Mahkemelerde sürünecekti.Neymiş?Konserinde, Apo posterleri ve PKK pankartları açılmış.Bu "yataklık ve yardakçılık mı?"Haluk Levent soruyor:"Önceki gün de İbrahim Tatlısesin konserinde birisi Apo posteri açtı. Tatlıses, PKKya yataklık ve yardımcılık mı yapmış oldu?" Haluk Levent, Almanyadaki konserinde PKKya yardım ve yataklık iddiasının eşiğinde yırttı. 48 saat gözaltı bile şanstı. Savcı iddianamesine girseydi, dava açılması zorunluluk olacaktı. Tekrarlayayım ki, Haluk Levent gene de ucuz atlatmış.Bir örnek vereyim:İstanbul Barosu eski Başkanı Yücel Sayman, bir savcı hakkında, "iddianame yoluyla hakaret davası açacağını" söyledi.Savcı, iddianamesinde "Saymanı Almanya casusu olmakla" suçlamış, dava açılmış. Sayman, yargılama sonunda "kanıt olmadığı" için beraat etmiş.Soruyor:"Kanıt yoksa, böyle bir iddianameyi nasıl yazar?" Türk hukuk sisteminde, hakimin iddianameyi ret yetkisi yok.O nedenle dava açılmış.Sayman, yargılanıp beraat edince savcı aleyhine, "iddianame yoluyla hakaret" davası açarken, sonuç alacağından çok da umutlu değil.Fakat, sonra, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de götürecek.Oradan umutlu. Türk adalet çarklarında ilk kez böyle bir dava açılıyor.İlginç bir dosya. Tez konusu bile olabilir. İddianame yoluyla hakaret Ancak...Sorun sadece hukuk teorisinde bir fantezi gibi görülmesin.Yeterince ciddi kanıt olmadan savcı iddianamesinde yer almak, sonra, yıllarca mahkemelerde uğraşmak "herkese çıkabilir" piyango.Ayrıca... Sonu beraat da olsa, gazetelerde, televizyonlarda, bu iddianame nedeniyle teşhir edilmek de var.Savcı, Cumhuriyeti temsil eder.Mahmut Esat Bozkurtun adalet reformu sırasında Atatürke, "Cumhuriyet valisi, Cumhuriyet büyükelçisi demiyoruz da neden Cumhuriyet savcısı denilsin" yolunda tepkiler olmuştu. Bozkurt, "Cumhuriyet savcısı, halkın hakkını savunur. Gereğinde, valiye, büyükelçiye, müsteşara, devlete karşı da... O nedenle Cumhuriyet savcısıdır" cevabını vermişti.Atatürkün "devam et Bozkurt" söylemi üzerine Cumhuriyet savcısı deyimi yerleşmişti.Bu özel durumu nedeniyle, savcıların, kendilerince bazı emareleri değerlendirmeleri ve iddianameye koyarak dava açılmasını istemeleri anlaşılabilir.Zaten böyle olmadığı zaman davaya gerek olmadığına karar veriyorlar.Ama... Bir önemli boşluk var.Savcı iddianamesi üzerine hakim dava açmak zorunda. Sonra...İlk duruşmada veya daha ileri safhalarda beraat kararı verebiliyor.Oysa... İddianameye rağmen hakim iddianameyi reddedebilmeli."Dava açmamı gerektirecek ciddi kanıtlar yok" diyebilmeli.CMUKta bu yolda değişiklikleri öngören tasarı hala bakanlıkta bekliyor.Hakimlerin önünde 10 binlerce gereksiz dosya yığılıyor. İnsanlarımız da, hakimler de, boş yere eziyet çekiyorlar. Piyango Haluk Levente dönelim.Anlatıyor:"Konserde, baktım, posterlerle, pankartlarla hava değişiyor. Kısa kestim.Dönüşte, cuma günü avukatım savcıya gitti. Soruşturma yaptığınızı duyduk. İsterseniz Haluk Leventi hemen getireyim. İfadesini alırsınız önerisinde bulundu.Şimdi gerek yok. Prosedür neyi gerektiriyorsa o yapılır cevabını aldı. Pazar gecesi, Çankaya Belediyesi tarafından yaptırılan parkın açılışında konserim bittiğinde, polisler tarafından emniyete götürüldüm. Sabaha karşı iki saat ifadem alındı. Ama 48 saat gözaltında kaldım. Gerisi iç işlemlerdi. Parmak izi alınması, sabıka fotoğrafı çekilmesi falan... Nezarethanede tek kişilik bir odada kaldım. Savcı, yeterli kanıt olmadığı için serbest bıraktı."2 saat sorgu, birkaç dakikalık iş olan parmak izi alınması ve fotoğraf için 48 saat bir insan gözaltında tutulur mu?Ve Türkiyede sevinç çığlıkları atılıyor:"Yaşasın... ABye uyum nedeniyle Haluk Levent kurtuldu."ABye böyle mi uyum? g.civaoglu@milliyet.com.tr Sanatçının serüveni