Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

MHP en kritik oylamalarda, iktidarın yanında yer aldı.
“Üniversitelere başörtülü giriş”in kabul edildiği oylamayı hatırlayın.
411 “EVET” oyu arasında MHP’liler de tam kadro vardı.
Abdullah Gül’e Cumhurbaşkanlığı yolunu açan da MHP’dir.
Ne oldu da Anayasa’nın 8. maddesinde değişiklik yapan oylamada MHP karşıya itildi.
Bir soru da BDP için:
“BDP en fazla budanan siyaset köklerinden geliyor. O damardan partiler art arda kapatıldı. Nasıl olur da bu BDP parti kapatmayı zorlaştıran ve dava açılmasını yasama iradesine endeksleyen bir hükme EVET oyu vermez?”
Ne oldu da MHP’nin yanı sıra BDP de bu oylamada karşıya itildi?
MHP ile BDP tam tersi kutuplardadır.
İktidar bu iki ayrı uçtaki MHP ve BDP’yi nasıl bir “beceri (!)” ile bir araya getirebilmiştir?
Kendi içindeki fireleri sorgularken bu iki gerçekle de yüzleşmeli.

Haberin Devamı

MAHALLEDE TUR ATMAK
Kimseyi işaret ediyor değilim ama bir noktayı vurgulamak gerekir.
Medya siyasi partileşme örnekleri veriyor.
Örneğin anayasa değişiklik paketindeki 8. maddenin düşmesi üzerine yapılan bazı yorumlar.
Sayılarının 8-12 olduğu tahmin edilen iktidar partisi milletvekilleri için “İçimizdeki Ergenekoncular” ya da “Ergenekon Ak Parti’de” gibi suçlamalar.
Bunu iktidar partisinin kendi milletvekilleri yöneticileri dahi yapmıyor.
Başbakan Erdoğan “Böyle olmasını istemezdik ama milli iradedir, saygılıyız” derken, medyanın “iktidara yakın duran” kesimi olayın üzerine “Ergenekon” damgasını yapıştırıyor.
“Atanmışlara” karşı “seçilmişler” savunması yapanların ve -haklı olarak- bunun demokrasi gereği olduğunu belirtenlerin, “parti içi demokrasi” ilkesi üzerinden atlayıp geçmeleri yanlıştır.
Milletvekilleri liderin gözüne bakarak otomatik el kaldırıp el indiren, liderin işaretine göre oy kullanan otoriter rejim robotları değildir.
Grup kararı almanın yasaklandığı anayasa oylamalarında parti ve grup disiplini doğal olarak bazı arızalar yapar.
Bunu “demokratik rejimi yıkmayı amaçlayan bir şiddet örgütü” dava dosyası içine itmek çok ağır bir suçlama.
Hangi ilişki, hangi işaret, hangi karine, hangi kanıt?
Böyle bir tavır “İktidar partisinin yanında olmayan herkes Ergenekon sepetine konuyor” iddialarına kuvvet kazandırır.
Hele daha 2 yıl öncesine kadar Meclis Başkanlığı yapmış Köksal Toptan, yakın zamanlara kadar hükümette yer alan Murat Başesgioğlu ve Kürşad Tüzmen’in ve bir dizi iktidar partisi milletvekilinin adlarının da olduğu listeler oluşturulması ile “Ergenekoncu” etiketinin örtüşmesi düşündürücü...
Ayrıca...
Bu psikolojik baskı altında hangi iktidar milletvekili hür iradesiyle oy vermeyi göze alabilir?
Bunun müeyyidesi “linç...”
Tekrar ediyorum, amacım polemik değil sadece hepimizin, özellikle yaşadığımız süreçteki gibi duyarlı dönemlerde kendimize ayar yapmamız...
Sadece liderlerin, siyasi partilerin sert üslupları değil bizim medya mahallesinde sokakların, kahvelerin ayrılması ve “öteki” gibi görülmesi de toplumu geriyor.
Öte yandan, CHP grubunun da parti disiplini adına topluca dışarı çıkarak oylamaya katılmaması aynı demokrasi arızasıdır.
Askerin de kendi camiasından ayrılanların konuşmalarıyla bazı hedeflere çanak tuttuğunu söyleyebiliriz.
“Özel Harp Dairesi’nin her partide eli kolu olduğunu” söylemek “partilerdeki Ergenekon” iddialarına yapı taşları koymaktır.
Bunları da belirtmekte fayda var.

Golf Amazonları Antalya’da
Bülent Göktuna, “yeryüzü cenneti” Antalya’nın ilk golf sahası National Golf Club’ın kurucusu ve Başkanı.
Daha sonra kurulanlarla birlikte Belek’te bu sayı 14’ü buldu.
Hakkını teslim edelim, Turgut Özal’ın Bülent Göktuna ile birlikte helikopter turu, Antalya’da golfün miladı...
Göktuna Londra’da başarılı bir işadamı.
Kraliyet ailesinden başbakanlara kadar uzanan dostlukları var.
Örneğin...
Eski Başbakan Margaret Teacher’ın oğluyla birlikte iş yapıyor.
Ailesi Türkiye’de ilk süt ürünleri fabrikasının kurucusu.
O fabrikada çalışan bir Ermeni yurttaşımız, Türkiye’den ayrıldıktan sonra Avrupa’da Danone’yi kurmuş.
Bülent Göktuna’nın iki doktorası var ama açtığı bu yaşam yelpazesinde en çok golfü kendine yakın buluyor.
6 Mayıs’ta National Golf Club’ta Avrupa’nın en iyi kadın golfçüleri oynayacak.
Bu şampiyona, Avrupa TV’lerindeki görüntüleriyle Türkiye için önemli bir tanıtım etkinliği...
Türkiye ne yazık ki, golfün emekleme çağında...

Golfçü fideliği
Uluslararası iddiada olabilecek, geleceğin golfçüleri için fidelik -neredeyse- yok.
Bülent Göktuna, Antalya’daki Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan ve yöredeki yoksul denebilecek ailelerin çocuklarından bir fidelik oluşturdu.
Onlara golf dersinin yanı sıra, “yabancı dil, hijyen, beslenme, görgü” dersleri de veriliyor.
Uzman fizyoterapistler, kalp ve damar uzmanları tarafından sürekli gözlem altında tutuluyorlar.
Şimdiden aralarında umut veren golfçü “yıldız çocuklar” çıkmış bile...
Yukarıdaki iki “gri” yazıdan sonra doğanın güneşi, yeşili ve mavisiyle bu güzelliği yansıtıyorum.