Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Marka konferansında tanıtım gurusu B. J. Cunningham, "Bizim ülkede, Türkiye denince sokaktaki adamın aklına, ucuz ve kalitesiz tekstil, futbol seyircisinin cinayetleri geliyor. Midnight Express filmi daha ileri yaş kuşaklarda izlerini hala sürdürüyor" dedi.
Ardından da kendi izlenimlerini söyledi:
"Demokrat bir toplum.
Batı'ya dönük.
Kadınları genelde güzel ve bakımlı.
Kabuk değiştirmekte olan ve çağdaşlaşan ülke.
İki uygarlığın birleşme noktası.
Diğer dinlere hoşgörülü.
Antalya'yı gördüm, şaşırdım."

Sordum:
"Peki Türkiye nasıl bir marka olmalı. Logo gibi tek bir kelime olarak neyi seçerdiniz?"
Cevap:
"Mysterious..." (= gizemli)
Sonra şöyle anlattı:
"Marka bir algılamadır. Mal değildir. Bir ürün fotoğrafı değildir. Öyle bir kelime ki, Türkiye, insanları kendine çeksin.
Herkes macerayı, gizemi yaşamak isteyebilir.
Türkiye'nin coğrafyası da, iklimi de, geçmişi de bu kelime kapsamında. GİZEMLİ kelimesinin fonuna denizi de, güneşi de, antik tanrı - tanrıça heykellerini, disko görüntülerinizi, Kapalıçarşı'nızı vs. görüntülerle koyabilirsiniz."

B. J. Cunningham'a göre bunlar Türkiye'nin kozları.
Ancak Türkiye'nin en büyük markası Atatürk...
"Türkiye, Atatürk'ü anlatan ve ciddi bütçesi olan bir Hollywood filmi yaptırmalı.
Mell Gibson'ın CESUR YÜREK filmi gibi bir film.
Gene o oynayabilir.
Son zamanların gözdesi George Cloony de... Benzemesi şart değil. Küresel Türkiye imajı Atatürk kişiliğinde yaratılırken, aktörün Atatürk'e benzemesi çok önemli değil.
Müzeye, mumya heykel yaptırılıyor değil ki..."
Cunningham, "Yıllar önce Japonya denince de akla taklit, ucuz ve kalitesiz ürünler gelirdi. Yıllar içinde Japonya bu imajı değiştirdi. Olumluya çevirdi. Türkiye de bunu yapabilir" dedi.

Başka ülkelerin gözüyle Türkiye nasıl görünüyor?
Gene işimize gelmeyenleri halı altına süpürmeden bir - iki örnek.
Benetton'u marka haline getiren reklam dünyasının efsane yaratıcısı Oliviero Toscani, "Türkiye denince akla kaos geliyor" demişti.
Nasıl yani?
"Siyasi kaos ya da terör kaosu değil. Kültür kaosu. Osmanlı'nın zihinlerde bıraktığı izler ve Atatürk'ün Cumhuriyet Türkiyesi'nin çatışmasıyla oluşan kafa karışıklığı."
Bu imaj çatışmasıyla günümüzün insan manzaraları, politika zihniyeti ile de sürmüyor mu?
Bıyıklı Türkler, siyah Türkler ile beyaz Türkler gibi yüzeyde görünen sloganların arkasında belki de gerçek karışıklık.
Türkiye, bunu çözmeli.
Almanya ve Fransa için Türkiye, giderek türban ve çarşaf giydirilmiş coğrafyaya dönüşmekte. Çünkü oradaki Türkler genelde öyle. İsveç'teki Türkiye, "bir İsveçliyle evlenmek istedi diye babası tarafından öldürülen Fadime'nin ülkesi!"
Japonya'da ise Türkiye imajı daha olumlu. Araştırmalara göre sokaktaki Japon, "Türkler bizden birileri, bizim coğrafya yakınlıklarımız, bize benzeyenler" diye görmekte.

Romanya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı George Ciamba, MARKA konferansında "Ülke markası için politikaları" konuştu.
Romanya için yerleşmiş küresel olumsuz kanılara örnek olarak "vampirlerin kökeni sayılan Drakula'nın kendi topraklarından olmasını" gösterdi. "Biz, bunu bile Romanya adına olumlu hale getirdik. Drakula'ya olan dehşetle karışık merak, turist çekiyor" dedi.
O da Atatürk'e değindi:
"Türkiye'nin çevresi ateş çemberi. Sınırlarında çatışmalar bu kadar olan ülke galiba yok. Ama Atatürk'ün - yurtta sulh, cihanda barış - söylemi çok güzel bir Türkiye imajı çizebilir."
Cunningham da, "Türkiye güzelliklerini yansıtan görüntüler üzerine - üç dinden insanların barış içinde yaşadıkları dünya cenneti - yazmalısınız" demişti.
Bu güzelim ülkenin bir dünya markası olmasına omuz vermeliyiz.