Ecevit, "Türkiye, bundan bir süre önce İtalya'da gerçekleşen 'Temiz eller'
sürecine girdi. Geri dönüş yok" diyor.
İtalya örneğinin iki
"simge savcı"sı vardı.
Biri
Di Pietro... Diğeri
Scarpinato...
Her ikisiyle de uzun konuşmalar yapmıştık.
Televizyona çıkarmıştım.
Di Pietro, sanayi ve finans yoğunluklu
Kuzey İtalya'da, iş hayatıyla devlet arasındaki kirli ilişkiler ve özellikle rüşvet yumağını çözmüştür.
İtalya'nın en büyük sanayi kuruluşları yöneticilerinden
Başbakan Craxi'ye kadar pek çok ünlüyü hapse mahkum ettirmişti.
Bir diğer
Başbakan, Berlusconi'yi de yargılatmıştı.
Tıpkı, yıllar önce düzene isyan ederek
Sicilya'da dağa çıkan
Guiliyano'ya gönül verdiği gibi,
İtalyan halkı, bu kez de
Pietro'yu
"halk kahramanı" olarak benimsemişti.
Guilliyano'nun tüfeği vardı.
Pietro'nun silahı ise
savcı cübbesiydi.
Adalet Bakanlığı'na kadar tırmanmıştır.
Ölümün soluğu
Savcı Scarpinato ise, güneyde mafyanın merkezi
Sicilya'dan, Roma'daki siyaset doruklarına uzanan çok daha tehlikeli bir zehirli sarmaşığı budadı.
Adeta
dokunulmazlığı olan mafya babasını,
7 kez başbakanlık ve
35 kez bakanlık yapmış
Andreotti'yi, bazı önde gelen istihbaratçıları, mafyayla iç içe siyaset tabularını, 8 bakanı adaletin önüne çıkardı.
Bu görevi, ensesinde ölümün soğuk nefesiyle sürdürdü.
Gerçekten...
Daha önce bu görevdeki
Savcı Falcone, eşi, çocukları ve korumasıyla birlikte otoyolda bir ton dinamit patlatılarak öldürülmüştü.
Onun yerine atanan
Savcı Borsalino'yu da mafya,
100 kilo dinamit dolu bir valizle mafya havaya uçurmuştu.
Bu kez
Borsalino'nun yerine bir savcı değil, savcılar grubu atanmıştı.
O grubun önde gelen ismi,
Savcı Scarpinato idi.
Scarpinato, olağanüstü korunuyordu.
Her gece son anda karar verdiği bir yerde kalıyordu.
Genellikle askeri kışlalarda, karakollarda.
Keçi sakalı, incecik vücudu, omuzlarına kadar uzanan saçlarıyla onu daha çok bir şair ya da ressam sanabilirsiniz.
Sesi de yumuşacık.
Ama...
Kadife eldiven içinde demir yumruk.
Altın kurallar
Her iki savcının da
İtalya'daki
"temiz eller" sürecinde başarıyı izahları ve bu konuda başka ülkelere önerileri şöyle idi:
"1) Başbakan, Bakanlar ve milletvekillerinin dokunulmazlıkları, sadece siyasi söylemlerle sınırlanmalı.2) Memur suçları için yargı süreci, amirin iznine bağlanmalı.
3) İtiraf yasası genişletilmeli... Amirin, siyasi kodamanların ya da özel kesimde patronların, yöneticilerin baskısıyla suç işlemeye mecbur kalmış olan küçük görevlilerin, ceza korkuları olmasın ki bildiklerini anlatabilsinler.
4) İhbarda bulunanlar korumaya alınmalı.
5) Yargıda ihtisaslaşmaya gidilmeli. Örgütlü ve şiddete dayalı suçlar için özel ceza yasaları çıkarılmalı (bu yasa çıkarıldı GC).
6) Mücadeleyi medya ve kamuoyunun desteğiyle kazanmanın önemi büyüktür. Ancak... Bu bilgilerin sansasyonel balonlar değil, çok ciddi olmaları gerekir."
İtalya'da mafya ve çıkar amaçlı suç örgütleri ile mafyada - susmayı - düzenleyen, ihlali kesin ölüm olan
Omerta Yemini yüzyıllara uzanır.
Bütün dünyaya uzanmış bir ağdır.
O nedenle,
İtalya'da herşey temizlenmiş değil.
İstanbul'a ikinci kez
Adalet Bakanı olarak geldiğinde
Di Pietro, "örgütlü suç ağı yeniden kuruldu. Ama, cezalar ağırlaştığı için artık rüşvet, komisyon çok daha pahalı hale geldi. O yüzden... vehamette değil ama cesamette küçülme var" mesajını veriyordu.
Türkiye'de ise suç örgütleri ağı yenidir. Bu denli köklü olamaz.
Temizlik süreci, çok daha sağlıklı sonuç verebilir.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr