ANKARA
IMF'ye söz vermişiz...
Peki IMF'ye "bu kara kışta donacağız" sözünü de verdik mi?
Bir hanım yurttaşın bu sorusu beynime saplanıyor.
Doğalgaz fiyatlarına öfke, IMF'ye tepki haline dönüştü.
Her acı ilaç kararında, yönetimin, "IMF böyle istiyor" söylemi ardına sığınması tehlikeli.
İktisadi programa karşı toplumda allerji oluşturuyor.
Böyle giderse IMF denildiğinde en gerekli uygulamalar bile tüyleri diken diken edecek.
Yönetim, mümkün olduğunca "IMF ve Dünya Bankası böyle istiyor" dayatmalarından sakınmalı.
Türkiye'nin kemer sıkma kararının bile kendi iradesi sonucu olduğunu vurgulamalı.
Türkiye sürekli sınavda.
İnsan hakları ve demokrasi için Avrupa Birliği...
Hukuk için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi...
Ekonomi için IMF ve Dünya Bankası...
Ekonominin karne notları için Moody's ve Standart and Poors...
Sürekli sınavda olmak hazin.
Ancak...
Bunun anlamı "boş verelim, sınıfta çakalım" değil.
Tam tersine...
Ne yapılacaksa ödünsüz, sapmasız yapılmalıdır... Bir an önce bu sicil amiri karşısındaki "ast" durumundan sıyrılıp Türkiye dünya ülkeleri birinci ligindeki yerini almalıdır.
Bu bitmeyen ağıt artık noktalansın.
Doğalgaz konusuna dönelim.
Enerji Bakanı Zeki Çakan adeta "yüksek gerilim hattı" üzerinde yürüyor...
Tartışmaların odak noktası doğalgazı Ankara'da uzun uzun konuştuk. En güncel yönünü yansıtayım.
Halktaki kuşku şöyle... Madem BOTAŞ fiyatları düşürebilecekti, neden şimdiye kadar bekledi?
Cevap: "Ben elektrik mühendisiyim. Enerji konusunun 25 yıldır içindeyim.
Bakan olduğumda doğalgaz fiyatlarının çok yüksek olduğunu gördüm.
Türkiye'de doğalgaz 5 ilde dağıtılıyor. Ankara, İstanbul ve İzmit'te belediyeler, Eskişehir ve Bursa'da ise BOTAŞ tarafından... Bakan olduktan sonra BOTAŞ'ın dağıtım yaptığı Bursa ve Eskişehir'de fiyat indirimini yaptım. Zaten bu indirimlerden sonra diğer 3 şehirde de indirimler yapılması için kamuoyu oluştu. 'Demek olabiliyormuş' denildi.
5.5 yıl belediye başkanlığı tecrübem olduğu için belediyelerin de zorluklarını biliyorum. O nedenle Ankara, İstanbul, İzmit belediye başkanlarıyla toplanarak, doğalgaz fiyatlarını birlikte saptamayı ve yapacağımız fiyat indirimlerini hep birlikte açıklamayı planladım.
Öyle bir fiyat indirimi yapılmalıydı ki, hem yurttaş bu kadar büyük para ödemesin, hem de gerek BOTAŞ, gerek belediyeler doğalgaz dağıtımının hayli pahalı olan altyapı yatırımlarını sürdürebilsinler.
Çünkü...
Mavi Akım ve İran gazıyla birlikte 2004 yılı için 57 ilde doğalgaz kullanımı planmış bulunmakta. Bunun altyapısı kaynak gerektiriyor."
Peki ya doğalgazdan alınan vergiler?..
Cevap: "Akaryakıt Tüketim Vergisi metreküp başına 25 bin TL olarak önerilmişti. Hazine'ye bunun çok yüksek bir oran olduğunu söyledim. 5 bin TL'ye indi.
Bence yüzde 18 KDV de çoktur.
Görüşümü söyledim. Karar hükümetindir. Uygularım."
Su seviyesi Atatürk Barajı'nda 75 santime, Keban Barajı'nda ise 35 santime düşmüş.
Hidrolik santrallar çok kritik noktada.
Gelecek yıl 3 yeni santral daha devreye girecek.
Ama reel ekonomi kendi normallerine dönerse - inşallah - önümüzdeki yıl zor geçecek.
Daha sonra konuştuğum Maliye Bakanı Sümer Oral, "doğalgaz için yüzde 18'lik KDV oranı lüks tüketim oranı değildir. Lüks tüketime uygulanan oran yüzde 26'dır" dedi. KDV'nin düşeceğini ve şu aşamada doğalgaz fiyatının daha da aşağıya çekileceğini sanmıyorum.
Oral, bütçe performansında "tam notu" sürdürüyor. Çakan yılbaşında bile, bakanlıktan gece yarısı çıkabildi. Toplantı maratonlarıyla kriz yönetimi uyguluyor.
Ne var ki...
Şurası da bir gerçek...
Son 3 ayda doğalgaz tüketimi yüzde 8 düştü. On binlerce evde doğalgaz abonelikleri iptal ediliyor. Alıcı olmazsa, fiyat, KDV, bütçe hesapları tutar mı?
