Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Karadeniz'deyiz... 11 yıl önce, burada, yaşamımda ilk ve tek kez gördüğüm olayı anımsıyorum.
"Bir insan selinin elleriyle, omuzlarıyla bir uçağı havalandırışlarını...
Koca uçağın tekerlerinin yerden kesilişini..."
Bu sahneyi, dün, Artvin'de, Deriner Barajı Temel Atma Töreni'nde anımsadım.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, törende konuşuyordu.
O'nu ve konuğu olan iki komşu ülke Cumhurbaşkanı Şevardnadze ile Aliyev'i özel tim - jandarma ve polis, koruma çemberine almıştı.
Demirel, büyük saygı görüyordu.
Konuk Cumhurbaşkanları ile birbirlerinden "kardeşim" diye sözediyorlardı.

Cumhurbaşkanı olarak temel atma ve açılış törenlerinin başkonuğu Demirel, 11 yıl önce "aktif siyaset yapması Anayasa ile yasaklanmış" bir - eski - liderdi.
Zamanın ihtilal yönetimi söylemiyle "Bay Demirel" idi.
Medyada adının geçmesi için "görünmez yasak" uygulanmaktaydı.
Kod adı "bir bilen"di.
"Aktif siyaset" yasak iken, bir bakıma diri diri gömülmüş gibi olduğu siyaset mezarından, toprağı yararak çıkmıştı.
Söke söke alacağı siyasi hakları için yurt gezisini başlatmıştı.
İşte, Trabzon Havalimanı'ndaki insan selinin omuzlarda ve ellerde havaya kaldırdığı uçak, Demirel'in de bu amaçla başlatılan Karadeniz Gezisi'nin ilk gün görüntüsüydü.
İzleyenler, hayretler içinde kalmışlardı.
Yalçın Doğan ve Yavuz Donat ile birlikte bu gezideydik.
Uçağın havalanışını anlatan izlenimlerimiz, 11 yıl önceki yazılarımızda ve arşivlerdedir.
Sap dönüyor, keser dönüyor...
Manzaralar değişiyor.
Demokrasi, rejimlerin en güzeli...
Siyasi hakların iadesi için daha sonraki aylarda yapılan referandumun sonucu, daha uçağın omuzlarda havalandırıldığı Trabzon'da belli olmuştu.

Karadeniz'de bulunuş nedenimiz, yeni açılan Karadeniz Bölge TV'si için Başbakan Mesut Yılmaz'la söyleşi yapmaktı.
Günlerden Pazar...
Bir haftanın yorgunluğunu atmak ve zor haftaya başlamak için tek günlük dinlenme fırsatı...
Fakat...
Çağıran, bu sütunu yazdığım gazetenin kurucusu Ali Naci Karacan'nın torunu Ali Karacan.
Babası Merhum Ercüment Karacan da dostumuzdu.
Ali, babasının dostlarına emaneti sayılır.
En güzel olan şey, eski dostların çocuklarıyla, torunlarıyla beraber olabilmek.
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranların torunlarıyla, 23 Nisan programında, gazeteciliğe ilk başladığım, neredeyse 40 yıl önceki ustam Metin Toker'in kızı Gülsüm Toker vardı.
Şimdi...
Gene DURUM'da, 45 yıl öncesinden sevgili arkadaşım Örsan Öymen'in oğlu Örsan Öymen'le, ona yakın eski dostum CHP Milletvekili ve Eski Bayındırlık Bakanı Onur Kumbaracıbaşı'nın kızı Reya Kumbaracıbaşı ile çalışıyoruz.
Mesleğimize giren ikinci - üçüncü kuşak gazeteci daha böyle çok isim sayabilirim.
Ve gene Karadeniz'e dönelim.
Bir başka anıya ve vefa örneğine...
Artvin'de kurulacak olan barajın adı Deriner.
Çünkü...
Türkiye'deki bütün santrallerin babası sayılır. 1950'lerde Türkiye Elektrik Etüd Dairesi'nin başkanıydı. Demirel'in ve Özal'ın patronuydu. Onları ABD'ye göndermişti.
Ufuklarını açmıştı.
Demirel başbakan olunca, 1965'te eski Başkan'ı Enerji Bakanı yapmıştı.
Süleyman Demirel'in Deriner'in adını Artvin'deki baraja verdirtmesi, onun ve milletimizin vefa örneğidir.
Oğlu Yılmaz Deriner'i kürsüye çağırıp öpmesi, orada bulunan herkesi duygulandırdı.

Gece, Başbakan Mesut Yılmaz ile Karadeniz TV'sinin açılış söyleşini yaptık.
Türkiye dikkatlerinin odak noktasını oluşturan konu, söyleşimizin gündemiydi:
"Hükümetin geleceği..."
Sadece izlenimlerimi yansıtayım.
1. Yılmaz, nihayet - kavga - değil, - barış ve uzlaşma - üslubunu seçmiş.
Baykal'ı ve ortaklarını kırmamaya özen gösterdi.
Bu tutumu, onun hükümeti sürdürmeye sonuna kadar çaba göstereceğinin işareti olabilir.
2. Baykal'ın "Yüce Divan yolunun ucunu göstermesi" ya da bir başka nedenle hükümet etmekten sıyrılıp erken seçim istese, hükümeti bozabilecek üsluba yönelirdi.
Baykal'a, 1999 baharında seçim için olumlu görüş bildirirken, daha önce ortaklarının onayını almış.
Ekim'de yeni bir hükümet oluşumu için - ortaklarının onayı olursa - ihtiyat kaydını düşmüş.
Bu onayı alamayacağı görünüyor.
3. Peki...
Ne olacak?
Öyle görünüyor ki, sonucu kamuoyunun tavrı belirleyecek.
Eğer...
Deniz Baykal üzerinde büyük bir baskı oluşursa, CHP, Ekim'de seçim hükümeti ısrarını yeniden gözden geçirmek durumunda kalabilir.



Yazara E-Posta: G.Civaoglu@milliyet.com.tr