ÇANAKKALE’DE 13 yaşındaki B.T.İ. Gezi gösterileri sürerken abilerine özenerek yola “hükümet istifa” yazmış.
Hakkında “kamu malına zarardan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis” cezası istenerek dava...
Yetmemiş “faşist” kelimesini de yazdığı için hükümeti aşağılamak gerekçesiyle bir dava daha.
Çocuğa “faşist” ne demek diye soruyorlar, cevabı “kötü adam demek galiba” oluyor.
Neredeyse çocuğa “organize suç örgütüne üye” yaftası yapışacak!
Vicdanları acıtmaktan öte kanatan bir durum.
Nasıl bir Türkiye bu?
Tanıyamıyoruz.
......................
Anayasa Mahkemesi karar veriyor.
Mustafa Balbay’ın seçilmiş olması nedeniyle tutukluluk halinin, milleti temsil görevini engellediği gerekçesiyle tahliye yolu açılıyor.
Bundan sonrası beklentiler “haklarında kesinleşmiş hüküm olmayan fakat tutukluluk hali devam eden diğer milletvekillerinin de tahliye edilmeleri...”
Ama...
Davanın görüldüğü Ağır Ceza Mahkemesi “Balbay için Anayasa Mahkemesi kararı bireysel başvuru sonucudur. Diğer milletvekillerine emsal teşkil etmez” gibi bir karar veriyor.
Anayasa Mahkemesi kararları bütün kurumları bağlayıcı güçtedir.
Bireysel kararların aynı durumdaki kişilere genişletilmesi gerektiği hukukun temel ilkelerinden biridir.
Yargıya bütün saygımla bu ilkeyi vurguluyorum.
İlla o milletvekilleri ayrı ayrı Anayasa Mahkemesi’ne başvurmalı ve ortalama birer yıl bekleyerek mi tahliye kararı almalılar?
Bu durumda Anayasa Mahkemesi kararının “seçilmişin temsil görevini engellememek” özü yitirilmiş olmaz mı?
..............
Aralarında işadamları, belediye başkanı, bakan çocukları, banka genel müdürü, üst düzey bürokratlar da olan çok sayıda kişinin ev ve işyerlerine baskın yapıldı.
Şu satırlar yazılırken ifade vermek için beklemedeydiler.
Haklarında yargı kararı oluşuncaya kadar masumiyet karinesi esastır.
Ancak...
Bu arada hadisenin kendi ölçeğini çok aşan büyük hesaplaşma iddiaları havada uçuşmaya başladı bile.
........................
İntihar eden teğmen, düşen helikopterde 4 şehit... (Allah’tan rahmet diliyorum.)
........................
Gazetemizin foto muhabiri Bünyamin Aygün kardeşimiz Suriye’deki El Kaide’nin elinde tutsak. Bir an önce serbest kalmasını diliyorum.
........................
Başbakan Erdoğan Konya’da “iç ve dış karanlık odaklar” söylemiyle vahim iddiada bulundu.
Kimlerdir?
Nelerdir?
Hedefleri ne?
Bunların da açıklanması gerekir.
Aksi halde toplum her yerde, her şeyde, herkeste “karanlık odaklar” görecektir.
Halüsinasyonlar yaşanacaktır.
Toplumsal psikoloji “paranoya” virüsü alacaktır.
.......................
Şu saydıklarım bugünün “tutanağından” başlıklar.
Sanki ülkenin zemberekleri boşalmakta.
“Karışık” işler...
Paranoya yapıp “organize işler” demiyorum.
