Ama İSKENCE FUARI ilk kez... Amsterdam' da "Yeni Zamanlar İşkence Aparatları" teşhir ediliyor.İşkence teknolojisinde son iğrençlikler.Onları g"rerek insanlık adına yüz kızartısını doku derinliklerine, kemik hücrelerine kadar hissedecek genç kuşaklar oluşuyor.Ama...O aparatların edinilmesi için esin kaynağı ve pazar yeri de... Londra' da ise İŞKENCE MšZESİ var.Tarih boyunca dünyada uygulanan işkenceler, bunların aletleri, ünlü kurbanlarının adları sergilenmekte. Paris' te bir ünlü restoran ve "zel kavı vardır.Vitrininde 100' e yakın şarap şişesi...Her şişenin yanında pirinç birer plaket... šzerlerinde şarabın adı, yılı, kaç tarihinde hangi ünlünün masasında, kaç şişe içildiği yazılıydı.™rneğin de Gaulle, Prenses Grace, Elisabeth Taylor, Marlon Brando, Alain Delon vs. Londra' daki müzede ise işkence aletlerinin yanlarında, kurbanlarının adları.Hedonizm ile sadizmin vitrinleri mekan tutmaları...Ya da...İncelmiş zevklerle, incelmiş barbarlığın insanlık kavşağında kesişmeleri. Dünyada pekçok fuar işittim. G"rdüm. Haklar ve haksızlıklar Ama ...Az bile.Eski Adalet Bakanlarından Oltan Sungurlu hapishane koşullarının yeniden düzenlenmesi gereğini vurgulamış ve ş"yle demişti: "Türkiye'de herkes, hepimiz hatta ben bile bir şekilde hapse girebiliriz. Kimse 'bana ne' diyebilmek lüksüne sahip değil."Sungurlu' nun bu içten s"ylemi işkence, k"tü muamele, hakaret, küfür gibi uygulamalar için de geçerlidir. Vandallığa karşı toplum olarak tavır koymalıyız. Türkiye' de insan hakları alanını genişlemekte. Gerçi alınacak daha çok mesafe var ama grafikteki bu değişim umut verici. Ecevit, AB ile ilişkileri sırtlanan Yılmaz, İnsan Haklarıyla g"revli Devlet Bakanlığından gelen İçişleri ve Adalet Bakanları Yücelen ve Türk... Anayasa değişikliği, güvenlik ve adalet "rgütlerinde zihniyet evrimi çok "nemli. Türkiye' yi Geceyarısı Ekspresi gibi iddialara ilham kaynağı yapabilecek yüz kızartılarından temizlemeliyiz. Dünya İnsan Hakları Günü bağlamında bu ikinci yazı. Acılar rakam degildir. Ama, savaşımın neresindeyiz.Bu sorunun cevabı için birkaç rakam yansıtalım. 2001' in başından itibaran 10 ayda, İçişleri Bakanlığı 4362 emniyetçi hakkında dosyayı savcılıklara sevketmiş. 168 kişi ceza almış.Bunların bir kısmına ayrıca disiplin cezası verilmiş.Siviller dahil 190 bin emniyet g"revlisi arasında işkence, k"tü muamele oranı yüzde 2 buçuk.Bu oran elbette az değil ...Ama cezai işlem sayısının çokluğu ise artık eskisi gibi / kadar insan hakları ihlallerinin üstlerinin "rtülmediğinin bir bakıma olumlu g"zlemi.Dünkü yazımda da belirttiğim gibi bazı bireysel yanlışlıklar nedeniyle kurumları yıpratmamaya "zen g"stermeliyiz. Güvenliğimizi, namusumuzu emanet ettiğimiz bu polisimize sahip çıkmalıyız. Elbette acının, aşağılanmanın bireysel tahribatı, toplumsal mahcubiyeti istatistik rakamlarla anlatılamaz. Anlaşılamaz. İşkence tıbbı onur kürsüsü Sintigrafinin birinci ve ikinci fazlarında kaslardaki işkence izleri, üçüncü fazda ise 10 yıl "ncesine bile ait olsa işkencede kemik kırılması saptanıyor. MR' la testis burulması gibi yumuşak doku izleri bulunuyor.Bilgisayarlı tomografi, elektromiyografi gibi y"ntemlerle elektrik vermeler saptanmakta.Avrupa ülkeleri bu y"ntemler için Türkiye' ye uzmanlar g"nderdiler. "Türkiye'de işkence g"rdükleri iddiasıyla siyasi iltica isteyenlere" uyguluyorlar.Ayrıca insan hakları konusunda faaliyet g"steren 34 ülkeden kuruluşla birlikte Türkiye İnsan Hakları Vakfı bu y"ntemleri ortak bir metin haline getirdiler. İstanbul anlaşması başlığıyla BM' ye sundular.Eksilerden artı üreterek insanlığa hizmet de bir teselli olabilir mi? g.civaoglu@milliyet.com.tr İnsan Hakları Vakfı, klinik çalışmalarıyla "işkence tıbbı onur kürsüsünde" denebilir.
