Güneri Civaoğlu
HİÇBİR şey, ne umulduğu kadar iyidir... ne de sanıldığı kadar kötü.
Mesut Yılmaz'ın kurduğu hükümet bağlamında da aynı yargı geçerlidir.
Bu hükümet için
"umut yüklü beklentiler, abartılıdır." Zaaflarına endekslenmiş politikalar ise
"isteğin gerçek sanılmasıdır. (Wishfull thinking)"
Doğru olan, giden hükümetin arkasından milletin
"ohh" dediğidir.
Bu hükümete gelince..
Mesut Yılmaz Hükümeti, çok parçalı olmanın handikapı ötesinde,
birkaç oyluk Meclis çoğunluğuyla da
pamuk ipliğine bağlıdır.
Hükümete destek veren partilerden
fire olasılığı vardır.
Ayrıca...
Bağımsızlardan olumsuz sesler geliyor.
RP ve
DYP, bir karşı atakla, kendilerine
2 - 3 milletvekili sağlamanın çabasındalar.
Yani...
Güvenoyu, şu aşamada, henüz
"çantada keklik" değil.
Hükümetin güvenoyu alması halinde dahi, sürekli olarak birkaç milletvekilinin kaprisini gözetmek durumunda kalabilir.
Aldığım izlenim,
Yılmaz Hükümeti'nin Millet Meclisi'ndeki oy desteğini, bu handikapları aşacak sayıya çıkartma gereğini duyduğudur.
Önümüzdeki günlerde, Meclis aritmetiğinde yeni değişimler olabilir.
Mesut Yılmaz Hükümeti'ne,
Baykal'ın tavırlarına endeksli ömür biçiliyor.
Doğrudur.
Ancak...
Daha bu hükümetin kurulması için yapılan öngörüşmeleri hatırlayın.
Baykal'ın
"yıl sonuna kadar seçim beklentisini" dile getirmesi üzerine,
Yılmaz "Belli olmaz... Belki de size bu konuda bir sürpriz bile yapabiliriz" cevabını vermişti.
Siyaset fotoğrafında öyle değişimler olabilir ki...
Anavatan da bu yılın sonunda seçimi önerebilir.
Ne gibi değişimler mi?
Söz gelişi...
Refah Partisi için kapatma davası, sonbahara kadar Anayasa Mahkemesi'nde sonuçlanırsa...
MHP'nin art arda yapacağı olağanüstü ve olağan kurultay,
Anavatan'la ittifak yapacak bir
MHP yönetimini işbaşına getirirse.
Dahası...
DYP'nin içi karışırsa...
Çiller'in genel başkanlığı, sorgulanma aşamasına gelirse.
O zaman
Anavatan için erken seçim, çekici hale gelir.
Bunlar, olasıdır.
Fakat...
Böyle bir ortam,
RP ile mücadelede elini taşın altına sokmuş bulunan
DSP'yi tırmanışa geçirebilir.
O nedenle,
Baykal'ın
RP bağlamındaki söylemlerinde ve eyleminde, beyaz ve siyah netliğinde olması gerekir.
Gri bölgelere girmekten kaçınmalıdır.
Hükümetin anatomisine gelince...
Bu hükümetin köklerini besleyen hayat suyu, toplumdaki
RP'ye ve
DYP'ye değil ama
Çiller'e olan tepkidir.
Bu iki parametre, siyaset ufkunda artık önemsenmeyecek boyutlara indirilmedikçe, hükümetin ortakları birbirlerini yolda bırakmazlar.
Bakanlıkların dağılımına gelince...
İlk bakışta,
DSP en önemli ve duyarlı alanları almış gibi görünüyor.
Örneğin...
Milli Eğitim, Diyanet'ten Sorumlu Devlet ve
Dışişleri Bakanlıkları.
Bunlar hakkında birkaç satır...
Milli Eğitim, aslında, siyasi bunalımın düğümlendiği bakanlıktır.
8 yıllık kesintisiz temel eğitim, o bakanlığın sorumluluğu altındadır.
Yerinde bir tercihtir.
Anavatan ya da
DYP'den gelen bir bakan, kendi tabanlarının baskıları nedeniyle, bu misyonu yerine - tam - getiremezdi. Sulandırırdı.
Siyasal bunalım sürerdi. Hatta ağırlaşırdı.
Diyanet İşleri de son zamanlarda, artık, laik devlet ilkesi çizgisinden uzaklaşan bir yapılanmaya kaymıştı.
Laikliğin doğrultusunda yeniden yapılanması gerekir.
Bu iki operasyon, hükümetteki ortakların, seçmene karşı doğrudan sorumluluk yüklenmelerini önleyebilir.
Dışişlerine gelince...
Hükümet protokolünde, dış politikanın bölge merkezli olarak yeniden yaşama geçirilmesinden sözediliyor.
Ecevit'in
Bağdat politikası...
Avrupa Birliği'ne soğukluğu biliniyor.
O nedenle, cümle, biraz
Ecevit kokuludur.
Ne var ki...
İsmail Cem, kişiliğini ve çizgisini
Dışişleri'nde sürdürecek bir
sağlam politikacıdır.
Bölgedeki
Türkiye kuşatılmışlığı, elbette, bir gerçek.
Fakat...
Bu çemberin kırılması... Ve özellikle
Yunanistan faktörünün aşılması için,
Cem, Batı ile ilişkilerin, ittifakların da bilincindedir.
Hayalci değildir.
Siyaset kariyerini zedelemez.
Öte yandan... Hükümette,
Güneydoğu kökenliler sadece iki kişi... Bu duyarlı bölgeye daha özen gösterilebilirdi.
Ama
RP ve DYP'den, bu hükümete destek kaymaları, gene de o bölgeden olacak.
Çünkü,
yörenin özelliği, iktidarla iyi ilişkileri gerektirir.
Sonuç...
Yakın gelecek için, dağıtılmış bu kartlarla ve oyuncularla tahminler doğru olmaz.
Galiba...
Kartlar, birkaç kez daha dağıtılacaktır.
Bazı oyuncular, masadan kalkacaktır.
Bazı oyuncular, masaya yeni oturacaklar.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr