Büfelerde isteyenlere beyaz ve kırmızı şarap satılıyordu! Oysa İstanbul Belediyesi'nin Erbakan'ın partisine geçişinden itibaren AKM'de, Lütfi Kırdar'da, CRR'de sadece kolalı içecekler, kahve ve çay verilirdi. Alkollü içecekler yasaktı.Bunca yıl "ayıp oluyor" diye yazıldı, çizildi, konuşuldu...Ama kulaklara sanki kurşun dökülmüştü.Haydi bizler neyse, ya konuk sanatçılar, dışarıdan gelen sanatseverler, diplomatlar, yabancı yatırımcılar anlamakta güçlük çekiyorlardı.Demek ki bu kabuğun kırılması için AKP'nin seçimleri kazanması ve yönetime gelmesi gerekiyormuş.Sınıfın en yaramaz öğrencisini mümessil yaparak düzeni sağlamak gibi bir şey. Perşembe gecesi AKM'de Pina Bausch'un, "İSTANBUL" adlı dans gösterisini izlerken garip bir şey oldu. Sahnede değil... Fuayede... Dansla anlatmak Pina Bausch'un "İSTANBUL" dans gösterisine...Dünyanın önde gelen koreograflarından Pina Bausch Hong Kong, Roma, Lizbon'dan sonra İstanbul'u da dansla anlatıyor.Geçen ağustos ayında bu projeyi başlattı.30 dansçısıyla birlikte İstanbul'u gezdi. Hamamlardan meyhanelere, Balat kahvehanelerinden Boğaziçi'ne, düğün salonlarından Tophane - Kasımpaşa mekânlarına İstanbul'u yaşadı.Ardından Yıldız Teknik Üniversitesi dans stüdyosunda onlara İstanbul duygularını dansla anlatmalarını söyledi.İşte AKM'de izlediğimiz gösterinin omurgası böyle oluştu. Ya Türkçe söylemleri Almanya'daki komşu Türk manavdan...Pina Bausch, "Duygularımı yazabilsem zaten koreograf olamazdım" diyor."Konuşan vücutlar" söylemi işte bu olmalı...Pina Bausch daha önce gene AKM'de "Masurca Fogo" dans gösterisiyle İstanbul'a gelmişti.Büyülemişti.Orada Portekiz halk şarkıları olan Fado'lar eşliğinde konuşan vücutlar vardı.Denizle çevrili "İSTANBUL" gösterisinde ise tepeden boşalan sular, su efektleri, Mercan Dede ve diğer ustaların müziği, hamam ve sevişme görüntüleri... Bausch'un gözlemiyle İstanbul, dişi kent.Dans gösterisinde bu dişilik yoğun hissediliyor.İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'na teşekkürler. Fuayeden salona dönelim. Çağa Ödülleri Adalet toplumların beyaz rengidir.En temiz, en beyaz olması gereken kurumdur.Ne yazık ki son yıllarda diğer renklerden daha hızla kirlenme sürecine girdi.Eğitim aldığım bir camianın, elbette büyük çoğunluğunu tenzih ederim ama lekeler, beyazda daha çok sırıtıyor.İşte böyle bir ortamda Çağa Hukuk Bürosu'nun 2 yıldır tekrarlanan Hukuk Ödülleri tertemiz yağmur damlaları gibi...Bu kez 22 katılımcı arasında 3 de Alman vardı.Bizim kuşaktan hukukçu Avukat Barbaros Çağa'yı ve arkadaşlarını kutluyorum. Keşke başarılı hekimler, mimarlar, mühendisler de böyle girişimlerde bulunsalar. Bütün renkler kirleniyordu... En hızlı kirlenen beyaz olur, diye bir söz vardır. Halikarnas çınarı... En eski ve başarısını hâlâ sürdüren İstanbul'da Şamdan ve türevleri... Ege - Akdeniz kuşağında Halikarnas...Bodrum'un simgesi olan Halikarnas 25. yıl kutlamalarıyla sezonu açtı.Diyarbakır Koleji'ni bitirmiş olan bir genç, Süleyman Demir. Babasının "Oğlum yarından itibaren inşaat işine başlıyoruz" demesi üzerine 25 yıl önce kaçıp Bodrum'a geliyor.Halikarnas adıyla marka olacak 1000 kişilik bir disko açıyor. Çeyrek yüzyıl önce çılgınlık denecek bir girişim.Ve şimdi 25 yıllık bir çınar...Halikarnas Demirler'in çocuklarıyla da devam etmeli. g.civaoglu@milliyet.com.tr Türkiye'de eğlence turizminin iki simgesel ismi vardır.
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025