngörüşme yapacak.
1) Daha önce çeteler ve hayali ihracat operasyonlarıyla ortak hükümetin puanları zaten hareketlenmeye başlamıştı.
Bankalar operasyonundan sonra kamuoyu araştırmaları, - üstelik bunlara FP tarafından yapılmış olan da dahil - ortak hükümetin puanlarının yukarı tırmanışını gösteriyor.
Özellikle Anavatan'ın...
Bugünkü öngörüşmede muhalefetin tavrı, o nedenle daha çok geçmişe dönük olabilir.
"Banka devir kararlarında bugünkü iktidardan isimlerin bulunduğunun" iddia edileceği ve "konunun sorgulanacağı" yolunda duyumlar var.
Muhalefet, iktidarın rüzgarını böylece kesmeye çalışacak.

Siyaset ve adalet

2) Bu kadarla da yetinmeyip, daha radikal Meclis denetleme önergeleri de verilebilir.
Örneğin...
Genel görüşme oylamasının yanı sıra, belki de bir gensoru önergesi...
İktidardan aldığımız izlenimler, genel görüşme önergesine, ortak hükümet partilerinin özellikle MHP'nin "EVET" oyu kullanacağıdır.
Yani...
Konunun sorgulanması, sadece muhalefette bırakılmayacak.
Gensoru önergesine gelince...
İktidar partileri çoğunlukta.
Hükümeti ya da şu veya bu bakanı düşürmeye dönük bir gensoru önergesinin şansı olduğu görülmüyor.
Kaldı ki böyle bir girişim, toplumda dayanak bulmaz.
3) TBMM'nin şu veya bu şekilde konuyu gündeme getirmesi, siyasi partilerin de bütünüyle hadiseye önem verdiğini gösterecektir.
Ama...
Elbette, bu siyaset boyutunun adalet sürecine etki yapmamasına da özen gösterilmesi, Anayasa'nın ve "Hukuk Devleti"nin gereğidir.

Brüksel - Ankara hattı

Gündemin bir diğer konusu ise "AB tarafından Türkiye için açıklanacak olan yol haritası niteliğindeki Katılım Belgesi"...
Brüksel'den alınan ilk izlenimlere göre, o belgede, bazı duyarlı deyimlerin kelime olarak kullanılmamasına özen gösterilmiş.
Ama...
Yakın anlama gelebilecek, üstü örtülü ifadeler kullanılmış.
Örneğin...
Kürtçe radyo ve televizyon, eğitim...
Kıbrıs ve Ege sorunları... Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısı...
İdamın kaldırılması... Terörle Mücadele Yasası madde 8 ve TCK 312'nin kapsamında, düşünce özgürlükleri önündeki engellerin kaldırılması gibi...
Bazılarına ihtiyat kayıtlarıyla karşı olmadığımız bu duyarlı konular, acı ilaçlar gibi üstleri tatlandırılmış kelimelerle, katılım belgesinde yer alabilir.
Öte yandan...
Bir olasılıkla hiç beklemediğimiz birkaç sivri deyim sürpriziyle de karşılaşabiliriz.
Ne var ki, o sivrilikler, belgenin kesinleşme sürecinde yer alan iki toplantı ve zirvede rendelenebilir de.
Bundan daha zorlu aşama, "Türkiye'nin yapacağı değerlendirme ve yayınlayacağı ulusal plan"dır.
O plan hazırlanırken, Türkiye'nin bir uygulama takvimi de ortaya koyması gerekiyor.
Peki, yukarıda sıraladığımız duyarlı konular, o plana nasıl yansıyacak?
Tabanları çok farklı koalisyon partileri tarafından, aynı ortak paydada nasıl birleşecekler?
İşte sorun bu.
Gerçi...
Pazar günkü büyük kurultayda "AB ve küreselleşme sürecini milli değerlerle uzlaştırmak" bağlamında, Bahçeli bir hareket alanı sağladıysa da o alanın genişliği ne?
Sadece MHP değil, bazı sorunlarda diğer partilerde de sıkıntılar olabilir.
Siyasette çok kullanılan bir deyimle "bu pilav daha çok su kaldırır."
Pilavın kaldırabileceği kadar su katmakla, su koyvermek çizgisini birbirinden ayırabilmeliyiz.


Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr