11 Temmuz 1995... Bosna Srebrenitsa da 8 bin 372 Müslüman Boşnak Sırp ordusu tarafından katledildi.
Bu vahşet Lahey Uluslararası Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “soykırım” olarak ilan edildi.
Katliamı yapan Sırp komutanı Ratko Mladiç mahkum edildi.
Katliamın arkasında BM Barış Gücü’ne ait 400 silahlı Hollanda askerinin ve elbette Hollandalı komutanın büyük suçu var.
BM tarafından Srebrenitsa “güvenli kent” ilan edilmişti.
Bu kente sığınan Müslüman Boşnakların silahları Hollandalı komutan tarafından “İhtiyacınız yok, BM Barış Gücü’nün koruması altındasınız” güvencesi verilerek toplatılmıştı.
Fakat...
Hollandalı komutan sözünün arkasında durmadı.
Bosna Sırp ordusunun yanı sıra “akrepler” diye adlandırılan Sırbistan özel güvenlik güçleri bastırınca Hollandalı komutan Thom Karremans, emrindeki 400 Hollandalı askerden oluşan “Barış Gücü”nü Srebrenitsa’dan çekti.
Korumasız ve güvencesiz kalan Müslüman Boşnakların “Hiç değilse topladığınız silahlarımızı geri verin, kendimizi savunalım” başvurusunu da reddetti.
Binlerce silahsız çocuk, kadın, erkek Müslüman Boşnağı gözleri dönmüş silahlı Sırp birliklerinin önünde yapayalnız bıraktı.
Tarih önünde bu zalimliğin günahını yüklendi.
Sırplar tam 8 bin 372 Müslüman Boşnağı öldürdü.
Sadece 2 bin 700 Boşnak kurtulabildi.
Katledilenlerin ileride tanınmaması için cesetleri önce parçalandı, sonra da bir zamanlar Nazilerin de kullandıkları fırınlarda (krematoryum) yakıldı ve toplu mezarlara gömüldü.
Sadece merhume annemin Boşnak olması nedenyle değil, yeryüzündeki -hangi dinden, hangi ırktan, hangi renkten olursa olsun- her insana duyduğum yakınlıkla bu katliamı yapanları lanetliyorum.
FİLİSTİN DRAMI
GAZZE’de çocuklar, kadınlar, gençler öldürülüyor.
Yöre sürekli bombalanmakta.
Orada da bir katliam var.
Hamas’ın füzeleriyle İsrail vurulmakta.
O topraklar sanki ölümlerin ve acıların yüz yıllardır, hatta bin yıllardır alacakaranlığında.
Filistin ve özellikle Kudüs tarih boyu işgal altındaydı.
Oysa...
Yahudilere Tanrı İbrahim Peygamber aracılığıyla verdiği emirde savaşmadan, zekâyla ve zekâ ürünü olan parayla çözüm üretmelerini buyurmuştur.
Önceki adı “Avram” olan İbrahim’e Tanrı “Seçilmiş ırksınız. Zengin olun. Diğer ırkları da zengin edin. Ancak böylece dünyaya barış gelir” buyurmuş.
Bu alıntıyı Jacques Attali’ nin “Yahudiler, Dünya ve Para” adlı kitabından izlenimlerle yaptım.
Attali Cezayir doğumlu bir Musevi aydındır.
Eğitimini Fransa’da yaptı.
Üniversitelerde öğretim üyesidir, 10 yıl boyunca cumhurbaşkanı özel danışmanı olmuştur, Avrupa Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası’nın kurucu başkanıdır. Kitapları 6 milyon satmıştır.
Attali’nin satırlarıyla İbrahim Peygamber’le devam edelim.
......................
İbrahim, Urfa’dan tarihte “Kenan ülkesi” diye Filistin’e göçmüştür.
Orada Tanrı’dan iki emir alır.
Birincisini yukarıda yazdım; (Zenginleşin)
İbrahim gerçekten zenginleşmiştir.
İbrahim’in sürülerle hayvanı, gümüşü ve altını vardı.
“Zenginleşin” emri “sürü, altın veya para şeklini alabilen zenginlik şiddeti engelleyecek en iyi yoldur........ para her şeyden önce şiddetten sakınmak için bir araçtır....... parayı, zararı tazmin etmek ve misillemeleri engellemek için kullanacaktır. Para, Yahudi halkı için savaş yerine uzlaşma ve barış aracı olacaktır.”
İkinci emir ise İbrahim’in eşi Sara’dan olan oğlu İshak’ı boğazını keserek Tanrı’ya kurban etmesi üzerine gelen yasaktır.
Tanrı böylece binlerce yıldır süregelen dini cinayetlere salt İbraniler (Yahudiler) açısından bir son verir. Tanrı’nın “insan kurbana” ihtiyacı yoktur.
.....................
Gazze’de ve İsrail’de yani hâlâ kanla yoğrulan bu acılı topraklara bir de bu satırların arasından bakalım.
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025