Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hasan Fehmi Güneş: Sonuna kadar varım. Pazarlık yapmam
Sefa Sirmen: CHP'den öte Türkiye'yi yönetmeye talibim
Hurşit Güneş, 'CHP emekli partisi olmuş' ve adaylıktan çekildi

CHP Genel Başkanlığı'na aday olmaktan vazgeçtiğini açıklamasından yarım saat kadar önce Prof. Hurşit Güneş ile kurultay söyleşisi yapıyorduk.
İlginç bir saptamasını yansıtayım:
"Türkiye'de 25 yaşın altındakilerin oranı yüzde 25'tir.
CHP'li üyelerin 18 - 25 yaş grubu ise sadece 2,9.
Emeklilerin oranı yüzde 17.
CHP, yaşlılar ve emeklilerin partisi olmuş.
Gençler için artık bir çekim alanı değil."
Güneş, bu saptamadan sonra çıkış yolunu gösteriyor:
"Gençlerin önü tıkanmış.
Batı'nın sosyal demokrat partilerinde her kademede gençler vardır.
10 yıl sonra o partinin başına geçebilecek en az 10 genç isim sayılabilir.
Liderlerin değişmezliği diye birşey yoktur.
CHP'nin ihtiyacı olan şey, kabuğun kırılması ve yönetimin neredeyse tümüyle değişeceği yepyeni bir ekibin partinin başına geçmesidir.
Bir devrim yapılmasıdır.
Tıpkı 1970'li yıllarda CHP'nin böyle bir kadronun yönetimine geçmesi gibidir.
Ama...
O kadro, artık 2000'li yılların ihtiyacı için yeterli değil."

Aksaçlı Delikanlı

Hurşit Güneş'in bu saptaması kategorik sanılmasın.
Çünkü...
CHP'nin 1970'lerdeki demokratik sol hareketine 1960'lı yılların ortasından itibaren ilk rüzgarı veren o tarihlerde 80 yaşlarında olan İsmet İnönü'ydü.
Ortanın solu hareketini o başlatmıştı.
CHP yönetim kabuğunu kırıp, o yılların çiçeği burnunda genç politikacısı Bülent Ecevit'i genel sekreter yapan, Ecevit'in genç arkadaşlarını ellerinden tutarak parti için iktidara getiren, onları korumasına alan da İsmet İnönü'ydü.
Ona Aksaçlı Delikanlı derdik.
90 yaşındaki Lord Bertrand Russell da Avrupa solunun gurusu değil miydi?
Hurşit Güneş de konuya böyle yaklaşıyor.
Kafası ve yüreği genç olanların... 2000'li yılları yakalayanların arkasından gelecektir gençler.
Neden çekildi?
Hurşit Güneş'e göre kurultay, Deniz Baykal'ın adaylığını koymasıyla sıkıştı.
Anlatıyor:
"Umut veremeyen Deniz Baykal ile zaten umut değilken, sadece 'ağabey' imajıyla seçilen ama 15 ay sonra umutsuzluk da veren Altan Öymen arasında sıkıştı.
Kurultay anlamını yitirdi.
Bu mücadeleye girmek yerine, beklemek ve yeni hareketi oluşturmak gerek.
Örgüt başarısızlığı kurultaylarda tasfiye etmedikçe, seçmen seçimlerde CHP'yi tasfiye ediyor.
Bu süreci durdurmak gerek.
Vefa için değil, sosyal mutluluk için siyaset yapmalıyız."

Sonuna kadar

Hasan Fehmi Güneş ise genel başkanlığa adaylığından hiçbir aşamada vazgeçmeyeceğini söyledi.
"Kurultayı seçeneksiz bırakmayacağım. Sonuna kadar adayım.
Ne kimse benim için adaylıktan çekilsin ne de ben başkası lehine çekilirim.
Kimseyle pazarlık etmem" dedi.
CHP'de kurumsal vicdan olduğu inancıyla iddialı.
Güneş'in mantık dokusu şöyle:
"CHP, ilerisi için çözümleri geride arayamaz. 18 Nisan'ı tekrar gündeme getiremez.
Onu takip eden 15 ayın durağanlığını da tekrar yaşayamaz.
Uygun aday benim."

