ABD Temsilciler Meclisi Alt Komitesi'nden geçen
Ermeni karar tasarısının arkasındaki gerçekleri yansıtmaya çalışalım...
Koçaryan, Ermenistan Cumhurbaşkanlığı'na seçildikten hemen sonra
ABD'ye gitti ve
Ermeni lobisine gaz verdi.
Bu sonuncu girişime kadar, kimbilir kaç kez
ABD Temsilciler Meclisi ya da
Senatosu'nda karar alma girişimleri zayıf dalgalar olarak yükseliyor sonra kırılarak çöküyordu.
Taşnak eski militanı, Azerbaycan'a karşı savaşan kuvvetlerin eski komutanı, Ermeni milliyetçisi Koçaryan, bu kez sonuç almakta kararlıydı.
Hedefi, elbette sadece her yıl nisan ayında
Türkiye'nin kıyım nedeniyle
ABD'de kınanmasını sağlamak gibi tarihi ya da duygusal bir
"kendini tatmin" değildi.
Asıl amacı
Türkiye'yi
Ermenistan'la diyalog için köşeye sıkıştırmaktı.
Mesaj
Azerbaycan yönetimiyle dahi
Ermenistan yönetimi
11 kez bir araya gelmiştir.
Ama...
Ankara, hala
Ermenistan'ın diyalog çağrılarına sessiz.
Oysa...
Daha üç yıl önce
Koçaryan ile
Erivan'daki
Başkanlık Sarayı'nda görüşmemizde verdiği mesajlar şöyleydi:
"1- Ermenistan, Türk diplomatlarına ve Türk yöneticilerine karşı terör eylemlerine destek vermeyecektir.2- Ermenistan, PKK'ya kamp, temsilcilik, barınma olanağı sunmayacaktır.
3- Tarihi yok sayamayız.
'Biz Ermeniler'e kıyım var diyoruz. Siz yok diyorsunuz.
Bunu masaya koyalım.
Ya biz sizi ikna edebiliriz ya da siz bizi...'
Sorunlarımızı diyalogla çözelim.İyi ilişki kuralım.
Türkiye ile müttefik dahi olabiliriz."
Esneklik
Bu mesajlar adresini buldu ama sanıyoruz iyi okunmadı.
Ermenistan'la bir diyalog kurulmadı.
İçerideki politik hesaplar ağır bastı.
Şimdi bunun faturasını ödüyoruz.
Oysa...
Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in
Yunanistan Dışişleri Bakanı Papandreu'yla geliştirdiği diyaloğun benzeri,
Ermenistan'la oluşturulsaydı, bugünkü manzarayla
- belki de - karşı karşıya kalmazdık.
Doğasında diplomasi olan
Cem'in önünü kesen iletişim özürlüler, bu manzaradaki olumsuz parmak izlerini iyi görmeliler.
Başka dünya
ABD'de
300 bin Ermeni oyu var.
Böyle sonuçlar alabiliyorlar.
Ama...
Türkiye'nin de
ABD'de
170 bin oyu olmasına ne demeli?
Bu konuda yorumlar yapan
Türk diplomatlarla konuştum.
O
170 bin kişiden birinci kuşaktakiler, hala yürekleri
Türkiye için çarpanlar.
İkinci kuşak orta yaşlıların ve üçüncü kuşak gençlerin büyük kısmı için
Ermeni tasarısı hiçbir anlam taşımıyor.
Kendilerine yapılan bütün çağrılara,
İnternet notlarına karşın, parmaklarını kımıldatmadılar.
Şirket gücü
Şimdi
Türkiye'nin
ABD'den alacağı
145 helikopterin ana yapımcısı ve yan parça üreticisi şirketler devredeler.
Lobi yapıyorlar.
Beyaz Saray ve
Dışişleri de bastırıyor.
Washington Büyükelçisi Baki İlkin, NATO'nun
Brüksel'deki
Başkomutanı'nı bile devreye koydu.
Ama...
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Hasterd, çoğunluğu demokratlara kaptırmamak için
Ermeni oylarına ödün vermekte.
Hasterd ağırlık koydukça ve bizim
170 bin Türk oyu örgütlenmedikçe helikopter şirketlerinin bastırmasıyla ya da
NATO Komutanı ile sonuç almamız zor.
Hele bu kararlardan sonra
ABD'ye
İncirlik Üssü'nü kapatmak gibi tavırlar konursa,
Ermeni Lobisi'nin işi daha da kolaylaşacak.
Bu sürecin anahtarı sadece
Washington'da değil, aynı zamanda
Ankara'da.
Asıl milliyetçilik, milletimizi zora düşürmemektir.Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr