Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İSRAİL Başbakanı Netanyahu “Türkiye ile anlaşmaya çok yaklaşıldığını” söyledi.
Rusya Başkanı Putin’in -içerikte bir değişme olmamasına karşın- “üslupta ılımlı” son konuşması ile ikinci “olumlu haber” bu.
İsrail’i sadece Ortadoğu’da bir ülke olarak görmek ve “Eni ne boyu ne ki” diye yorumlamak yanlış değerlendirmedir.
Amerika’nın iki başkenti vardır; Washington ve Kudüs. (Tel Aviv diyenler de çok.)
ABD dış politikasında Ortadoğu rotası İsrail pusulasına göre çizilir.
Bunun nedeni de Amerika’daki Yahudi kesimin her alanda ağır basmasıdır.
Medya, sinema, müzik, bankacılık/finans Yahudilerin -tartışmasız- egemenliği altındadır.
Politikacılara en büyük para desteği Yahudi sermayesinden verilir.
Senatörler ve Temsilciler Meclisi üyeleri üzerinde etki sahibidirler.
Yasama faaliyetlerinde yönlendirici olabilen en büyük lobi Yahudilerindir. (Hatta başta “Ermeni kıyımı” olmak üzere Türkiye’nin girdiği her dar boğazın Yahudi cemaatlerinin ve lobisinin desteği de alınarak aşıldığı bir gerçektir. Musevi kökenli işadamı Jak Kamhi’nin samimi katkıları ile ABD Yahudi cemaatleri ve lobisiyle sağlam köprüler kurulmuştu.)
........................
SİYASET ve diplomasinin gün ışığına çıkmamış bir başka “özeline” daha işaret edeyim.
Abdullah Öcalan’ın ve PKK’lıların dönemin Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad tarafından sınır dışı edilmesinde elbette Türkiye’nin “Bunun sonu savaştır” resti noktayı koymuştu.
Ama...
Perde gerisindeki başka faktörü de görmeliyiz.
O yıllarda Türkiye-İsrail ilişkileri en üst düzeydeydi.
İsrail savaş uçaklarının pilotlarına eğitimi Konya Ovası üzerinde veriyordu.
Türkiye’nin başta F104’ler olmak üzere savaş uçaklarının ve bazı donanımların yenilenmesi İsrail’de yapılıyordu.
Esad Türkiye’ye kafa tutsaydı, ülkesi Türkiye ve İsrail arasında sandviç olacaktı.
Apo’nun ABD tarafından Afrika’daki bir Yunan elçiliğinden paketlenerek Türk güvenlik ekibine tesliminde ilk sebep “Irak’a ikinci savaşın Güneydoğu Anadolu üzerinden yapılması” planıdır.
Türkiye’de ABD’ye karşı sempati psikolojisi yaratmak hesabının sonucudur.
Diğer sebep ise İsrail’in ve dolayısıyla Amerika’daki Yahudi egemen odaklarının bölgedeki tek “Batı’ya açık, laik ve demokratik” ülke olarak Türkiye’yi görmeleriydi.
“Tek dost” Türkiye’nin elinin kuvvetli olmasını istiyorlardı.
Washington’u da buna göre yönlendirmeye çalışıyorlardı.
.........................
BİR süredir artık koşullar eskisi gibi değil.
Türkiye’nin ABD’yle makası açılırken, İsrail ve Amerika’daki Yahudi odakları Washington’a ağırlık koymuyor.
Netanyahu’nun son söyleminde öngördüğü gibi, iki ülke arasında köprüler yeniden onarılırsa, Ankara - Washington arasında serin rüzgârların ılınması mümkün.
Tabiidir ki -özellikle PYD nedeniyle- çözülmesi zor yumak bir anda sorun olmaktan çıkmaz ama “akılcı formüller” için aradaki kapının sürgüsü çekilebilir, içeri ışık girecek bir aralık ortaya çıkabilir.
İsrail elbette yanlışlar yaptı ama “gerçekçi politika” da görmezden gelinemeyecek kadar elzemdir.