Çözüm ideolojik

Hasan Fehmi Güneş, CHP'nin bu çıkmazdan kurtulması için çözümün ideolojik olduğu görüşünde.
Sol gruba dayanıyor.
SODEV ve TÜSES gibi sosyal demokrat kuruluşlardan teorik destek arıyor.
Ercan Karakaş ve onun gibi sol kanattan partililerin omuz vermesiyle CHP'yi kendi temelleri üzerine yeniden yerleştirmeye dönük bir hareket var.
Gerçi...
Güneş de gençlerle omuz omuza bir şok etkisi yapacak değişimden söz ediyor ama bu çok kolay değil.
Ercan Karakaş, Batı Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin her yıl üyeleri arasındaki gençlik oranını incelediğini... Bu oranda eksilme saptandığında derhal yeniden gençlik kazanımı kampanyalarının hayata geçirildiğini anlatıyor.
Gençler, daha lise yıllarından kazanılıyor.
Örneğin...
Sosyal Demokrat Parti, Hamburg'da Liseler Arası Jazz müziği yarışması düzenledi.
Sosyal demokrasiye açılan yolları müzikle döşedi.

Laf değil, iş

Kurultayın sürpriz adayı İzmit Belediye Başkanı Sefa Sirmen.
Sirmen, "söylem değil, eylem adamı" olduğunu vurguluyor.
Bir kentte 3 dönem üst üste belediye başkanı seçilmek zorlu sınav.
İlk seçimde yüzde 29,2 oy almış.
Sonraki seçimde yüzde 32,3.
Ve nihayet 1999'da yüzde 43,8.
Bu yükseliş ve sonuncu oran, CHP'nin çok partili demokrasi döneminde aldığı en yüksek oy oranı olan yüzde 42'nin de üzerinde.
Göreve geldiğinde, belediye maaş veremeyecek durumdaydı.
Körfez kokuyordu.
Kirli havada nefes almak olası değildi.
Su yoktu.
Sirmen'in yönetiminde Körfez temizlendi.
Doğalgaz getirildi. Hava da tertemiz.
Çeşmelerden arıtılmış, içilebilir su 24 saat verilebiliyor.
Sefa Sirmen, "İzmit'in, yapabileceklerine sadece simgesel bir model oluşturduğunu" söylüyor.
Ve "CHP Genel Başkanlığı'ndan öte, Türkiye'yi yönetmeye talibim" diyor.

Ağır toplar

Sefa Sirmen, partinin gençlik kollarından yetişmiş.
Her kademede çalışmış.
İstanbul ya da Ankara'da olmadığı için siyaset vitrinine tam yansımıyor ama ağır toplardan oluşan bir destek grubu var.
Örneğin Gaziantep'in başarılı Belediye Başkanı Celal Doğan, Prof. Onur Kumbaracıbaşı, CHP'nin eski genel başkanı Hikmet Çetin, Sendikacı Fehmi Işıklar...
Sirmen,
ilk bakışta diğer isimler kadar ağırlıklı görünmese de, kurultaya tartışma değil, proje taşıyarak prim yapabilir.
İlginç bir projeler ve hedefler demeti ortaya koyacak.

Sonuç

Bütün adaylarla ve partinin diğer kurmaylarıyla yaptığım söyleşilerden sonra edindiğim izlenimlerin satır başları şöyle...
- Birinci turda adaylardan hiçbirinin yeterli oy çoğunluğunu sağlayarak seçileceğini sanmıyorum.
- Birinci turda Deniz Baykal'ın seçim için yeterli oy çoğunluğunu alamasa bile, en fazla oyu alması olası.
- İkinci turda ise rakamlar değişebilir.
- Her aday için il il bilgisayar hesapları var.
Çabalar, aradaki farkları rendelemek için.
- Parti Meclisi, çarşaf liste üzerinden yapılacak.
Öymen'in istediği gibi kendisinin egemen olacağı bir listenin çıkması çok zor.
Ne Öymen ne de bir başkası kendi egemenliğinde bir Parti Meclisi oluşturamaz.
Kim genel başkan seçilirse seçilsin, Parti Meclisi'nin seçeceği ve grupların temsilcilerinin yer alacağı bir MYK'da kendini kuşatılmış hissedecektir.
Siyasette 24 saat bile uzun süre.
O nedenle...
Asıl gözlemlerimizi cumartesi günü kurultaydan sonra yazdığımız yazılarla sunacağız.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr