Sayın Ecevit, evde eşinin egemenliğindeydi. Evin dışındaki yaşamında, başbakanlığında, Hüsamettin Özkan'ın egemenlik coğrafyası başlıyordu.Ve Başbakan üzerinde bu en etkin iki kişi, birbirinden nefret ediyorlardı.Başbakanlık'ta Bülent Ecevit değil, Sayın Özkan vardı.Hükümetin diğer ortağı iki partinin genel başkanlarının birbirlerine güvenleri sıfırdı.Böyle bir yönetimle Türkiye, seçimlere, siyaseten adeta sürünerek geldi.Bizim siyaset literatüründe ENKAZ, yıpranmış bir söylemdir.O kadar çok kullanıldı ki...Fakat... Çok kullanılmasının nedeni, iktidarların geride çok kez ENKAZ bırakmasıdır." Gerçekçi bir yaklaşım...Sözcüklerle Ecevit başbakanlığındaki son koalisyon hükümetinin tablosu, ancak bu kadar net çizilebilirdi. Siyaset kredisi hâlâ yüksek olan bir önceki hükümetin "dişli" bakanı şöyle diyor: "Tıpkı Kafka'nın satırları gibi bir durum... AKP hükümeti işte böyle bir siyaset manzarasını devraldı.Siyasetin arazisine iş makinelerini sürdü.Temelleri attı.Kaba inşaatı süratle bitirdi.İlgiyle, dikkatle izlendi. İçeride ve dışarıda alkışlandı da... Kaba inşaat Şimdi zor olan süreçteyiz. Siyasetin ince yapısı çok daha duyarlı dengeleri gerektiriyor.Laik, demokrat, insan haklarına dayalı, özgürlükçü, sosyal, "çağdaş devlet modeli" bölge dokusu içinde kişiliği yitirmeden uyumlu olabilmeli.Büyük devlet rüzgârlarından, geleneksel Avrupa tuzaklarından, yerel artçı depremlerden etkilenmeyecek çok yönlü güvencelerle donanım sağlamalı.Yerel düşünülmüş ama küresel vizyonla uygulamaya konulmuş bir tasarım zenginliğini yansıtmalı.Kültürel derinliği olmalı."Özenti rüküşlüğü" izlenimi vermemeli.Yurttaşlarına "birlikte mutlu yaşam" konsepti sunmalı. Bu konseptin pencereleri geniş, içi şeffaf olmalı.Loş avlularda gölgeli ve kuşkulu görüntüler bulunmamalı.Tasarımın tersyüz edileceği bir B Planı uygulama ajandası için zihinlerde soru işaretleri oluşmamalı.Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün Harp Akademileri'nde yaptığı konuşma işte böyle bir "gözlem fonu" önünde yorumlanmalı.Sınırların içinden ve dışından kaygıları yansıtan bu konuşma, bir "kurmay değerlendirmesi" gibi algılanmalı.Akademilerde her yıl "harp oyunları" önemli bir sınavdır.Orada bütün koşullar masanın üstüne konarak en uygun harekât planının oluşması istenir.Orgeneral Özkök, "siyaset oyunu" simülasyonu için tüm koşulları ve gerçekleri sıralayarak gerçekçi ve ince ayarlı "harekât planının" gereğine işaret ediyor.Demokrasiyi gözeten ve ölçülü bir üslupla ama gerçekçi...Konuşmanın madde madde içeriği, ayrı yazıların konusu.Bu sadece genel bir yaklaşım.AB, ABD, IMF bileşkesiyle "otomatik pilot"a bağlanmış rota, kalın çizgidir.Ancak... O rota izlenirken, gerçekçi bir yol haritası da gerekir.Rahşan Ecevit'in, Hüsamettin Özkan'ın yerlerini AB ve ABD alırsa... Dönüp dolaşıp gene Kafka'nın dramına gelmek tehlikesi var. g.civaoglu@milliyet.com.tr Ve incesi