Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bazı anne-babalar 3 ya da 6 ayda bir, çocukları uyurken birkaç saç teli kesip tahlil ettiriyorlar."Çocuk uyuşturucu kullanmışsa net olarak anlaşılıyor..."Böylece, ortaöğretimde çok yaygınlaşan uyuşturucu trafiğine karşı çocuklarını denetliyorlar.Sadece esrar, eroin, kokain değil, ecstasy gibi sentetik haplar ve onun türevleri, alt türevleri de saç telinden saptanabiliyor.Saç teli, tıpkı bir video bandı gibi kayıt alıyor. Uzunluğuna göre saç sahibinin hangi uyuşturucuyu aldığı, en son hangi tarihte kullanıldığı haftasıyla da saptanabiliyor. Oysa idrar ve kan yolu tahlillerinde sadece 2-3 gün öncesine kadar saptama yapılabiliyor.Örneğin İstanbul'da Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Vakfı'ndan bu hizmet alınabiliyor. (Ayrıntılı bilgi, vakfın internet sitesinde var. Doç. Dr. Armağan Samancı: 0 212 660 40 48.)Büyük illerde bu saç teli tahlillerini yapabilecek merkezler var. ..............................Neden uykudayken çocuğun saçını kesmek?Çünkü... Çocuğa psikolojik bir baskı yapmamak gerekir. Eğer uyuşturucu kullandığı saptanırsa bu bilginin çocukla nasıl paylaşılacağı, nasıl bir tedavi süreci izleneceği psikolog/psikiyatr konusu...Gerçi... Tahlil merkezleri genelde "çocuğun da gelmesini" isteyebiliyor ama bunun nedeni "saç telinin gerçekten çocuğa ait olup olmadığı ve başka amaçlarla kullanılabileceği" kuşkusu.Fakat...Aile kendilerini tanıtır, tahlil merkezi yöneticilerini ikna edebilirse muntazam olarak belirli aralıklarla saç teli analizlerini yaptırabilirler.Asıl çözüm, Milli Eğitim Bakanlığı'nın ve okulların bu tahlil merkezleriyle ilişki kurmaları, tahlilleri belirli bir düzene bağlayarak kurumsal hale getirmeleri...Örneğin... Kuşku duyan anne-babaların, okul müdüründen ya da okul-aile birliğinden bir yazı alarak tahlil merkezlerine başvurmaları düzenlenebilir...............................Uyuşturucu, ortaöğretimde görülen çeteleşmenin, bıçaklama, cinsel taciz gibi suçların başlıca kaynağı.Büyükler gibi o gençler de suçun mali kaynağını uyuşturucudan sağlıyorlar. Saldırganlığın psikolojik ve nevrotik dopingi de uyuşturucu.Bazı çalışmalarda, uyuşturucu satışlarından doğan çıkar kavgaları da var.Uyuşturucu sağlamak için para bulmak amacıyla tehdit, darp, çalma gibi yöntemler uygulanıyor...............................Saç teli tahlillerinde iz sürerek satanın da bulunması mümkün. Ne var ki... Tahlil merkezlerinden okullara yapılan yazılı çağrılara hiçbir okuldan yanıt gelmemiş. Okullar, öğrencilerin böyle bir denetimden geçmeleri halinde "yüksek oranda uyuşturucu kullanımı sonucunun çıkması ve böylece okulun şöhretinin kötülenebileceği" kaygısındalar.Okullarda "var oluş, din bilgileri, başörtüsü, İHL'lerin üniversiteye kabulü" gibi daha çok siyasi sorunlara kilitlenen MEB, ne yazık ki, çeteleşme, adi suçlar, uyuşturucu, cinsel taciz gibi pisliklerin ortaöğretime yayılmasını önlemek için belki de "siyasal" boyutu olmadığından yeterince etkili bir mücadele programı uygulamıyor. Okul yönetimleri de kendilerinin sicilleri, okullarının şöhreti için kaygıları nedeniyle pisliği halıların altına süpürüyorlar. ...............................Eskiden aileler çocuklarını üniversiteye ve liseye gönderirken, "sol ve sağda ideolojik çatışmalar" nedeniyle yürekleri ağzında, onların dönüş yollarını gözlerlerdi. "Çocuklarının can güvenliği" kaygısındaydılar. Yıllar sonra şimdi aileler gene "çocuklarının can güvenliği" kaygısındalar. Bu kez "siyasal, ideolojik terör çatışmaları" değil, "çeteler, uyuşturucu, darp, cinsel taciz, bıçaklamalar" nedeniyle..................................Osmanlı Maarif Nazırı'nın "Ah şu okullar olmasaydı, Maarif'i ne güzel idare ederdim!.." söylemini hatırlayalım. (Haşim bey ya da Emrullah Efendi'ye ait olduğu söylenir.) g.civaoglu@milliyet.com.tr OKULLARDA "varoluş, din bilgileri, başörtüsü, İHL'ler" gibi siyasi sorunlara kilitlenen Milli Eğitim Bakanlığı, ne yazık ki, çete, uyuşturucu, cinsel taciz gibi pisliklerle mücadele etmiyor.