Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Geride kalan hafta sonu... Bodrum Türkbükü önlerinde “kuğu” gibi beyaz bir yat.
Savarona’ydı ya da ona “ikizi” gibi benzeyen bir başka güzellik...
Eşim Canan’a “Atatürk’ün yatının charter (kirada) çalıştırılması hiç yakışık almıyor. Devletin protokol yatı olarak hizmet vermeli” dedim.
Türkiye’ye gelen başkanlar, başbakanlar, krallar, şeyhler, BM ve IMF gibi uluslararası kuruluşların başındakiler bu yatta ağırlanmalı.
Görkemi ve zarafeti ötesinde tarihi de önemli.
Cumhuriyetin kurucusunun yatında ağırlanmak ne güzel bir anı olur.
Ayrıca bu yat, Atatürk’ten önce New York/Brooklyn Köprüsü’nü inşa eden John Roebling’in kızı Emily Roebling Cadwallader’e aitti.
1931’de Hamburg tersanelerinde denize indirilmişti.
Öte yandan...
Cumhurbaşkanı ve başbakanların sahillerdeki otellerde kalmak yerine Savarona’da tatil yapmaları, daha şık olur.
Dilediği sahilde demir atar.
Makam uçakları olduğu gibi makam yatı da olmalıdır.
Atatürk’ün yatına “fuhuş baskını” manşetleri canımızı çok acıttı.
Bu rezaletin tekrarlanmasına devlet izin vermemeli.
Savarona’nın müze olması da mümkün.
Ama...
Bütün özellikleri korunarak yılın belli bir sürecinde müze olarak halka açılır, gerektiği zaman denize açılarak devlete hizmet verir.

Haberin Devamı

‘Kuğu’ya recm

SAVARONA TAKVİMİM
Kaç yaşındaydım tam hatırlamıyorum.
5-6 olabilir.
Savarona’nın ikinci kaptanı ailemizden bir denizcinin arkadaşıydı.
İstanbul’da demirli olan Savarona’yı bize gezdirmişti.
Hayal meyal hatırlıyorum.
Atatürk sevgim, Atatürk onuruyla daha da büyümüştü.
Bizim evde Atatürk tutkusu vardı.
Annem ve babam Atatürk’ün balolarına katılmışlardı.
Onunla aynı mekânda -sanıyorum Ankara Palas salonlarında- dans etmişlerdi.
Atatürk’ün oturduğu koltuğun karşısında yarım ay çizen diğer konuklarla birlikte onu seyrederlermiş.
“Çakmak çakmak gözlerine bakmak mümkün değildi” diye anlatırlardı.
Atatürk’ün İş Bankası Genel Müdürü Celal Bayar annemle babamın nişan yüzüklerini takmış.
Yaptığı kısa nişan konuşmasında bile Atatürk’ten söz etmiş.

Yaktılar
Aradan yıllar aktı...
Terörün azgınlaştığı, siyasi cinayetlerin günlük istatistik rakamlarına dönüştüğü yıllarda Savarona’yı yaktılar.
Galiba “küpüne zarar keskin entelektüellerin” Atatürk’e ilk saldırılarıydı.
Bugünlerin işaret fişeğiydi.
Bu ikinci Savarona anımdan sonra üçüncüsünü yansıtayım.
Çırağan Kempinski Oteli’nden kalkan bir motordayız.
Hurdaya çıkarılarak “jilet olmaya” mahkûm edilen Savarona’yı aile dostumuz Sadıkoğlu’lardan Kahraman 49 yıllığına kiralamış ve tüm planlarına/fotoğraflarına sadık kalarak yenilemişti.
Gezdirdi.
Hayran kaldık.
Dördüncü anım 10 Kasım televizyon programımı Savarona’da çekmiş olmamdır.
Atatürk konulu filmin oyuncuları konuklarımdı.
Duygu yüklü saatler geçirmiştik.
Sonrasında birkaç özel davette de bulundum ama içim burkularak...
Ve...
Monaco’da Galatasaray’ın Real Madrid’i yenerek “Avrupa Süper Kupası”nı kaldırdığı gece...
Stattan Monaco’da demirli Savarona’ya geçtik.
Kahraman, Süper Kupa şerefine bir davet düzenlemişti.
Harika bir geceydi.
Devlet protokol yatı olursa “Süper Kupa” da yabancı konuklara anlatılacak değerli bir hatıra.

Haberin Devamı

SAVARONA’YA KIYMAK
Savarona bakımı zor ve pahalı bir yat.
Diğer yatlar gibi “charter”a veriliyor.
Geceliği -doğruysa- 50 bin dolar.
Bir Rus işadamı tarafından kısa süreliğine kiralanmış.
İçinde davet verir, arkadaşlarını konuk edebilir.
Hepsinin evli olmaları gibi bir şart da yok.
Ege ve Akdeniz sahillerinde her yatın içinde neler olduğunu biliyor muyuz?
“Evlilik cüzdanı” mı soruluyor.
Ünlülerin devasa yatları geliyor.
Partiler veriliyor...
İçindeki kadınlardan kim “menşe şahadetnamesi” istiyor.
Savarona’yı kiralayan zengin Rus da konuklarını seçmekte hürdür.
Bir zamanlar Atatürk’e ait olan yata “fuhuş baskını” iddiasıyla el koymak ve bunu davul zurna çalarcasına ilan etmek de nesi?
Bilinçaltında Atatürk’e dönük izler mi?
Eğer bu olayda bir “suç şebekesi” varsa, “suç” işlenmişse bunun hukuki gerekleri yapılır.
Ama...
Bu yatın hatalarına saygı duyan toplumun büyük kesimini rencide etmeden...
Sıra geldi Savarona’ya diye kaygılıyım.
Bir tarihte yakmışlardı...
Küllerini savuramadılar.
Şimdi “kuğuya recm” zamanı mı?
Polis görevini yaptı. Sözüm olayı “Savarona ekseninde” istismar edenleredir.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı “Savarona’yı müze yapmak için” Maliye Bakanlığı’na başvurması nedeniyle kutluyorum.